CHP’DE ALİ ENGİN’İN “CADI AVI” BAŞLADI

İzmir İl Başkanı Engin, 'Parti aleyhinde davrananları atacağız' söyleminin ardından düğmeye bastı. En geç bir ay içinde bu işi bitireceğini söyleyen Engin'e İzmir Milletvekili Susam sert yanıt verdi

FATİH ABACIOĞLU (HABER MERKEZİ)
CHP'de İzmir İl Başkanı Ali Engin'in, "Seçim sürecinde parti aleyhine çalışanları, sayısı 50 bin de olsa atacağız" açıklamasıyla başlayan gerginlik doruğa çıktı. Engin, gelen tüm tepkilere rağmen disiplin süreci için düğmeye bastı. 1950'li yıllarda ABD'de senatör Joseph Raymond McCarthy'nin komünistlere yönelik başlattığı ve birçok kişinin suçsuz yere cezalandırıldığı 'Cadı Avı' sürecine benzetilen uygulama için tarih veren Engin, "En geç 1 ay içinde bu işi bitireceğiz" dedi. Engin, parti üyelerine de ellerinde seçim sürecinde parti aleyhine çalışan kişiler hakkında kanıt niteliği taşıyacak belge, bilgi ve fotoğraf varsa kendilerine iletmesini istedi.
 Tarih de söyledi
Bu gelişme CHP'de İzmir'deki 8 ilçenin kaybedilmesiyle başlayan kavgayı daha da alevlendirirken İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam'dan sert bir açıklama geldi. Susam, "Seçim sonucunu tartışan partililere disiplin sopası göstermek ya da 'seçimde çalışmama' gibi son derece subjektif bir kriterlerle 'cadı avı' başlatmak, bugüne kadar yapılmış olan hataları telefi etmek yerine onları daha da üst bir noktaya çıkartacaktır" dedi. İl yönetimini ve partide Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yürüttüğü aday belirleme sürecini de eleştiren Susam, "İl yönetimi de yerel seçim sürecinde birlik ve beraberliği arzu edilen ölçüde oluşturamadı. Bunda aday belirleme sürecindeki olumsuzluklardan seçim sürecinde yaşanan koordinasyonsuzluklara kadar pek çok olumsuz olayın etkisi bulunuyor" diye konuştu.
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin'den disiplin süreci ile ilgili tarih açıklaması geldi. Daha önce "Parti aleyhine çalışanların sayısı 50 bin olsa bile ihraç edeceğiz" diyen Engin, "Bu işi bir ay içerisinde bitireceğiz. Fazla da sürmesini istemiyoruz" dedi. Disiplin sürecinde çalışacak 'ihbar' mekanizmasının ayrıntılarını da açıklayan Engin, "Biz ilçe başkanlarına gereken talimatı verdik. Kim partinin aleyhine çalışıyorsa, bize bildirmelerini istedik. Onlar da araştırmalarını yapıyorlar. Bir ilçede bizim için geçerli olan kişi o ilçenin adayı, ilçe başkanı, ilçeden çıkmış parti yöneticisi ve milletvekilidir. Partide görev yapmış üst düzey görevlerde bulunan kişilerin sözlerine inanırız. Şimdi ben bir ilçede ilçe başkanı ve adaya inanmayacağım da kime inanacağım? Ayrıca ihbarı yapan kişinin şu anda parti yönetiminde de görev alması bizim için gerekçedir. Ama bir ilçede sade bir üye bize belgeli, bilgili, fotoğraflı kanıt getiriyorsa gereğini de yaparız. O zaman önümüze geleni 'doğru' sayarız" diye konuştu.
