Teslim olmadan galip gelemezsin

İnsanın nefis ve şeytanla olan mücadelesiyle geçen dünya hayatının sonunda ya cennet ya cehennem bekliyor. Lakin bu mücadeleyi vermek için Rabbimiz bize tüm yolları göstermiş. Bize düşen bu gerçeği görmek. Bizleri bu konularda sohbetiyle aydınlatan Sayın Hüseyin Şanlı hocamızın anlattıklarını sizlere aktarıyoruz :
"Allah azze ve celle, Kuran'ı Kerim'in değişik yerlerinde şeytanla olan düşmanlığımızın nasıl başladığını bize anlatarak bizi asıl düşmanımıza karşı uyarmıştır. Gelin her gün önünden geçtiğimiz Kuran'dan içeri girelim, bugün Rabbimizle başbaşa biraz vakit geçirelim: "Meleklere (ve bir cin olan İblise): "Adem'e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler.
O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu." Bakara, 34 "İblis de:
"(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi." Araf, 14 Şeytan: "Madem benim başıma bunlar Adem'e secde etmedim diye geldi, ondan intikam alabilmem için bana izin ver." dedi. "Kendisine secde etmedim diye beni huzurundan kovduğun bu Adem'in ve çocuklarının ne kadar alçalabileceklerini ispatlayabilmem için bana müsaade et." demiş oldu. Adem ve İblîsin, Adem'in çocuklarının ve İblîsin çocuklarının savaşı o gün başladı.
İster kabul et ister etme ama bu savaşın bir tarafısın; ya şeytanın tarafı ya Allah'ın tarafısın. "Zira, dünyadan sonra cennet veya cehennemden başka girilecek bir yer yoktur." Dinle ey insan! Allah'ın indirdiği son kitabın ilk kelimesi "oku"dur.
Kuran'dan oku benden dinlediklerini.
Bildiğin her şeyi unutup da dinle beni. İslamı yeni baştan öğreniyormuşsun gibi dinle. Fatiha'dan, Bakara'dan başlayalım seninle. Dinle Âdemoğlu!
Bu, şaka değildir; Âdem'in çocuklarıyla İblîsin çocuklarının harbidir. Üstündekileri çıkarıp da dinle beni. Önyargılarını çıkar, geleneklerini, göreneklerini çıkar da dinle. Yoksa bir arpa boyu yol gidemeyiz seninle. Bir ön yargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan zordur; biliyorum. Söylediklerim üzerinde biraz düşünmeni istiyorum. Bu, ölüm kalım savaşıdır; bu, hayat memat meselesidir." demiyorum. Bu, onlarla kıyas edilemeyecek kadar önemli, zor, çetin bir iştir. Milyonlarca, milyarlarca yıl değil, sonsuza kadar içinde kalacağın yerdir söz konusu olan. Bir âlim konunun önemini şöyle bir örnek vererek anlatır: "Aklınıza gelen en büyük sayıyı yazın, onlarca sıfır olsun sonunda.
Cehennemdeki bir kâfire, bu sayıyı gösterip ona: "Bu kadar yıl sonra cehennemden çıkacaksın." deseniz, o kişi sevincini yere göğe sığdıramazdı." "Öyle bir savaş ki bu, Teslim olmadan galip gelemezsin. Ya düşmana teslim olur kaybedersin, Ya Rabbine.
Yoksa üstesinden gelemezsin."
HÜSEYIN EFENDI: TILKILIK'TE KÜÇÜK BIR CAMII YAPTIR
İzmir Anafartalar Caddesinde bulunan bu camiyi Hacı Hüseyin Efendi eşi Tayyibe Hatun için 1739 yılında yaptırmıştır. Hüseyin Efendi eşkiyadan ölüm tehditleri alır. Altın vermezse öldürüleceği söylenir. Eşinin nasiyatıyla Allah'a yalvaran Hüseyin Efendi, eşkiyanın bertaraf edildiğini öğrenir ve altınları eşi Tayyibe Hatun'a vererek "Tilkilik'te küçük bir camii yaptır" der.
Bu nedenle de camiye Hatuniye Camisi ismi verilmiştir. Kesme taştan yapılan cami kare planlı, üzeri tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Bu merkezi kubbe üç küçük kubbe ile desteklenmiş olup, ilk ana mekânı örten kubbe 12 köşeli kasnak üzerine oturtulmuştur.
Diğer kubbeler kasnaksızdır. Cami dıştan destek duvarları ile çevrelenmiştir. Önünde küçük bir son cemaat yeri bulunan caminin mihrabı yuvarlak bir niş şeklindedir.
GÖNÜL DOSTLARI
HACI BAYRAM VELİ
Anadolu topraklarında doğup büyüyen bir Türk mutasavvıfı tarafından kurulmuş ilk tarikat olan Bayramiyye'nin pîri Hacı Bayrâm-ı Velî, XIV. yüzyılın ilk yarısında Orhan Gazi döneminde Ankara'da doğdu. Hacı Bayram-ı Veli, 14. ve 15. yüzyıllarda Anadolu'da yetişti. Sultan Murad Han verdiği ünlü bir fermanda, Hacı Bayram-ı Veli'nin talebelerinin, yalnız ilim ile meşgul olmaları için, onların vergi ve askerlikten muaf tutulduğu bildirmiştir.
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u feth edeceğini II. Mehmed'in babası II. Murad'a bildirdiği rivayet olunur.1412 yılında Hacı Bayram-ı Veli, hocası Hamidüddin'in Aksaray'da ölümünden sonra Ankara'ya dönüp irşad faaliyetlerine başlar. Bu tarih, Bayramiye tarikâtının kuruluşu kabul edilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.