Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, teslim olduktan sonraki 6.5 saat boyunca gözaltında tutulduğu emniyette, "Keşke o kız geri gelse, yaşasa da ben idam edilsem" dedi.
Yaşı küçük olduğu için ellerine kelepçe takılmayan Cem Garipoğlu, Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde nezarethane yerine avukatların görüşme odasında tutuldu. 15.00'te alınan ifadesinden sonra 18.55'te Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen Garipoğlu, savcılığa 4 saat ifade verdi. Cem, dışarı çıkarıldığı sırada, vatandaşlar tarfından linç edilmek istendi.
Buradan nöbetçi mahkemeye çıkarılan Garipoğlu, tutuklanarak Maltepe Çocuk ve Ceza İnfaz kurumunda 20 kişinin kaldığı koğuşa konuldu.
BIÇAKLADIM
Garipoğlu. savcılıktaki ifadesinde olaya Münevver'in cep telefonunda gördüğü teğmenden gelen mesajların neden olduğunu söyledi. Olay günü Münevver'in mutfakta bulunduğu sırada kurcaladığı cep telefonunda gördüğü mesajlar nedeniyle tartıştıklarını ifade eden Cem G, mutfaktan aldığı bıçakla bıçakladığını, gerisini hatırlamadığını anlattı. Cem, savcının ısrarlı sorusu üzerine, cesedi valize sığmadığı için testere ile kestiğini söyledi.
MSN'DEKİLER ŞAKA
Yaklaşık 8 saat süren uzun sorgulama sırasında yorgun olduğunu söyleyen Cem, babasına üzüldüğünü, ancak korktuğu için teslim olmadığını söyledi. Cem daha önce MSN kayıtlarında "Önce sana sarılırım, sonra başlarım sıkmaya boğana kadar" şeklindeki yazışmaları ile ilgili olarak, şaka yaptığını ifade etti. Cem G., Münevver ile ciddi bir ilişki içinde olduğunu, basına yansıtıldığı şekilde biri olmadığını da ifadesinde söyledi.
Cevap bekleyen birçok soru var
Cem Garipoğlu'nun 197 günlük firarın ardından teslim olması cinayetin üzerindeki sis perdesini kaldırmadı. İşte, yanıt bekleyen sorular:
1 - Cinayetin işlendiği gece eve gelen polis ve jandarmanın elinden nasıl kurtuldu?
2 - 197 gün boyunca nerede saklandı ve kimler yardım etti?
3 - Bu sürede kimlerle, nasıl temas kurdu?
4 - Teslim olması kendi tercihi miydi, yoksa birileri tarafından ikna mı edildi?
5 - Bir pazarlık süreci işledi mi?
6 - Teslim olmak için seçilen tarih ve yerin özel bir anlamı var mı?
7 - Avukatıyla nasıl irtibat kurdu, kimler aracılık yaptı?
"Beni öldürecekler"
Kızlarının katil zanlısı Cem Garipoğlu'nu geçen 197 gündür Türkiye'nin gündeminden düşürmeyen baba Süreyya ve anne Nagihan Karabulut'un acıları bir nebze teselli oldu. Cem Garipoğlu'nun yakalanma görüntülerini izlediğinde tam anlamıyla sevinemediğini belirten baba Karabulut, "Kızım geceleri rüyama giriyor, 'Baba Cem'i bul' diyordu. Ben ne zaman rahatlayacağım biliyor musunuz? Bu cinayetin arka bahçesi aydınlatıldığı zaman. Şu an yaklaşık 25 kişinin daha adliye koridorunda olması gerektiğini düşünüyorum. Ben cinayet akşamı kimlerle cep telefonuyla görüşüldüğünü, kimin rüşvet yediğini biliyorum! Elimde belgem yok ama şahitlerim var" dedi. Cem Garipoğlu'nun Bahçelievler'de yakalanmasının bir tesadüf olmadığını savunan baba Karabulut, "Neden Bahçelivevler hiç düşündünüz mü? Yakalandığı yer evimize çok yakın. Bu bana bir mesajdır. 'Baba sus, bizi afişe etme' demek istiyorlar. Benim şu an canım tehlikede. Beni öldürecekler. Neden söylüyorum, çünkü çok kişiyi yakacağım" diye konuştu.
