Konuk yazar Selahattin Gezer yazdı...
İnsan, hakikatleri ve güzel şeyleri dinlemeyince nefis ve şeytanın yüksek volümdeki davetkâr sesini dinliyor; o sesin direktifiyle tehlikeli ve ebedî hayatını tehdit eden yollara giriyor.
İçimizdeki gürültülerden vicdanın feryadı işitilmez olmuş. Kulaklarımız öfke, nefret dolu iç seslere takılı. İçimiz ne kadar da geveze! Doğrulara yönelmeye engel ne çok konuşuyor. Belki vicdanın orijinal uyarısı işitilse, yıllarca affedilmeyen birini ne çabuk affedip, ne çabuk sevmeyi becereceğiz. Ne çok sesler var içimizde; ne gürültüler... İnsan kendi gürültüsünde boğulup gidiyor. Enaniyetin gürültüsü, inadın yüzsüzlüğü, öfkenin alçaklığı kendimizden hariçtekilere bizi kör etmiş.
DÜŞMANA GEREK YOK
Hiç düşmana gerek yok ki, içimizde bizi güzel şeylerden alıkoyan bir bet ses var. Sadece o sesleri işitmek bizi her güzel şeyden uzaklaştırıyor. Kardeşlikten, beraberlikten, her müspet durumdan o gürültülerin arkasındaki şeytan bizi kendi vücut yuvamızdan vurup alıkoyuyor.
İçinin gürültüsünü ilahlaştıranlar, bulundukları konum ne olursa olsun sadece acı yaşatırlar. Yanlış bildiğini, doğru olarak diretmek; yanlışını ilahlaştırmaktır. Ayar bozan iç gevezelikten, Allah'ı hoşnut eden vicdanın sesine kulak vermek, toplumsal çöküntülerden de kurtulmayı sağlayacak.
Mevla, kendi iç kaynağımız olan vicdana, fıtrata uygun ve güzel, ihtiyaç duyulan anlarda, müracaat edildiğinde, doğru hareket ettirmeyi sağlayan donanımı yüklemiş. Aşkı, kardeşliği ondan dinlediğimizde belki de ayağımız taşlara değmeyecek. Onun sesinin işitilmesi için nefret, öfke dolu iç seslere kulak tıkamak gerekli. Hakikati konuşan vicdana kulak verip onu dinlemeli, şeytanın fısıltısı karışmamış iç sesle sohbet etmeli ve sorular sormalı...
KELİMELER ŞİİRDİR...
Dedim: Kelime nedir?
Dedi: İtinayla dizilirse, gönülleri fetheden ilaçtır, yara sarmaktır.
Dedim: Gönül nedir?
Dedi: Kapıları açmaktır. Kıymetliyi ağırlamak, seçici ve aydınlık olmaktır.
Dedim: Aydınlık nedir?
Dedi: Ruhun, enaniyet perdelerini yırtıp, karanlıktan kurtulması. Tövbe sonrası, iç ışıltılarına kavuşmaktır.
Dedim: Tövbe nedir?
Dedi: Kalbin, ruhun kirden arınması, dip köşe temizlenmesidir.
Dedim: Kir nedir?
Dedi: Kıskançlıktır, nefrettir. Güzellikleri içine çeken, yok eden kara deliktir. Benliğin siyah ellerle tozun, dumanın içine atılmasıdır.
Dedim: Kıskançlık nedir?
Dedi: Mülk sahibine adaletsizlik ithamıdır, alacağı varmış gibi Allah'a iç kafa tutuşudur. İnsan olmaktan çıkmaktır. Kardeşliği boğazlamaktır.
Dedim: Kardeşlik nedir?
Dedi: Beraber nefes almak, beraber ağlamak, gülmek, beraber hareket etmektir. Yüreği ortaya koymak, araya şeytanı sokmamaktır.
Dedim: Şeytan nedir?
Dedi: Kovulduğu rahmetten, insanın da mahrum kalmasını arzu eden bir virüs ve kıskançlıktır. Ruha, kalbe musallat olan, ele geçirdi mi değerleri imha eden, peşine düştüğünü cehennem ehli yapmak için her yolu kullanan şerdir.
Dedim: Öyleyse Allah bütün şerlerden bizi korusun.

