Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız

Karabağlar İlçe Müftülüğü Vaizi Ayhan Savaş, toplum içinde insan vicdanının kabul etmeyeceği her şeye ket vurabilme gücüne sahip olduğunu belirterek şunları söyledi: Böyle faziletlere sahip insanların oluşturmuş olduğu toplum, ahlakını bu doğrultuda yüceltmeye gayret eden bir kişi hırsızlık, gasp, yaralama, öldürme, aldatma, dolandırma, adam kayırma, rüşvet vb. hangi zulmü yapabilir ya da göz yumabilir. Çünkü Peygamber Efendimizin haber verdiği şu hakikat onun kulağında çınlamaktadır; "Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer." (Müslim, Birr, 66; Buhârî, Edeb, 27). Yaşadığı toplumun her bir ferdini kendi parçası gibi gören, bu yüce ahlaka sahip kişilerin inşa ettiği bir toplumda yaşamak fikri bile insana huzur vermeye yetiyor.

Birlik ve beraberliğin üst seviyede yaşandığı böyle bir ortamda sıkıntısı olan kişi yalnız kalmayacak, yanı başında dayanabileceği bir omuz, kendine uzanan bir el bulacaktır. Sevgi, merhamet ve şefkat duygularını temin etmeyi sağlayacak, çok pratik iki peygamber tavsiyesine yer vermek faydalı olacaktır. "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selâmı yayın." (Müslim, Îmân, 93). Evet, ilk tavsiye selamlaşma. Aslında bu tavsiye, toplumun birlik ve beraberliğini de aşan çok büyük faydaların teminine kapı aralıyor. Selamlaşma, karşılaştığımız kişiye "seni görüyorum, varlığını kabul ediyorum" demektir. Birlik olmanın ilk adımı! Burada kast edilen sadece tanıdıklarımıza değil, temelde tanımadıklarımıza dahi selam vermeyi gerekli kılar. Yani karşılaşıp, göz göze geldiğimiz kişiden tebessüm ve selamı esirgememek. Bu aramızdaki sevgi tohumunu yeşertecek şey işte!

"Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teâlâ'nın sizi ayrılığa düşüreceğini (birlik ve beraberliğinizi bozacağını) iyi biliniz." (Buhârî, Ezân 71; Müslim, Salât 127). Cemaatle namaz kılmak ve kardeşinle omuz omuza vererek saf düzenini mükemmelleştirme çabası içinde olmak... Fiziksel düzenin insan ruhundaki olumlu etkisini inkar edecek kimse yoktur. Düzenli bir masada çalışan kişiyle, derli toplu bir odada oturan kişiyle aksi halde olan kişilerin duygusal rahatlığı, huzuru arasındaki fark herkesin anlayabileceği bir şeydir. Bu uygulama cami içerisinde kalmayıp sokağa, trafiğe, iş yerlerine kadar taşar. Biraz önce omuz omuza, tek vücut halinde namaz kıldığın kardeşinle olan bağın hayatın içine de taşar elbette.

Birlik ve beraberliği tesis edecek tavsiye ve uygulamalar tabi ki bu kadarla sınırlı değildir. Bu hususta birçok uygulama Hz. Peygamberin hayatında mevcuttur. Burada sadece uygulaması kolay, tesiri büyük iki tavsiyeye yer verildi. Huzur ve güven dolu bir toplumda yaşamayı arzulayan, birlik ve beraberlik içinde yaşamanın hasretini çeken vicdan sahiplerinin başvuracakları kaynağa işaret edilmeye çalışıldı. Aynı vazgeçilmez kaynaktan gelen bir katre daha; "Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz." (Tirmizî, Sıfatü'l- kıyâme, 59).