Karabağlar Kaymakamı Cemil Özgür Öneği, Mobilya Akademisi Projesi ile başlayan eğitimlere Karabağlar Çalıkuşu Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi'nde devam etme kararı alarak harekete geçti. Reşat Nuri Güntekin'in Karabağlar'da kaleme aldığı eserinden esinlendiği isim ve Çalıkuşu Feride öğretmenden aldığı ilhamla ilerledi. Kaymakam Öneği, kadınları istihdama kazandırmak için çıktığı bu yolculukta onların yemeklerinden çocuklarının bakımına kadar her ayrıntıyı düşündü. En sonunda ortaya sanat eseri değerinde ürünler çıktı. Kadın ustaların yaptığı eserlerden oluşan Ferim markası yine İzmir'in markası olan Ülkea tarafından desteklendi... Bu meşakkatli ama güzel yolculuğun hikayesini Kaymakam Öneği'den dinledik...
- Genelde belediyelerin öncülük ettiği kooperatiflerde ilk kez bir kamu kurumunun öncülüğüne tanık oluyorum.
Çalıkuşu Kadın Kooperatif nasıl doğdu?
Tamamen üretmek fikrinden doğdu. İzmir Valiliğinin öncülüğünde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinasyonunda İzmir Kalkınma Ajansının Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) kapsamında Mobilya Akademisi Projesi'ni hayata geçirmiştik. Proje kapsamında İzmir Mobilyacılar ve Marangozlar Odası binasındaki Tasarım Merkezi'nde mobilya satışı, mobilya döşemeciliği ve dikişi, mobilya tasarımı konularında ücretsiz eğitim veriliyordu. Baktık ki bu iş oluyor, bunu biraz daha kurumsallaştıralım dedik. Kooperatif fikri böyle oluştu.
- Çalıkuşu ismi nasıl ortaya çıktı?
Reşat Nuri Güntekin, "Çalıkuşu", eserini burada yazmış. Bir Cumhuriyet kadını var, eserde. Feride Öğretmen. Onun mücadelesi var. Biz de bundan ilham alarak Karabağlar Çalıkuşu Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi'ni kurduk. Sonrasında da ürettiklerinizi katma değerli hale getirmeniz, sürdürebilir yapıya getirmeniz gerekiyor.
Bunun için de marka çok önemli.
Markanın getireceği sorumluluklar aynı zamanda bizi motive edeceği için bu kez o yola girdik. Yine Çalıkuşu'ndaki Feride öğretmenden esinlenerek "Ferim" markasını oluşturduk. O dönem kursiyerlerimizin eğitmeni olan Ruhan Çalış da şu an kooperatifimiz başkanı.
- Kursu bitirenlere hadi gidin çalışın mı dediniz, nasıl işleri bu süreç?
"Her kadın azimlidir, çalışkandır, üretkendir; elinin emeği bereket, gözünün feri, ışıktır, aydınlıktır" diye yola çıktık.
Bir çok kurs açtık, sayacılık kursu açtık, döşemecilik kursu açtık, satış elemanı eğitimi verdik, evet kadınlar burada eğitimi aldıktan sonra sular seller gibi hadi gidin çalışın deme şansımız yok. Neden?
Çünkü bir zihinsel dönüşüme ihtiyaç vardı.
- Nasıl bir dönüşüm bu?
Ataerkil yapı içerisinde kocanın, eşinin çalışmasına karşı direnci var. Bazı yerlerde kaynana baskısı var. Birçoğu ev hanımı olan kadınlarımıza, eğitim verdikten sonra "Hadi sen git Işıkkent'te çalış" deme şansımız yok.
O yüzden en azından bu açtığımız kurslarla o zihinsel dönüşümün gerçekleşmesine bir katkı sağlayabilir miyiz? düşüncesiyle hareket ettik. Bunun için aile destek merkezleri açtık. Devrim mahallesinde, Metin Oktay da var, üçüncüyü de Salih Omurak da açıyoruz.
