“Oruç vücut için şifa kaynağıdır”

Ramazan orucu, yıl boyunca bedende biriken toksik maddeleri uzaklaştırarak fizyolojik arınma sağlıyor. Tutulan oruç vücut için adeta şifa niteliği taşıyor

Özel Egepol Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gözde Artan, Ramazan ayının tüm yıl boyunca bedende biriken toksit maddeleri uzaklaştırarak fizyolojik arınma sağladığını belirterek, orucun vücut için adeta şifa niteliğinde olduğunu söyledi. 11 ay boyunca aralıksız çalışan sindirim sisteminin Ramazan ayında rahatlayacağını belirten Artan, "Bedenimizde depo edilen zararlı yağlar bu dönemde erimeye başlar. Vücudumuzda yenilenme gerçekleşir. Kısacası sağlıklı kişiler için oruç tutarak bedeni dinlendirmek oldukça yararlı ve sağlık için ihtiyaçtır" dedi.

Özellikle tansiyon, böbrek ve diyabet hastalarının sadece uzman kontrolünde, kullanmaları gereken ilaçların sahur ve iftar saatlerine uygun olarak ayarlandıktan sonra oruç tutabileceklerine dikkat çeken Artan, Ramazan ayında beslenmenin nasıl olması gerektiği konusunda da bilgi verdi. Artan, "Ramazan ayında 2 ana öğün bulunuyor ve iki öğün arasında 16 - 17 saatlik bir açlık oluşuyor. Bu yüzden sahur yapılmadan kesinlikle oruç tutulmamalıdır. Sahurda bizi tok tutacak yumurta, peynir, süt, yoğurt gibi besinlere özellikle yer vermeliyiz. Yine bizi tok tutacak tam buğday, tam tahıllı ya da çavdar ekmeğini tüketmeye özen göstermeliyiz. İftarda su ve hurma ile oruç açılabilir. Tüketilecek bir kase çorba, midede belli bir doygunluk sağlayarak aşırı yemek yeme isteğini bir miktar azaltacaktır. Ayrıca beyine doyma sinyalleri 20'nci dakikadan sonra gitmektedir, bu yüzden yavaş yemek yiyerek iştah kontrolü sağlanabilir ve aşırı kalori alımı engellenebilir" diye konuştu. Ramazan'da kilo alıp vermenin tamamen kişinin metabolizmasına bağlı olduğunu belirten Gözde Artan, yavaşlayan metabolizmanın nasıl hızlandırılacağı konusunda önemli tüyolar verdi.

LİF ALIMINI ARTIRIN
Ramazan ayında çok fazla karşılaşılan kabızlık sorununun da metabolizmanın yavaşlamasına neden olduğuna dikkat çeken Gözde Artan, "Kabızlık, yetersiz lif alımı, düzensiz beslenme ya da yetersiz su tüketimine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu sorunu sahur ve iftar sonrasında yapacağımız ara öğünlerle kolayca çözebiliriz. İftar ve sahur sonrasına eklenecek bir porsiyon meyve ve yemeklerin yanına eklenecek salataların bu dönemdeki lif alımını artırarak bağırsak hareketlerini düzenleyici etkisi olacaktır. Ayrıca probiyotik tüketimi de, bağırsak hareketlerini regüle ederek kabızlık, gaz ve şişkinlik şikayetlerini azaltacaktır. İftardan 1,5 - 2 saat sonra içeceğimiz bir bardak kefir, bu probiyotik ihtiyacını karşılayacaktır. İftar sonrasında ise bol su içmek ve 30 dakika yürüyüş faydalı olacaktır" bilgisini verdi.
KEMERALTI'NIN BEYAZ İNCİSİ
ÜNLÜ seyyah Evliya Çelebiye göre Şadırvan Cami Bıyıklıoğlu Mahmut tarafından 1636 yılına yapılmıştır.(II. Mahmut zamanında bilhassa kendisinin isteğiyle) 1815 yılında onarım görmüştür. Adını yanında ve altında bulunan şadırvanlardan almıştır. Evliya Çelebinin beyaz bir inciye benzettiği caminin doğu kısmında tek şerefeli bir minaresi, batısında da bir kütüphanesi bulunmaktadır. Kemeraltı Çarşısı içerisinde Eski İç Liman kıyısında bulunan bu cami ismini yanında ve altındaki sekiz sütunlu şadırvandan almıştır. Bu nedenle de Şadırvanaltı Camisi de denilmektedir. Cami 1636 yılında yapılmış 1815 yılında da onarılmıştır. Cami yüksek bir su basman üzerinde olup altında büyük bir çarşı bulunmaktadır. Bu yüzden merdivenlerle kuzeyden ve batıdan iki ayrı girişi bulunmaktadır. Bunlardan kuzey kapısına çıkan merdivenler bakımsız kalmış ve sonradan burası kapatılarak yerine dükkânlar yapılmıştır. Günümüzde son cemaat yerine batı yönündeki 29 basamakla çıkılmaktadır. Kesme taştan yapılan caminin önündeki son cemaat yeri camekânla çevrilmiştir. İbadet mekânı on sütun tarafından taşınan tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında sekiz pencere vardır. Bunun yanı sıra tromplarda üçer tromp arası boşluklarda da ikişer pencere bulunmaktadır.
GÖNÜL DOSTLARI
PİR ABDÜLKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ
Büyük İslam alimlerinden ve evliyanın meşhurlarından. Künyesi Ebu Muhammed'dir. Muhyiddin, Gavsü'l- Azam, Kutb-i Rabbani, Sultan-ı Evliya, Kutb-u Azam gibi lakaplarla anılmaktadır. Peygamber efendimizin soyundan olup, hem seyyid hem şeriftir. Hicri 471 yılında İran'ın Geylan şehrinde doğdu, 1166 (H. 561)da Bağdat'ta vefat etti. Kabri Bağdat'tadır. İlim tahsilini tamamladıktan sonra vaz ve ders vermeye başladı. Derslerine devam edenler arasında pek çok alim ve salih yetişti. Fıkıh ve hadis ilimlerinde müctehidlik derecesine yükseldi. Bir ara vaz ve ders vermeyi bırakıp, yalnızlığı tercih ederek, inzivaya çekildi. Bütün vakitlerini ibadet ve nefis mücadelesiyle geçirdi. Bir müddet bu hayata devam eden Abdülkadir Geylani, tekrar ders , vaz ve fetva vermeye başladı. Pek çok kimse onun sohbetleri ile olgunlaştı ; beş yüz Yahudi ve Hıristiyan onun huzurunda Müslüman oldu. Tam kırk sene on üç çeşit ilim ve fende ders verdi. Tasavvufta en yüksek dereceye ulaştı. Tasavvuftaki yoluna onun ismine izafeten "Kadiriyye" adı verildi.
GÜNÜN MANİSİ
Ramazan'ım merhaba, bizlere verdin sefa, Rabbimize hamdolsun, her nefeste bin defa.
ŞİFA AYETİ
"Allah, mümin bir topluluğun kalplerine şifa versin, gönüllerini ferahlatsın!" (Tevbe, 14)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.