'Diyalog sağlanmalıdır'
Engin'in bu tavrı birçok üyenin tepkisini çekerken İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam parti cadı avı başlatmak yerine diyaloğun sağlanabileceği bir ortamın oluşturulması gerektiği açıklamasında bulundu. Tartışmaların parti içi mekanizmalar içinde yapılması gerektiğini ifade eden Susam, "Partili arkadaşlarımızın eleştirilerini basın üzerinden yapması doğru değil. Ancak, İl Yönetimi de yerel seçim sürecinde birlik ve beraberliği arzu edilen ölçüde oluşturamadı. Bunda aday belirleme sürecindeki olumsuzluklardan, seçim sürecinde yaşanan koordinasyonsuzluklara kadar pek çok olumsuz olayın etkisi bulunuyor. Gelinen noktada alınan seçim sonucunu tartışan partililere disiplin sopası göstermek ya da 'seçimde çalışmama' gibi son derece subjektif bir kriterlerle cadı avı başlatmak; bugüne kadar yapılmış olan hataları telefi etmek yerine onları daha da üst bir noktaya çıkartacaktır" dedi.

'Danışma meclisi toplansın'

Parti tüzüğüne göre, seçimlerden sonraki iki ay içinde ilçelerde ve ilde Danışma Kurulu toplantısı yapılacağına dair amir hüküm bulunduğunu dile getiren Susam, "İl yönetimi vakit geçirmeden bu kurulları mümkün olan en geniş çerçevede toplamalı; partililerin görüş ve eleştirilerini parti içi mekanizmalarda değerlendirmenin yolunu açmalıdır. Olağanüstü il kongresi talebi de burada masaya yatırılabilir" dedi.
Anadol: Bu yenilgi değil 'hezimet'tir
CHP İzmir eski Milletvekili ve partinin önceki dönem Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, yerel seçim sonuçlarınını CHP için hezimet olarak nitelendirdi. Partinin 'tape' stratejisi ile seçimlere girerek halkın ve kırsal kesimin sorunlarını görmezden geldiğini kaydeden Kemal Anadol, "Cemaatin gölgesi ve kokusu partinin üstüne sindi. Yetkililer ne kadar tersini söylerse söylesinler toplumdaki algı budur. Seçim öncesi ve kampanya sırasında cemaate ve Fethullah Hocaefendiye övgüler düzen il başkanları, milletvekilleri, Belediye Başkan adaylarının demeçleri basının sayfalarında duruyor. Tek boyutlu bir genel seçim stratejisi partiyi girdap gibi içine çekti" dedi. Anadol, CHP'nin birçok ilde baraj altında kaldığını ifade ederek, "Seçim sonuçlarına göre CHP 26 ilde yüzde 5'in, 11 ilde yüzde 10'un altında. Yani tam 37 ilde genel seçim barajını aşamamış" dedi. Anadol, "Bu sonuçların bir değil birden fazla nedeni var. Sayın Kılıçdaroğlu seçildiği Kurultay'da her seçimde "ön seçim" sözü verdi. Yerel seçim aday adayları umutla bunu beklediler, olmadı" dedi. Anadol, "CHP İlk kez bu yerel seçimlerde bir 'Yerel Yönetim Programı' yayınlamadı. Sadece tape stratejisi uygulandı. Bu tapeler nereden, kimlerden geliyordu?"
Cihan Türsen: CHP İl Başkanlığı suç işledi
Karşıyaka eski Belediye Başkanı Avukat Cihan Türsen, CHP İl Başkanlığı'nın Genel Merkez'e gerçek bilgi ve belge vermediğini ve çok sayıda suç işlediğini ileri sürdü. CHP'deki oy kaybının önemli nedenlerinin başında bunun geldiğini belirten Türsen, iddia ettiği ihlalleri 6 maddeyle sıraladı:
1- Taslak liste hazırlayıp, Genel Merkez'e gönderme yetki ve sorumluluğu ilçe başkanlıklarına ait. Taslak aday listeleri İl Başkanı'nca hazırlandı.
2- Eğilim yoklaması seçimlerinden başarıyla çıkan aday adaylarına taslak listede yer verilmedi, başarısız çıkanlara ise listede yer verildi.
