İzmir'de, 22 yaşındaki kızı Büşra Yabaşkul'u koca terörüne kurban veren anne Zuhal İnce, içini SABAH'a döktü. 3 yaşındaki torunu Deniz'e yaklaşık bir yıldır hem annelik hem de babalık yapan Zuhal İnce, bir yandan evlat acısını yaşarken bir yandan da hayattaki tek dayanağı ve mutluluk kaynağı torununu iyi bir insan olarak yetiştirmeye çalışıyor. Eşinden yıllar önce ayrılan ve tüm hayatını torununa adayan İnce, "Annesinin öldüğünü bilmiyor ve bazen yokluğunu hissediyor. Zaman zaman annesini soruyor. Ben de 'Hastalandı, hastaneye gitti, gelecek' diyorum. Bir yakınım kızımı rüyasında görmüş. Kızım, Deniz'i çok özlemiş. O nedenle torunumu annesinin mezarına götürdüm. Parka geldiğimizi söyledim. Dua ettik" dedi.
'ARTIK TÜM KADINLARIN ANNESİYİM'
Kızının rüyasına girdiğini de sözlerine ekleyen İnce, sözlerine şöyle devam etti: "Kalbimin çok acıdığını söyledim. O da bana 'Dur anne, kalbini elimle ovayım, geçer' dedi. Sonra da ovdu. Ben kızımı koca terörüne kurban verdim. Artık Türkiye'deki tüm kadınların annesiyim, arkadaşıyım. Bir kadına destek olmak için Van'a bile giderim. Artık bütün kadınların yanındayım, destekçisiyim. Kızım hiçbir şekilde geri gelmeyecek. Acım hafiflemeyecek ama o katil ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı ve kızımın kanı yerde kalmadı. Bir daha hiçbir kadına zarar veremeyecek. Cezaevinden, başkalarının adıyla mektuplar gönderiyor. Kızını görmek istiyormuş. Torunum şu an 3 yaşında ve olayların farkında değil. Bu yaşta babasını görmesinin bir faydası yok. O benim kızımı görme hakkımı elimden aldı. Şimdi de torunumun üzülmesini istemiyorum."
'KADINLARIN YAŞAM HAKKI KİMSENİN TASARRUFUNDA DEĞİL'
Ailenin avukatı Sedef Akaydın, şöyle konuştu: "Birçok dosyada olduğu gibi Büşra Yabaşkul cinayetinde de erkeklerin, ayrıldıkları kadınların, kendi hayatlarını yaşama kararı almalarına dahi tahammül edemediklerini görüyoruz. Burada adeta mülkiyet ilişkisinin bir tezahürü var. Zaten katilin duruşmada Büşra'yı kastederek 'Yaptığının bedelini ödedi' ifadelerinden bunu çok net anlıyoruz. Ancak kadınların yaşam hakkı kimsenin tasarrufunda değildir. Verilen karardan elbette ki memnunuz ancak kadın cinayetlerini önlemek için politik bir duruş ve topyekûn bir mücadele gerekiyor."
Büşra'yı öldüren eski eşe, indirimsiz 'ağırlaştırılmış müebbet'