Sezgin, kompleks yapıdaki önemli özelliklerden birinin mozaikli mekanlar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Mozaikli Ev'in en dikkati çeken özelliklerinden biri, mozaik zeminlere sahip olması. Bu da önemli bir yapı olduğunu gösteriyor. Yapının, milattan sonra 2. ve 3. yüzyıllarda inşa edildiğini değerlendiriyoruz. Hristiyanlık döneminde de kullanılmaya devam etmiş olmalı, çünkü hemen arkasında bulunan ve Mısır Tanrıları Tapınağı olarak bilinen Kızıl Avlu'nun kiliseye çevrilmesi, bölgede bir Hristiyan topluluğunun yaşadığını gösteriyor. 7. yüzyıldaki Arap akınları sırasında büyük bir yangınla terk edilmiş olduğunu düşünüyoruz. Çatı kiremitleri ve yanmış kaplar, bu yıkımın bir yangın sonucu olduğunu gösteriyor. Yapıda dört farklı noktada mozaikler bulundu. 3. ve 4. yüzyıllara tarihlenen bu mozaiklerde, geometrik ve bitkisel motifler ile farklı renkler kullanılması dikkati çekiyor."
ANTİK DÖNEME AİT KRALİYET MÜHRÜ
Bergama'nın, Helenistik dönemde bir krallık başkenti olduğunu hatırlatan Sezgin, Mozaikli Ev kazısında, kraliyete ait yapılarda kullanıldığı belirlenen mühürlü bir çatı kiremidi parçasının bulunduğunu aktardı.
Yusuf Sezgin, Helenistik döneme ait kiremit parçasının Roma dönemindeki yapıda da kullanıldığını belirterek, "Üzerinde 'Bazilike' yazan kiremit parçası bulduk. Helence bazilike, krala ait demek. Bergama Akropolü'nde kraliyet ailesi için özel olarak inşa edilmiş yapılarda bu tür mühürlerin kullanıldığı biliniyor. Bir binada bu ifade varsa, bu krala ait anlamına geliyordu. Daha önce parçalar halinde benzer örnekler bulmuştuk ancak ilk kez eksiksiz bir mühürlü kiremit ortaya çıkarıldı." ifadesini kullandı.