Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki devlet erkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 85'inci yıldönümü nedeniyle Anıtkabir'i ziyaret etti. Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalarken, "İlk asrını büyük bir gururla geride bırakıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına başladığımız Cumhuriyetimizi ilelebet payidar ve muzaffer kılmak için 21 yıldır olduğu gibi bugün de aşkla çalışıyoruz" dedi.
TALEBİN HAKLILIĞINI TEYİT ETTİ
Başkan Erdoğan daha sonra, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 85'inci yıldönümü münasebetiyle Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu tarafından düzenlenen anma programına katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada Anayasa-Yargıtay krizi hakkında şunları söyledi: "Yapılan değişikliklere rağmen güçler ayrılığı ve güçlerin kendi içlerindeki dengeye ilişkin sorunların sürekli öne çıkıyor olmasının, yeni anayasa talebinin haklılığının işaretidir. Son olarak Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında yaşanan tartışma, bu gerçeği bir kez daha teyit etti. Elbette her kurum gibi, yargı kurumlarının da kararlar tartışılabilir. Türkiye'de yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir. Geçmişten beri bizim de Anayasa Mahkemesi'nden Yargıtay ve Danıştay'a kadar, hemen her yargı merciinin katılmadığımız, eleştirdiğimiz kararları olmuştur, ancak bu defa farklı bir sorunla karşı karşıyayız."
'ÇÖZÜM YERİ YASALARDIR'
Erdoğan, "Anayasa'nın 104'üncü maddesi, Cumhurbaşkanı olarak bize, yürütmenin başı olma yanında, 'Devlet Başkanı' sıfatıyla, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi de vermektedir. Dolayısıyla biz, bu tartışmada taraf değil 'hakem' konumundayız. Yürütmenin başı ve ülkenin en büyük siyasi partisinin genel başkanı olarak yaptığımız ve yapacağımız değerlendirmeler, bu konumumuzun gereğini yerine getirmemize asla mani değildir. Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır, ancak anlaşılan o ki mevcut anayasamız ve dolayısıyla ona göre şekillenen yasalarımız, bu konuda da yetersiz kalmaktadır. Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileriyle hem yetkinliği herkesçe kabul edilen hukukçularımızla görüşerek, meseleye bir hal yolu muhakkak bulacağız" dedi.
YENİ ANAYASA İÇİN GEREKENİ YAPACAĞIZ'
Erdoğan, "Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay konusundaki tartışmaya kimin haklı, kimin haksız olduğundan ziyade, bu hadisenin işaret ettiği ihtiyaçların bir an önce giderilmesi için neler yapılması gerektiği zaviyesinden bakıyoruz. Bu açıdan baktığımızda da karşımıza ülkemizi bir an önce yeni anayasaya kavuşturma ihtiyacının gerekliliği çıkıyor. Yeni anayasa meselesini ısrarla gündemde tutmamızın, günlük siyaset söylemi değil hayati bir konu olduğu, bu vesileyle herhalde daha iyi anlaşılmıştır. Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız" dedi.
NÜKLEER SİLAH TEHDİDİ İLE SABRIMIZI ZORLUYORLAR'
Erdoğan, "İsrail'in Gazze'ye yönelik vahşi saldırılarının, verdikleri mücadelenin önemini ve bir an önce başarıya ulaşmasının ne kadar elzem olduğunu tekrar ispatladı. Dünyanın gözü önünde bir felaket, bir facia, bir insanlık suçu yaşanıyor. Filistin halkının binlerce yıldır yaşadığı topraklarını zorla gasp edenlerin bunun üzerinde, geçmişi 75 yılı ancak bulan ve meşruiyetini bizzat kendi faşistlikleriyle tartışmalı hale getirdiği bir devlet inşa etmeye çalışıyor. Bununla da yetinmiyor, ülkemiz topraklarını da içeren vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyorlar. Bu zalimlerin her biri ve onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar önce insanlık vicdanında, ardından tarih önünde mutlaka yargılanacak" dedi.