Kaplıca'nın kısırlık tedavisinde de iyi sonuç verdiğini belirten Köyceğiz Belediye Başkanı Salih Erbay, "Yıllardır çocuğu olmayan kadınlar bile 15 gün sonra hamile kalıyor" dedi

OSMAN AKÇA / BEKİR TOSUN
Muğla'nın Köyceğiz ilçesindeki Roma döneminden kalma Sultaniye Kaplıcaları zengin mineral yapısı, insan vücudunu rahatlatan sıcaklığı ve gür debisi ile turistlerden büyük ilgi görüyor. İlçeye adını veren Köyceğiz Gölü'nün güneybatı kıyısında bulunan ve içinde taşıdığı 12 ayrı mineral nedeniyle Türkiye'nin tek kaplıcası olan Sultaniye Kaplıcaları, şifalı sularının yanında çamur banyosu ile de turizme hizmet ediyor.
BURAYA ÖLÜM GİREMEZ
Kapalı ve açık havuzları bulunan Sultaniye Kaplıcaları'nı ziyaret etmek isteyen turistler, Köyceğiz ve Dalyan'dan hareket eden yolcu tekneleri ile kaplıcalara taşınıyorlar. Yaz sezonunda günde yaklaşık 700 yerli ve yabancı turistin geldiği Sultaniye Kaplıcaları'ndaki çamur, cilt hastalıklarına iyi gelmesinin yanı sıra cildi gerdiği için de 'güzellik çamuru' olarak adlandırılıyor.
Köyceğiz Belediye Başkanı Salih Erbay, Ölemez Dağı'nın eteklerinde yer alan Sultaniye Kaplıcaları'nın tarihinin 2 bin yıl öncesine dayandığını söyledi.
Kaplıcaların mitolojide ölümsüzlüğü arayanların başvurduğu yer olarak bilindiğine dikkati çeken Erbay, "Çamur banyosu ve kaplıcalar 39-40 derece arasındaki sıcaklığı ve mineral zenginliği ile buraya gelenlere direnç kazandırıyor" dedi.
Kaplıcaların Bizans döneminde genişletilerek konaklama tesisi şeklinde kullanıldığını ancak bu dönemdeki yapıların Köyceğiz Gölü'nün suları altında kaldığını aktaran Erboy, "Roma döneminde kaplıcalar, kapsamlı bir hastane haline dönüştürülmüş. Kaynaklara göre hastanenin girişine 'Tanrılar adına buraya ölüm giremez' diye yazılmış. Ölemez Dağı da adını buradan almış" diye konuştu.
DÜNYADA İKİNCİ SIRADA
Kaplıcadan doğal olarak çıkan suyun her mevsim 39-40 derece sıcaklıkta olduğuna işaret eden Erbay, tesisler içerisinde 2 açık ve 2 kapalı havuzun bulunduğu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Sultaniye Kaplıcaları, yaptırdığımız laboratuar araştırmasında, içindeki mineral yoğunluğu bakımından Türkiye'de hastalıklara en faydalı kaplıcaların başında yer alıyor. Kaplıca suyu 12 hastalığa iyi gelen minareli bünyesinde barındırıyor. Köyceğiz Belediyesi olarak 40 yıldır kaplıcaların işletmeciliğini yapıyoruz. Özel İdare'den de 30 yıllığına suyun kullanım hakkını aldık. Kaplıcanın suyu kalsiyum klorür, kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfür, bromür, radon ve radyoaktif maddeler içeriyor. Sultaniye Kaplıcaları Türkiye'nin en yüksek radyoaktiviteye sahip kaplıcasıdır. Radon değeri açısından da dünyada Kanada'daki kaplıcadan sonra ikinci sırada yer alıyor. Radyoaktivite yüksekliği nedeniyle rehabilite edici özelliği vardır. Yatalak olarak getirilen hastaların burada tedavi gördükten sonra yürüyerek gittikleri bilinmektedir. Kaplıcanın en önemli özelliği, büyük oranda Çinko mineralinin bulunması. Çinko mineralinin uyarıcı özelliği bulunması nedeniyle kısırlık tedavisine cevap vermesi. 10 yıldır çocuğu olmayan bir aile, Sultaniye kaplıcalarında uzun süre kaldıktan sonra diğer yıl kucaklarında çocukları ile geldi. Bunun yanında felç geçiren bir kardeşimiz, kaplıcada tedavi gördükten sonra şu anda Marmaris Belediyesi'nde çalışıyor" dedi"
GÜZELLEŞTİRİYOR
Sultaniye Kaplıcaları'nda bulunan çamurlu havuz, özellikle cilt hastalıkları ve mineral zenginliği nedeniyle cildi gerdiği için güzellik amacıyla da kullanılıyor. Çamur havuzsuna girenler, tüm vücudunu çamur sürdükten sonra 10 dakika güneşte bekleterek çamuru kurutuyor. Kuruyan çamur vücutta hem direnci arttırıyor, hem de geriyor. Kuruyan çamur daha sonra havuzun yanında bulunan duşta yıkanarak temizleniyor.
BUNGALOV EVLER
Belediye Başkanı Erbay, Sultaniye kaplıcalarında günü birlik gelenlerin yanında, Antalya, Denizli, Aydın'dan da uzun süreli konaklayanların bulunduğunu belirterek, "40 kişiye kadar konaklanabilecek ahşap evler yaptık. Biz 11 yıl önce göreve geldiğimizde burası harabe bir yerdi. Şu anda insanların rahatlıkla gelip konaklayabilecekleri tesis haline getirdik. Üç kişilik bir aile günlük 60 TL karşılığı istediği kadar kalabilir. Her odada sıcak su mevcut" dedi.
Tedavi ettiği hastalıklar
Mineralli su, sinirsel hastalıklar, deri hastalıkları, kalp ve kan dolaşımı, solunum yolu hastalıkları, kadın hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalığı, mide ve bağırsak hastalıkları, sinir ve kas yorgunluğu, sinir hastalıkları (Nevralajie), eklem ve kireçlenme rahatsızlığı, göz hastalıkları, ameliyat sonrası hastalıkları ve beslenme bozukluğunda etkili oluyor.
TARİHÇE
Helenistik çağdan bu yana kullanılan, M.Ö. 1000 yıllarında Kaunoslular tarafından işletmeye açılıp Bizanslılarca yenilenen ve kullanılmaya devam edilen kaplıca suyu 98.3 radyoaktiviteye sahip. Endonezya'dan sonra oran itibariyle ikinci sırada yer alan kaplıca, 2 bin yıl önce de şifa merkezi olarak kullanılıyordu.