Tabi buraların destekleriyle o zihinsel dönüşüm de mesafe aldık.
- Bu kadar kolay sağlanamaz ama zihinsel dönüşüm. Başka bir şeyler, bunu olumlu kılacak, tetikleyecek şeyler de olmalı?
Elbette doğru. Evinde olan kadının çalışmak istemesi ayrı, eşin bunu kabullenmesi ayrı. Hadi kadın kursa gidiyor, akşam kurstan eve geliyor, bir yemek telaşı başlıyor. Burda dahi kolaylaştırıcı olmalısınız, biz kursiyerlerimiz evde o telaşın içinde olmasın diye yemeklerin teminini sağladık.
Bunu yapabilirsiniz ama diğer taraftan çocukları var. Çocukları kime bırakacaklar?
Kreşlerimizi devreye soktuk. Yeter ki kadınlarımız üretsin dedik. Bunun gibi birçok şeyi üst üste koyunca, bahsettiğimiz o zihinsel dönüşümde mesafe almak mümkün oldu.
- Peki şimdi durum nedir?
Çok sayıda kurs açtık. Kursiyerlerin sayısı artıkça, ürünlerin deseni genişledikçe kooperatifimiz de güçlendi. Özellikle Türk Düğümü ile yapılan aksesuarlar muhteşem. Geri dönüştürülebilir selüloz malzeme kullanarak üretilen çevreye duyarlı
el emeği dekoratif ürünler harika. Ferim
ile gurur duyuyoruz.
İzmirlileri de bu ürünlerden alarak kadınlarımıza destek olmaya davet ediyoruz.
- Kooperatif başkanımıza sormak istiyorum. Ürünleri ilk gördüğüm yer ÜLKEA oldu, hepsi çok güzel. Buraya olan yolculuk nasıl oldu?
Ben o dönem Satış Elemanı Kursu veriyordum.
ÜLKEA'dan eleman talebiyle bir telefon geldi ben de bizim bir kooperatifimiz var, ürünlerimizi sergilemek için bize bir yer verir misiniz? diye telefonda konuştum. Bizi arayan kişi, "Size kısa sürede dönüş yapalım dedi.
5 dakika sonra Ülkü Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Ülkü aradı "Haydi gelin" dedi.
Bizim için inanılmaz motivasyon oldu. Çünkü burası 10 binlerce metrekarelik bir alan. Ev için ne isterseniz var ve bizim ürünlerimiz için harika bir yer. Hepsi böylece görücüye çıkmış, İzmirlilerle buluşmuş oldu. Bu noktada Tülin Ülkü bize sonsuz destek verdi. Hepimizle tek tek ilgilendi. Kadınlarımıza, onların ürettiklerini verdikleri değer için minnettarız.
- Şu an ilgi nasıl peki?
Telefonlara yetişemiyoruz. Tanıtım artıkça satışlarımız da artıyor. Hedefimiz elbette ihracat, onu da başaracağımızdan eminim.
"FERİM DE BİZİM GİBİ İZMİR MARKASI"
- Tülin hanım size de sormak istiyorum. Koca alanda Ferim ürünleri yer alıyor. Yani bu sosyal desteğin bile ötesinde bir durum.
Birincisi Çalıkuşu Kooperatifi'nin ürünleri çok güzel. İkincisi bu ürünleri yapanlar, kadınlarımız. İzmirli kadınlar.
ÜLKEA ise yerli ve milli markaların buluşma noktası. Ferim de aynı bizim gibi bir İzmir markası. Bu noktadan baktığınızda Çalıkuşu Kadın Kooperatifi ve Ferim, elbette ki en güzelini hak ediyor.
Ancak şunun altını özellikle çizmem gerekiyor ki tam dediğiniz gibi bu sosyal desteğin bile ötesinde. Çünkü, tüm bu dekoratif ürünler estetik ve dekoratif olarak zamanın ötesinde bir kaliteye sahip. Yani en güzelini hak ediyorlar.