Müslüman kimdir?

Kendimizi Müslüman olarak tanımlıyoruz, peki Kuran bize Müslüman diyor mu?
İşte bu sorunun cevabını bize Hüseyin Şanlı hocamız çok veciz ifadelerle vererek anlatıyor. Bu haftaki Ramazan sayfamızın konuğu yine Hüseyin Şanlı hocamız. Kuran'a göre Müslüman kimdir? Sözü kendisine bırakıyoruz: Her birinize teker teker: "Allah'a inanıyor musunuz?" diye sorsam, hiç şüphesiz büyük bir çoğunluğunuz "Evet, tabi ki." diye cevap verirsiniz. Ama Yahudiler, Hristiyanlar, deistler de Allah'a inanıyor; şeytan dahi Allah'a inanıyor ve O'ndan çok korkuyor. Allah'a inanmak demek Müslüman olmak demek mi? Ailemizin, geleneklerimizin, toplumumuzun ve dünyadaki insanların algılarına göre bir "İslam-Müslüman" tanımı yapmış ve kendimizi de bu tanımın içine oturtmuşuz. İnanan kişilerin "Müminler"in Kuran'daki tanımı nasıl? Bizler kendimizi Müslüman diye tanımlıyoruz, peki Kuran bize Müslüman diyor mu?
Meşhur bir atasözüdür: Herkes kapısının önünü temizlerse, mahalle tertemiz olur. O halde herkes başkasını bırakıp öncelikli olarak kendine şunları sorsun: Ben, "Mümin'in Kuran'daki Tanımı"na uyuyor muyum? Kuran'daki müminleri anlatan ayetler, benden mi bahsediyor?
Eğer sizden bahsetmiyorsa, eğer Allah size mümin demiyorsa; bütün dünya size mümin dese ne olur? İçi boş olduktan sonra: "Elhamdulillah Müslümanım." deseniz, binlerce kez "Lâilâheillallah" deseniz ne olur ki?
Gerçek müminin tanımını Allah'tan öğrenip kendimize çeki düzen verelim.
İŞTE, MÜMİNİN ÖZELLİKLERİ
- Allah'tan korkup-sakınırlar. Allah'ın yasakladığı veya rızasına aykırı olan bir şeyi yapmaktan çok çekinirler. (Al-i İmran, 102; Yasin, 11; Tegabün, 15-16; Zümer, 23)
- Kur'an'a kuvvetle bağlıdırlar. Tüm hareketlerini Kur'an'a göre düzenlerler. Kur'an'a göre yanlış olduğunu gördükleri bir tavırdan hemen vazgeçerler. (Araf, 170; Maide, 49; Bakara, 121)
- İbadetlere titizlik gösterir, namaz, oruç ve benzeri ibadetleri dikkatle yerine getirirler. (Bakara, 238; Enfal, 3; Müminun, 1-2)
- Sürekli Allah'ı anarlar. Allah'ın her şeyi gören ve işiten olduğunu bilir, sürekli Allah'ın sonsuz kudretini hatırda tutarlar. (Al-i İmran, 191; Rad, 28; Nur, 37; A'raf, 205; Ankebut, 45)
- Hakkı söylemekten çekinmezler. İnsanlardan çekindiklerinden dolayı gerçeği açıklamaktan geri kalmazlar.
İnkar edenlerin haklarında söylediklerine, alay ve saldırılarına aldırmazlar, kınayıcıların kınamasından korkmazlar. (Maide, 54, 67; A'raf, 2)
- İsraftan kaçınırlar. (Enam, 141; Furkan, 67)
- İman etmeyenlerin gösterişli yaşantısına özenmezler. (Kehf, 28; Tevbe, 55; Taha, 131)
TİRE'NİN EN ESKİ CAMİSİ
İzmir'in Tire ilçesine bağlı Gökçen beldesinde çarşı merkezindedir. Tabelasında Fatih cami yazmaktadır.
Caminin banisi Aydınoğullarından İsak Bey 'dir. H. 801 ( M. 1399 ) öldüğünde yaptırdığı caminin haziresine gömülmüştür.
Ne yazıktır ki bahçesindeki mezarı üzerine şadırvan yapılmış, sadece mezar taşından bir parça kalmıştır.
İsak Bey'in Tire Gökçende caminin yanı sıra hamam, kervansaray ve zaviyeden oluşan bir külliyesi vardı. Bu eserlerden hamam kalıntıları kalmıştır.
Cami birkaç kez restore edilmiş olup orijinal halinden sadece minaresi kalmıştır.
GÖNÜL DOSTLARI
SOFU BABA HAZRETLERİ
Van velilerindendir. Adı Mustafa Efendi'dir.
Sofu Baba adıyla meşhur oldu. Van eşrafından Abdullah Tüfekçizâdenin torunudur. Babasının adı, Abdurrahman Efendi'dir. On dokuzuncu yüzyılın son yarısında Van'da yaşadı. Kabri, ipek yolu üzerinde olup, ziyaret edilmektedir. Kabrinin yanında kendi adıyla anılan Sofu Baba Camii vardır.
Sofu Baba Mustafa Efendi, gençliğinde, büyük veli Seyyid Fehim Arvasî Hazretleri ile tanıştı. Kendisine âşık oldu ve Van'da mürşidinin yanından hiç ayrılmadı. Sofu Baba Hazretleri'nin sülalesinden Fehim adında birçok zat vardır. Sofu Baba'nın oğlu Sıtkı Efendi, onun oğlu Ağabey diye bilinen Abdurrahman Efendi, onun oğlu Fehim Efendi, onun oğlu ise mahkeme zabıt kâtibi Necmeddin Efendi'dir.