1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında konuşan beslenme ve diyet uzmanı Zeynep Acar, aslında kanser riskinin sağlıklı beslenme ve doğru yaşam tarzıyla yüzde 30-40 oranında azaltılabileceğine dikkat çekerek dikkat etmemiz gereken kuralları anlattı.
AŞIRIYA KAÇMAYIN
Obezite, sadece kronik hastalıklarla değil, aynı zamanda; meme, kolorektal, özofageal, böbrek, safra kesesi, rahim, pankreas ve karaciğer dahil olmak üzere, birçok kanser türüyle de doğrudan ilişkili oluyor. Bu nedenle, yemeklerde aşırıya kaçmayarak ideal vücut ağırlığını korumak; hem genel sağlık hem de kanserden korunma açısından büyük önem taşıyor.
BUNLAR SOFRADA OLMALI
Antioksidanlar, vitaminler, lif ve fitokimyasallar açısından zengin olan sebze ve meyveler hücre hasarını önlemeye yardımcı oluyorlar. Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler, kükürtlü sebzeler, kırmızı-mor meyveler, turuncu renkli sebze ve meyveler tüketilmeli.
LİFLİ GIDALAR TÜKETİN
Günde yaklaşık 25-30 gram lif alımı sindirim sistemini düzenleyerek toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor.
RİSKTEN UZAK DURUN
Sosis, salam ve sucuk gibi işlenmiş etler, "Grup 1 Kanserojen", yani en riskli besinler olarak sınıflandırıldı.
TRANS YAĞLARA DİKKAT
Doymuş ve trans yağlar aşırı tüketildiklerinde vücutta iltihaplanmayı artırarak bazı kanser türlerine zemin hazırlayabiliyor.
GÜNLÜK 5 GRAM TUZ
Dünya Sağlık Örgütü; günlük tuz tüketimini, yaklaşık bir çay kaşığına denk gelen 5 gramla sınırlandırmayı öneriyor.