Vatandaş linç etmek istedi
Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, Çocuk Şube Müdürlüğü'nden çıkarıldığı sırada, vatandaşlarca linç edilmek istendi. Gece saatlerinde avukatı ile polise teslim edilen Cem Garipoğlu sağlık kontrolünün ardından önce Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Yaşının küçük olması nedeniyle buradan Üsküdar'daki Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürülen Garipoğlu, geceyi burada geçirdi. Saat 10.20 sıralarında ise polis merkezinden yoğun güvenlik önlemleri altında çıkarıldı. Çocuk Şube önündeki Gazi Caddesi de bu sırada trafiğe kapatıldı. Şube önünde toplanan vatandaşlar Garipoğlu'nu kornalar ve ıslıklarla protesto etti. Bazı vatandaşlar Garipoğlu'nun bindirildiği araca saldırmaya çalıştı. Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği çıkış anı sırasında kameramanlar ve foto muhabirleri arasında izdiham yaşandı.
Cezası en az 18 en çok 24 yıl
Ceza kanunu hükümlerine göre Cem Garipoğlu'nun alabileceği en ağır ceza 24 yılı geçemiyor. Garipoğlu'na 18'den küçük yaştaki kişileri bağlayan kanun maddesi hükümleri uygulanacak. Buna göre Garipoğlu, "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını" öngören suçtan suçlu bulunursa, bu ceza en az 18, en çok 24 yıl olarak uygulanacak. Mahkeme, Garipoğlu'nun işlediği suçun karşılığının "müebbet hapis cezası" olduğuna hükmederse, bu ceza yine 18 yaşından küçüklere uygulanan yasaya göre verilecek ve bunun karşılığı ise, en az 12, en çok 15 yıl olacak.
"Ceset bavula sığmadı için başını kestim"
Cem Garipoğlu'nun İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'ndeki polislerle sohbeti sırasında, "Ceset bavula sığmadığı için başını kestim" dediği öğrenildi. Garipoğlu'nun, hiç yurt dışına çıkmadığını söylediği, babasının hapiste olmasına üzüldüğü için de teslim olmayı istediği belirtildi. Cem Garipoğlu'nun ayrıca, Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildiği sırada psikolojisinin iyi olmadığı, eli ve ayağının titrediği ifade edildi. Garipoğlu ailesinin avukatı Aytekin Kaya, "Cem teslim olmak istediğini söyledi. Söylenen yerden aldım getirdim. Normal değildi. Büyük travma içinde gördüm Cem'i. İlk sözü 'tutuklanan babama çok üzüldüm' oldu. Bana çocuğu teslim etmek için telefon eden kişi ailesinden biri değildi" diye konuştu.
SAVCI SAYISI 2
Bu arada İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu ile ilgili soruşturma için, yasa gereği ikinci bir savcının daha görevlendirildiğini açıkladı. Engin, "Soruşturmayı başından beri bir savcı arkadaşımız büyük bir itina ile yürütüyor. Ancak bir savcı arkadaşımız daha görevlendirildi. Şimdi soruşturmayı iki savcı yürütecek. Herhangi bir kuşku olmasın. Soruşturmanın ilerleyen safhalarında kamuoyu yasal çerçevede bilgilendirilecek" dedi.
Başbakan: Yargıyı takip edeceğiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan sonraki süreç savcılık sürecidir. Yargıyı takip edeceğiz. Temennim odur ki adaletin yerini bulması hususunda önemli bir adım atılmış olur ve adalet yerini bulur" dedi. Kendilerinin başından itibaren "Sabırla bizi izleyin" dediklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Bunun dışında psikolojik, sosyolojik boyutu neleri gerektiriyorsa bunlar bu arada yapıldı. Ve hiçbir zaman bu iş rafa kaldırılmadı. Çıkarılması gereken çok dersler var. Toplumumuzun, milletimizin duyarlılığı bu sürece ciddi katkılarda bulunmuştur. Bu duyarlılığın her konuda aynı şekilde devamını temenni ediyorum. Tüm emeği geçen arkadaşlarımı kutluyorum."
