Allah’ın “Halilim” dediği peygamber, Hz. İbrahim

Kur'ân-ı kerîm'de ismi bildirilen peygamberlerden, ülülazm adı verilen altı peygamberden biri olup, Keldânî kavmine gönderilmiştir. Kendisinden sonra gelen bütün peygamberler onun neslindendir. Allahü teâlâ ona Halîlim (dostum) buyurduğu için Halîlullah veya Halîlürrahmân olarak bilinir. Keldânî memleketi olan Bâbil'in doğu tarafında ve Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki bölgede doğdu. 175 yaşındayken Kudüs'te vefat etti.

PUTLARI KIRDI

Bâbil'de hüküm süren, yıldızlara ve putlara tapan Keldânî kavminin kralı Nemrûd, insanları kendine ve putlara taptırıyordu.
Bir gece gördüğü rüyâyı, müneccimler; "Doğacak bir erkek çocuğun yeni bir din getireceği ve onun saltanatını yıkacağı." şeklinde tâbir edince, Nemrûd yeni doğan erkek çocukların öldürülmelerini emretti. Annesi zamânı gelince şehir dışında bir mağarada doğum yaptı. Oğlunu mağarada gizledi ve büyüttü. İbrahim (a.s.) büyüyüp, mağaradan çıkınca, güneşe, aya, yıldızlara ve kâinâta bakarak bunları yaratan eşi ve benzeri olmayan bir yaratıcının olduğunu anladı. Genç yaştayken Keldânî kavmine peygamber olarak gönderilen ve kendisine on sayfa (forma) kitap verilen İbrahim (a.s), Allah'ın emriyle herkesi iman îmân etmeye çağırdı. İnsanlara topluca ve açık bir tebliğde bulunmayı, putların mânâsız ve âcizliğini, onlara tapmanın sapıklık olduğunu gâyet açık bir şekilde göstermek istedi. O zaman Keldânî kavmi, bir gün bayram yapmak üzere bir yere toplandı. Onlar gittiği zaman İbrahim (a.s.) üvey babası ve puthânenin bekçisi olan Âzer onu da bayram yerine gitmeye zorladı. İbrahim aleyhisselam hasta olduğunu söyleyerek gitmedi. İnsanlar bayram yerinde toplandıkları zaman, yetmiş kadar putun bulunduğu puthâneye girdi. Getirdiği bir balta ile bütün putları kırıp, parça parça etti. Sâdece en iri putu kırmadı ve baltayı bunun boynuna asarak, oradan uzaklaştı. Keldânî kavmi bayramdan dönünce, puthâneye girip, putların kırılıp parça parça edildiğini görüp, şaşırdılar. Bunu kim yaptı, diye bağrışmaya başladılar. Bu işi, İbrahim yapmıştır, diyerek onu yakalayıp halkın önünde sorguladılar. "Ey İbrahim! Putlarımızı sen mi kırdın?" deyince, İbrahim aleyhisselam, bu işi olsa olsa; "Ben varken bu küçük putlara niçin tapıyorlar!" diyen şu iri put yapmıştır, demiştir. "Siz ona sorunuz." deyince, putperestler; "Putlar konuşmaz ki, sen bize ona sor diyorsun!" dediler. Bunun üzerine İbrahim (a.s.); "O hâlde daha kendilerini kırılmaktan kurtaramayan, size hiçbir faydası olmayan bu putlara ilâh diyerek niçin tapıyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız? Size ve bu taptığınız putlara yazıklar olsun!" dedi. Putlarını İbrahim (a.s.) kırdığını anlayan Keldânî kavmi, onu hapsettiler. Durumu da ilâhlık iddiâsında bulunan kralları Nemrûd'a bildirdiler.

O NE GÜZEL VEKİLDİR

Nemrûd, İbrahim aleyhisselamı yanına getirmelerini emretti. İbrahim (a.s.), Nemrûd'u Allahü teâlâya îmân etmeye dâvet etti.
Nemrûd, bunu reddettiği gibi, İbrahim aleyhisselamın kendisine secde etmesini istedi. Secde etmeyince, hapsettirdi ve ateşte yakılmasını emretti. Günlerce yığılan odunlar ateşlendi. Şiddetinden yaklaşamadıkları ateşe Hz. İbrahim'i mancınıkla attılar. Ateşe atılırken; "Hasbiyallah ve ni'mel vekil", yâni"Bana Allah'ım yetişir. O ne güzel vekildir, yardımcıdır." dedi. Ateşe düşerken Cebrâil (a.s.) gelip; "Bir dileğin var mı?" diye sorunca; "Var, fakat sana değil, Rabbim beni görüyor, biliyor." dedi. Onun bu hâli Kur'ânı kerîm'de övülüyor ve; "Sözünün eri olan İbrahim." buyruluyor.

ALLAH'IN EMRİYLE ATEŞ O'NU YAKMADI
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen ateşe; "Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selâmette ol!" (Enbiyâ/69) diye emretti. Ateşin içi yemyeşil bir bahçe kesildi. Cebrâil aleyhisselam da kendisine arkadaş oldu ve onu Cennet nîmetleri ile doyurdu. Ateş sönünce mucizeyi gözleriyle görenler iman etti. Fakat zâlim Nemrûd küfürden vazgeçmedi. Allah, Nemrûd ve kavmine sivrisinekleri musallat etti. Sineklerden biri Nemrûd'un burnundan girip beynine yerleşti. Azap çeken Nemrud, başını tokmakla döğdüre döğdüre öldü.

TAM TESLİMİYET
İbrahim a.s. , bir oğlum olursa, Allah yoluna kurban edeceğim, diye adakta bulundu. Üç gün üst üste gördüğü bir rüyâ üzerine oğlu İsmail'i (a.s.) kurban etmek istedi. Tam kurban etmek üzereyken, Allahü teâlâ Hz. İbrahim'e (a.s.) sadâkat gösterdiğini bildirerek kurbanlık bir koç ihsân etti. Böylece İsmail (a.s.) kurban edilmekten kurtuldu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.