Cennet yakutu Hacer-ül Esved

Hac ve Umre ibadeti sırasında Kâbe'de selamlanıp öpülen Hacer-ül Esved, Allah'a bey'at ederek O'na kulluk ve itaat hususunda söz verme makamıdır. Kabe-i Muazzama'nın doğu köşesinde bir buçuk metre yükseklikte bulunan Hacer-ül Esved'i selamlamak, bütün nefsânî ve şeytânî yönelişlerden el çekmeye söz vermek demektir.

Kâbe'nin bugüne kadar hemen her taşı değişmiştir. Fakat Haceri Esved hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir.
Onu, başta Peygamberler Sultanı Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâmolmak üzere nice mübârek dudaklar öpmüş, nice mübârek eller ona dokunmuştur. Îbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bu taş kıyamet gününde gören iki gözü, konuşan dili olduğu halde gelir de kendisini hakkıyle selamlayandan yana şehadette bulunur.". Ömer (r.a.) den yapılan rivayete göre, o, Hacer-ül Esved'i öperken şöyle demiştir: "Şüphesiz ben biliyorum ki, sen bir taşsın, ne zarar verebilir, ne de yarar sağlayabilirsin. Eğer Resulüllah'ın (s.a.v.) seni öptüğünü görmeseydim, seni öpmezdim."

HACILARA İŞARET


İbrahim Aleyhisselam ile oğlu İsmail Aleyhisselam'ın birlikte Kâbe'yi inşa ettikleri sırada melekler taş getirerek İsmail Alayhisselam'a yardım ettiler.
Sıra Hacer-ül Esved'e gelince, İbrahim Aleyhisselam: "Ey İsmail bana öyle bir taş getir ki, hacılara işaret olsun" dedi.
İsmail Aleyhisselam bir taş getirdi.
İbrahim aleyhisselam: "Daha iyi bir taş getir" buyurunca, ebu kubeys dağından: Cebrail aleyhisselam, tufanda bana bir taş emanet etti, gel onu al diye bir ses işitti.
Bunun üzerine hacer-ül esved taşı Ebu kubeys dağından alınarak Kâbe'de ki yerine yerleştirildi.
Hacer-ül Esved cennetten indirilmiş bir taştır.
Rivayete göre: Adem Aleyhisselam cennetten ayrılıp, yeryüzüne indirilince meleklerin seslerini ve zikirlerini işitemez olmuştu.
Bu halinden yakınarak, Allahü Teâlâ'ya yalvardı. Allahü Teâlâ melekler vasıtasıyla bir beyt indirdi.
Bu beyt cennet yakutlarından bir yakut olup, parıl parıl parlıyordu.
İndirilen bu beytin biri doğu, diğeri batı da olmak üzere iki kapısı vardı.
Üzerinde cennetten kandiller bulunuyordu.


CENNET YAKUTU


O hane bugün Kâbe'nin bulunduğu yere indirilmişti. Allahü Teâlâ "Ey Adem, senin için bir hane (ev) gönderdim. Arşım etrafını tavaf ettiğin gibi, bunun etrafını da tavaf eyle! Arşın çevresinde namaz kıldığın gibi bunun etrafında da namaz kıl!"buyurdu. Hacer-ül esved'i de bu beytle beraber gönderdi. Bu taş ilk indirildiğinde beyazdı. Cahiliyet zamanında günahkar kişilerin dokunmasıyla siyah oldu ve bundan dolayı ismine Hacer-ül Esved (siyah taş) denildi. Tufan olacağı zaman, Allahü Teâlâ Cebrail Aleyhisselam'a Hacer-ül Esved'i Ebu Kubeys dağında saklamasını ve korumasını emretti. İbrahim Aleyhisselam'a Kâbe'yi yapma emri verilince oğlu İsmail ile beraber çeşitli dağlardan taş getirdiler. Bu esnada, Ebu kubeys dağındaki Hacer-ül Esved taşını da yerine koydu. Halen Hacer-ül Esved'i çevreleyen gümüş muhafaza, Sultan Abdülmecit Han tarafından yaptırılmıştır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.