Tip 1 diyabetin vücudumuzdaki pankreasın hasar görmesi ve insülin üretemez hale gelmesi ile ortaya çıkan bir durum olduğunu belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, "Tip 1 diyabette insülin tedavisi mutlaka hastalığın ilk çıktığı zamandan itibaren gereklidir. Bu hastalar insülin kullanmadıkları takdirde yaşamlarını idame ettiremezler. Tip 2 diyabet ise toplumda daha çok görülmekte ve hastaların yaklaşık yüzde 90'ını oluşturmaktadır.
Tip 2 diyabet daha çok genetik faktörlerin hazırladığı insülin direncinin hastaların çok büyük bir kısmında yer aldığı ama bunun yanı sıra insülin salgılama bozukluğunun da olduğu bir diyabet tipidir."
Op. Dr. Özgür Demirtaş, "Tip 2 diyabetik hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri, beslenmenin düzenlenmesi, egzersiz yapılması ve bununla birlikte oral anti diyabetiklerin öncelikle kullanılması söz konusudur. Ancak ilerleyen dönemlerde Tip 2 diyabetik hastaların da insülin salgılama kapasitelerinin azalması sonucunda insülin salgılama yetersizliği olan konuma ilerleyebilmektedirler" dedi.
METABOLİK CERRAHİ
Kilo fazlalığı, diyabet, kolesterol ve tansiyon yüksekliği ile seyreden tabloya Metabolik Sendrom adı verildiğini belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, " Metabolik Sendromun ameliyat yöntemleri kullanılarak tedavi edilmesine metabolik cerrahi adı verilmektedir. Cerrahi tedavi ile tip 2 diyabet hastalarında, vücutta var olan ancak kullanılamayan insülin kullanılabilir hale getirilir. Cerrahi, insülin duyarlılığını artırdığı için diyabet süresi daha kısa olan ve endojen insülin rezervi daha yüksek olan hastalar metabolik cerrahi uygulamalarından daha fazla fayda görmektedirler" diye konuştu.
Günümüzde günlük diyet ile tüketilen gıdaların içeriğinde ciddi değişikliklerin oluştuğunu belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, "Artık tüketmekte olduğumuz gıdaların önemli bir bölümünü rafine, işlenmiş gıdalar oluşturmaktadırlar. Bu sebeple gıdalar adeta bir ön-sindirime uğrayarak daha mideden çıkar çıkmaz tama yakın sindirilmektedir. Daha da önemlisi alınan bu ürünler çoğu yüksek kalorili gıdalardan oluşmaktadır. Sonuçta ince barsak son kısmına gelen içerik, gıda içeriği açısından oldukça fakirleşir ve bu kısımda yer alan bağırsak hormonların etkileri de azalır ve vücutta zaten var olan insülin kullanılamaz. Bu durum metabolik cerrahi uygulamalarının temelini oluşturur. Kısaca, metabolik cerrahi uygulamaları ya yiyecekleri ince bağırsak son kısmına götürür ya da ince bağırsak son kısmını yiyeceklere götürür."
MİDENİN KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ ALINIYOR
Metabolik cerrahide midenin emilim bozukluğu yapmadığını belirten Op. Dr. Demirtaş, "Obezite cerrahisindeki gibi midenin yüzde 70'i gibi büyük bir bölümü yerine midenin küçük bir bölümü alınır. Ameliyat sonrası dönemde vitamin, mineral kaybı görülmediğinden takviye gerekmez." Uygun hastalara uygulandığında metabolik cerrahinin yüz güldüren sonuçlar verdiğini belirten Op. Dr. Demirtaş, " Metabolik Cerrahinin başarı oranı yüzde 90'ın üzerindedir. Metabolik cerrahi insülin direncini başarılı şekilde düzenleyen bir ameliyattır. Sadece kan şekerini düşürmekle kalmaz tansiyon ve kolesterolü de düzene sokar" dedi.
HASTALIKLARDAN KURTULUŞ
Op. Dr. Demirtaş, Metabolik Cerrahi (Şeker hastalığı ameliyatı) ile şeker haplarının ve insülin iğnelerinin tam olarak bırakılması ya da azaltılması, kan şekerinin yüksek seyretmesi nedeniyle karşılan göz, böbrek, nörolojik problemler, kalp ve damar sorunlarından kurtulabileceğini ya da aza indirilebileceğini belirterek, "Şeker hastalığının yanında var olan şişmanlık, tansiyon yüksekliği, uyku apnesi, kolesterol yüksekliği koroner arter hastalığı ve polikistik over sendromu gibi çoğu hastalıklardan da kurtulabilirler. Günümüz şartlarında şeker hastalığının uzun süreli kalıcı tedavisiniN sadece cerrahi ile başarılabildiği anlaşılmıştır. Şeker hastalığının tedavi alternatiflerinden birinin de cerrahi olduğunu, ameliyat başarısında önemli rolün pankreastaki insülin rezervlerinin tükenmemiş olması ve ciddi geri dönüşü olmayan organ hasarlarının başlamamış olması gerekmektedir." dedi.
20 YILLIK DİYABETİNDEN AMELİYATLA KURTULDU
20 yıldır Tip 2 diyabet hastası olan, 66 yaşındaki Nazire Turan, Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgür Demirtaş ve ekibinin yaptığı Metabolik Cerrahi (Şeker Ameliyatı) ile diyabetinden kurtularak sağlığına kavuştu.
20 yıldır şeker hastalığı ile mücadele eden Nazire Turan 10 yıldır insülin ve şeker hapı kullandığını belirterek, "Hastalığım iyice ilerlemişti. Günlük yaşamım sıkıntıya girmeye başlamıştı. Yürüme problemleri de çekiyordum. Bu ameliyatı duymuştum ancak endişelerim vardı. Op. Dr. Özgür Demitaş'ı da basından ve internet üzerinden takip ediyordum. Ameliyat hakkındaki endişelerimi hocam giderdi ve merak ettiğim tüm soruları içtenlikle yanıtladı. Daha sonra ameliyat olmaya karar verdim ve kendimi gayet sağlıklı hissediyorum." dedi.
3 GÜN DE TABURCU
Ameliyat hakkında bilgiler veren Op. Dr. Özgür Demirtaş, "Türkiye'de diyabet son 10 yılda neredeyse 2 kat arttı. Artık şeker hastalığının kontrolünü ilaç ve insülin tedavileriyle sağlamak zorlaşıyor. Klasik tedaviler şeker hapları ve insülinler göz, kalp damar komplikasyonlarını ya da böbrek komplikasyonlarını önlemede etkisiz kalmaktadır. Vücudunda insülin tespit ettiğimiz kişileri ameliyat edebiliyoruz. Uygun hastalara yapılan metabolik cerrahi yüz güldüren sonuçlar veriyor. Hastamız Nazire Hanım'da bize geldi ve kendisi ameliyata uygun olduğu için metabolik cerrahi ameliyatını uygulayabildik. 3 gün hastane de kalan Nazire Hanım, hastanemizden tedavi olmuş, sağlıklı bir şekilde ve insülin iğnelerinden kurtularak mutlu bir şekilde ayrıldı" diye konuştu.