3- Taslak listeler hazırlanırken, bölge milletvekilleri ile mutabakat sağlanmadı.
4- Listelerde cinsiyet ve gençlik kotalarına uyulmadı.
5- Partide 1 yıllık üyelik koşulu dolmayan kişiler taslak aday listesinde yer aldı.
6- Kayırmacılık yapılarak, akraba, arkadaş, iş ortaklarına listede yer verildi.
"Aliağa, Ali Engin'in yüzünden kaybedildi"
CHP'de Ali Engin'in başlattığı disiplin sürecinde partiden ihracı gündemde olan isimlerin başında yer aldığı dillendirilen CHP'li Aliağa İlçe eski Başkanı Özlem Şan Oğuzhan, partisinden istifa etmeyeceğini belirterek, Aliağa'nın kaybedilmesinin sebebinin İl Başkanı Ali Engin olduğunu söyledi. Aliağa ilçe başkanlığı görevinden istifa ederek belediye başkan aday adayı olan ancak aday gösterilmeyen Oğuzhan, İl Başkanı Ali Engin ve Aliağa ilçe Başkanı Özcan Durmaz'a sert tepki gösterdi.
İl Başkanı Engin'in kendisini disiplin kuruluna sevk edemeyeceğini dile getiren Oğuzhan, "Ali Engin önce kendini sorgulasın. Benim kadar CHP'li olduğumu herkes biliyor. CHP'liliğimin ölçütü Ali Engin değildir. Ali Engin, partideki kimsenin CHP'liliğini de sorgulamasın, kendine baksın. İstifa etmiyorum, etmeyeceğim de. Kendisi istifa ediyorsa etsin. Ali Engin'e mücadele ruhumu geri kazandırdığı için teşekkür ederim" dedi.
Oğuzhan, 30 Mart seçimlerinde kendi isteğiyle çalışmama hakkını kullandığını belirterek, "Aliağa ilçesini köy köy dolaşırken Ali Engin nereyi dolaştı? 8 yıl ilçe başkanlığı yaptım. Ne mevcut İlçe Başkanı Özcan Durmaz, ne de İl Başkanı Ali Engin beni sorgulayamaz. Gece saat 2'ye kadar çalışırken iyiydim de, şimdi çalışmama hakkımı kullandığım için mi kötü oldum? O, 50 bin kişiyi disipline sevk edeceğine, partililerle otursun, 'oylarımız niye böyle oldu' desin" dedi.
'Cadı Avı' süreci ne zaman ortaya çıktı?
ABD'de 1950'lerde anti-komünist Senatör Joseph McCarthy tarafından komünistlere karşı yürütülen soruşturmalara "Cadı Avı" ismi verilmişti. SoSavaş'ın en gerilimli yıllarında görülen ve ABD'de bu dönemin "McCarthyzim dönemi" olarak anılmasına neden olan soruşturmalarda birçok Hollywood sanatçısı ve yazar, ya hapse atıldı, ya da sürgüne yollandı. Bunların arasında Charlie Chaplin, Arthur Miller, Bertold Brecht, Orson Welles gibi dünya çapında ünlü isimler de vardı. Bu soruşturmalarla birçok Amerikalı'nın politik hayatı sona erdirilmiş, sahte belgelerle bazı insanlar idam ettirilmişti. Amerikan hükümeti de "Cadı Avı"nı desteklemişti. Ülkedeki komünist hareketleri araştırmak üzere kurulan Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi (HUAC) McCarthy'nin yalan suçlamalarıyla, sendikacılardan yazarlara, müzisyenlerden eğitimcilere kadar yüzlerce insanı sorgulamıştı. "Cadı avı" sonucu Julies Rosenberg ve Ethel Rosenberg adındaki bir karı-koca, komünistlere casusluk yaptıkları iddiasıyla elektrikli sandalyede idam edilmişti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.