BOZCAADA YAZI DİZİSİ / BÜLENT GÜRLÜK
Bozcaada yazımın ilk bölümünde Ayazma Manastırı'na kadar gelmiştim. Gezi rotamıza, manastırın tarihsel dokusundan ve Rumların her yıl 26 Temmuz'da kutladığı 'Aya Paraskevi Bayramı'ndan itibaren devam edelim.
Ayazma Manastırı, Bozcaada'nın güneyinde yaşlı mı yaşlı yedi ulu çınarın gölgesine sokulmuş bir şapel, çift oluklu tarihi bir çeşme ve harabe görünümündeki tek katlı iki yapıdan ibaret. Manastıra sosyal bir kimlik kazandıran özelliği ise aşk acısı çekerek ölen Rum azize Aya Paraskevi'nin anısına yaptırılması ve her yıl onun adına düzenlenen dinsel törenlerin buluşma noktası olmasıdır.
Söylenceye göre, dünyalar güzeli Rum kızı Aya Paraskevi, Bozcaada'nın en yüksek tepesi olan Göztepe'deki manastırdan Ayyalus adlı yakışıklı gence tutulur. Delikanlının da kızda gözü vardır ancak babası tarafından Ayazma'da hapsedilen Paraskevi'nin sevdiğiyle buluşması engellenir. Her gün Göztepe yamaçlarını gözleyerek iç geçiren zavallı Paraskevi, Ayazma'da aşkından eriyerek can verir.
Aşk acısıyla ölerek 'azize' unvanına yükselen genç kızın anısına 24, 25 ve 26 Temmuz'da Ayazma Manastırı'nda toplanan Rumlar mum yakarak, adaklar adayarak dileklerde bulunurlar.
1734 yılında inşa edilen Ortodoks manastırı sadece Rum azizenin anıldığı kutsal günlerde ibadete açılıyor. Aya Paraskevi Bayramı'nda dinsel törenlerin dışında şenlik havasında kutlamalar da yapılıyor. Etkinlikler kapsamında, Ayazma Manastırı'nın önünde kızlar ve erkekler karşılıklı iki sıra halinde diziliyor. Müzik eşliğinde kendisini dansa kaldıran erkeğin davetine karşılık veren kız, onunla nişanlanmış sayılıyor.
PLAJ GÜZEL AMA...
Ayazma'da işimiz, etkileyici hikayelerin büyüsüyle manastırı incelemekle, çeşmesinden su içmekle bitmiyor. Hemen o tepelikten araçla kıvrıla kıvrıla indiğimiz kıyıda, bizi upuzun kumsalı, masmavi deniziyle Bozcaada'nın denize girilecek en güzel plajı karşılıyor.
Herkese yetecek kadar şezlong ve şemsiyenin bulunduğu plajın güneşten yanan kumlarında iyice kızışarak attık kendimizi denize... Temmuz fırtınasına rastlayan tatilimizde dalgalara aldırmadan serin sulara teslim olduk. Bozcaada'nın denizinden, Çeşme'nin hamam suyunu beklemeyin. O kızgın ışınların altında ürperircesine serinlemek isteyenler için bire bir Ayazma Koyu...
Plaj yolun alt tarafında kalıyor ve merdivenle iniliyor. Yolan üst tarafında ise zengin ve uygun fiyatlı mönüleriyle karnınızı doyurmayı bekleyen restoranlar var. Yeri gelmişken kulağınıza fısıldamalıyım ki, Bozcaada'da pansiyon, otel, yeme içme, giyinme ve aklınıza gelebilecek her türlü ihtiyacınızı gayet uygun fiyatlarla karşılamanız mümkün.
Ayazma Plajı'nda yetersiz kalan şey ise soyunma kabini ile duşlar... Bozcaada'nın turistik çekiciliğinde önemli bir yer tutan, yerli yabancı turistlerin denize en çok rağbet ettiği bir koyda duşunuzu alıp üstünüzü değiştirebileceğiniz kabinler çok az! Biz ancak yukarıdaki lokantaların bulunduğu mevkide iki kabin ve bir tane duşla işimizi görebildik. Ayazma'nın ışıltısına gölge düşüren, Bozcaada'nın üstün konukseverliğiyle bağdaşmayan bu eksikliğe bir an önce son verilmeli.
GURUBA KARŞI...
Deniz ve yemek faslından sonraki istikametimiz Bozcaada'nın yine güney cephesini tutan rüzgar türbinleri. Adada, Türkiye'nin üçüncü Rüzgar Enerji Santralı ve hiç durmadan dönen 17 koca rüzgar türbini var. Öğrendiğimize göre burada üretilen enerji Bozcaada'nın ihtiyacının 30 katını üretiyor ve adanın yanı sıra karşısındaki Geyikli'yi de besliyor.
Türkiye gibi rüzgar alan mevkileriyle donanmış bir ülkede, esintiden enerji üretme konusunda Bozcaada örnek alınmalı. Elektrik üretiminde doğayı kirletmeyen, coğrafi mirasımızı ve arazilerimizi yok etmeyen, 'hava'dan, sudan hatta güneşten faydalanma yöntemlerimizi yaygınlaştırmanın zamanı geldi de geçiyor.
Ha, unutmadan... Bozcaada'nın rüzgar türbinlerinin kurulduğu tepelerin ufukta bütünleştiği çizgi, aynı zamanda güneşin batışını doya doya izleyeceğiniz bir nokta. Guruba karşı dalarken, yel değirmenleri misali ağır ağır dönen tribünler de size el sallıyormuşçasına romantik bir manzara oluşturuyor.
Bozcaada'da bir gece geçirmenizin tek şartı, güneşi rüzgar türbinlerinin kurulduğu ufuktan batırmaktır!
YARIN: ŞARAP TADIMI, BOZCAADA'NIN MARKALARI VE ŞARAPÇILIKTAKİ EKSİKLİKLER
