Ormanlar, göller ve şelalelerle bezenmiş, muhteşem bir atmosferin içinde, günlük hayatın sorunlarından sıyrılmak ve yeşile kavuşmak için Yedigöller tam bir cennet. Milli Park alanı olan Yedigöller kışın kar keyfi, ilk ve sonbaharda trekking, yazın göl keyfi ve her zaman fotoğraf çekmek için gidilebilecek bir yer. Ancak, farklı mevsimlerde farklı güzellikler yaşatsa da yörede en etkileyici mevsim sonbahar. Bahar, yaz ve sonbahar aylarında yeşil, sarı, kahverengi ve kızılın her tonunun mevcut olduğu bölge sayısız çeşitte ağaçlarıyla yürüyüş yapmak ve oksijen depolamak isteyenler için bulunmaz bir fırsat.
VAHŞİ VE ÇEKİCİ
Sonbahar ve kış mevsiminin en güzel yaşandığı yerlerden biri Abant Yedigöller... Doğa ile baş başa kalmanın, yeşilin her türünü görmenin mümkün olduğu Yedigöller Milli Parkı, Batı Karadeniz Bölgesi'nde bir doğa klasiği. Ortasında yüzük taşı gibi duran ve bölgeye ayrı bir güzellik katarak adını veren yedigöller, vadi boyunca yer kaymaları ve vadi önlerinin tıkanmasıyla ortaya çıkan çukurlardan meydana gelmiş. Milli parkın yedi adet heyelan gölü, Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl isimleri ile anılıyor. Çevrelerinde oluşan bitki yapısı itibariyle her biri ayrı karakter taşıyan bitkiler arasında kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, karaağaç, karaçam, dişbudak, sarıçam, köknar, ıhlamur gibi ağaçlar bulunuyor. Etkili koruma sayesinde parkın içerisinde ve yakın çevresindeki sahalarda ise sayıları artan geyik, karaca, ayı, domuz, kurt, tilki ve sincap türleri görülebiliyor.
RENK ARMONİSİ
Her mevsim değişen renk tonlarına sahip 200'ü aşkın çeşidiyle bitki örtüsü, sabah ve akşam saatlerinde ormanın derinliklerine süzülen asil ışıklarla olağanüstü güzellikte bir renk armonisi sergiliyor. Dinlenme, gezi, piknik amaçlı gelenler olduğu kadar, botanikçiler, hatta fotoğraf tutkunlarına da rastlanan Yedigöller'de doğa, ziyaretçilerine mükemmel bir görsel şölen sunuyor. Kademeli vadide yer alan yedi gölün aralarındaki çağlayanlar, seyir terasları ile görsel lezzet yöreye has özelliklerle bütünleşiyor.
PİKNİK VE BALIK
Milli Parkta, piknik için gelenlere hazırlanmış ahşap masalar ve ocaklar bulunuyor. Yiyecek ve içeceklerinizi beraberinizde getirdiyseniz göl manzaralı masalardan birine yerleşebiliyorsunuz. Yakacağınız mangalda et, balık, tavuk ızgara yapabilirsiniz. Mönünüzü daha da zenginleştirmek istiyorsanız, alabalık üretim çiftliğinden alabileceğiniz veya bilet karşılığı gölden tutabileceğiniz göl alası ve gökkuşağı türü alabalıkların lezzetine güvenebilirsiniz. Çeşitli çeşmeler su ihtiyacını karşılarken, şarap ve benzeri içecekleri beraberlerinde getirenler yudumlarında doğayı damaklarında hissediyorlar.
Yedigöller Milli Parkı içerisindeki Kapankaya manzara seyir yerine çıkıldığında gölleri ve eşsiz peyzaj güzellikleri görmek mümkün.
Milli Park içinde kampçılık, günübirlik piknik, yürüyüş, fotoğraf çekimi gibi rekreaktif faaliyetler yapabilirsiniz.
Nerede kalınır?
Konaklama ve yiyecek ihtiyaçları da tesis edilen dinlenme evleri, kır gazinosu ve büfeden karşılanılabilir. Milli Parkta çadırla ve karavanla konaklanabildiği gibi, misafirhane ve bungalovlardan da faydalanılabilir. Milli parklara ait 6 adet bungalov bulunmaktadır. Önceden yer ayırtılması gereken bungalovlarda Ekim ayında yer bulmak oldukça zordur. Şömine, buzdolabı, ocak, çatal kaşık vs. nin mevcut olduğu bungalovlarda fiyatlar da uygun.
Ne yenir?
Gitmeden yiyecekleri mutlaka önceden temin etmek gerekiyor. Alabalıktan başka yiyecek bulunmayan bölgede alabalık da alabalık tesislerinden canlı temin edilebilir. Bolu Dağı üzerindeki bal ve yöresel meyveler dikkatinizi çekecektir.
Nasıl Gidilir?
Yedigöllere ulaşmanın iki ayrı yolu bulunuyor. Bolu merkezinden, İstanbul'dan gelirken sola yol ayrımı var. Bununla birlikte Yedigöllere diğer bir yol da Mengen yolu. Gerede civarından Mengen yol ayrımından devam edip Mengen'i geçtikten sonra sola Yedigöller yolu ayrılıyor. Keyifli Tatiller...
Huzur, 1300 metrede yüksekte
Denizden 1328 metre yükseklikte, çevresi çam ormanlarıyla kaplı bir tatlı su gölü. Tertemiz havası, doğal güzelliğiyle büyük kentlerin kargaşasından alabildiğine uzak, gönlünüzce soluklanabileceğiniz bir cennet. Ünü tüm Türkiye'ye hatta yurt dışına bile yayılmış olan ve dört mevsimde dört ayrı doğa güzelliği sergileyen Abant Gölü yeşilin üstüne beyazlarını giymeden önce sararan yaprakların gölgesinde sonbaharı bir başka yaşıyor. Kışkırtıcı güzelliğiyle doğasever gezginleri etkisi altına alıp, kendine hayran bırakıyor.
SERÜVEN TUTKUNLARINA
Doğa tutkunu genç serüvenciler, trekkingçiler, en kısa tatilleri bile değerlendirenler zaten Abant'ın yolunu gözleri kapalı biliyorlar.
Ulaşımın çok kolay olduğu Abant Gölü ve çevresi, kışın karlarla örtülü ormanlarıyla, sonbaharda sararan, kızaran bitkilerin renk cümbüşü altında yenilen nefis lezzetteki ızgaraları ve alabalıklarıyla, tertemiz dağ havasıyla çarpıcı güzellikler sergiliyor.
Abant, denizden 1328 metre yükseklikte, toprak kaymaları sonucu oluşmuş bir tatlı su gölü. 1.28 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. En derin yeri 18 metre.
Her yanı ormanlarla kaplı. Hoş kokularıyla çam, köknar, kayın ağaçları çoğunlukta. 6.5 kilometre tutan göl çevresinde tur atmanın keyfi ise bambaşka. Kıyıları nilüfer çiçekleri ile kaplı yer yer sazlıklarla çevrili göl'ün konukları temiz dağ havasını soluyarak huzurlu yürüyüşler yapabiliyor, arzu edenler çevresini bisikletle turluyorlar. Gölün büyük bölümünde kiralık atlarla dolaşma veya faytonlarla nal sesleri eşliğinde gezilere çıkma, ters ışıklarda fotoğraf çekmek, gibi zevkler de bulunuyor. Her noktasından, her açıdan başka türlü görünen gölün en güzel ve tamamını görebilme zevki ise Mudurnu yolu başlangıcındaki tepede yaşanıyor.
Lezzetli alabalıkların bulunduğu ve olta balıkçılığı zevkinin dört dörtlük tadıldığı Abant Göl çevresi, bitki ve hayvan türleri açısından oldukça zengin. Kuşlar, sincaplar, su samurları bir yana, bölgede bir de geyik üretme çiftliği bulunuyor.
KENDİN PİŞİR KENDİN YE
Çevrede dolaşmanın, koşu yapmanın sonrasında ailece kendin pişir kendin ye tarzı ağaç masalarda, toprağa basarak açık hava piknikleri yapmanın tadına ise doyum olmuyor.
Kışın atların çektiği kızaklarla göl turu yapılırken, yılın her ayında kır gazinolarında, kafelerde kahve veya çay içip dinlenebiliyor ya da yemek ihtiyacı karşılanabiliyor.
