Medical Park İzmir Hastanesi'nden Doç. Dr. F. Cem Küçükerdönmez ve Op. Dr. Mehmet Özgür Zengin, "Gelişmiş ülkelerde de görme kaybının en önemli nedeni olarak bilinen sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzeri yetişkinlerde görülen kronik, ilerleyici bir göz hastalığıdır. Dünyada ve Türkiye'de ortalama yaşam beklentisinin daha da uzayacağının öngörüldüğü bir ortamda bu hastalığın giderek daha ciddi bir klinik tablo oluşturacağını tahmin etmek zor değildir" diyor
Medical Park İzmir Hastanesi hekimlerinden Doç. Dr. F. Cem Küçükerdönmez ve Op. Dr. Mehmet Özgür Zengin, tıpta "Yaşa Bağlı makula Dejenerasyonu" olarak adlandırılan, ve "Sarı Nokta Hastalığı" olarak da bilinen hastalıkla ilgili şu bilgileri paylaşıyor: Sarı nokta hastalığında erken tanı ve tedavi ile düzenli kontrol görmenizin korunması ve iyileştirilmesi açısından çok önemlidir. Sarı nokta hastalığı, diğer adı ile Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu, Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünyada görme kaybıyla sonuçlanan görme bozuklukları arasında yüzde 8.7'lik prevelansla 3. sırayı almaktadır. Retinanın (ışığa duyarlı ağ tabaka) merkezindeki bölgeye makula denir. Sarı nokta ya da Latince ismi ile fovea makülanın tam ortasında yer alır. Sarı nokta renkli ve keskin görmemizi sağlar.
-Sarı nokta hastalığı nedir?
Görme merkezini yani makulayı tutan bir hastalıktır. Retina ve retina altındaki tabakalarda tahribat yaparak merkezi görmenin azalmasına yol açar.
- Hastalığın belirtileri nelerdir?
* Görmede azalma ya da bulanık görme
* Görme alanının ortasında siyah noktalar
* Renklerin soluk ve donuk görünmesi
* Çizgilerin eğik, dalgalı ya da silik görünmesi - Kimler sarı nokta hastalığı açısından daha fazla risk altındadır?
Yaş arttıkça risk artar 75 yaşın üzerindeki kişilerin yaklaşık %25'inde sarı nokta hastalığı bulunur.
Sigara içme hastalığa yakalanma riskini 3 kez artırır. Sigara içilen ortamda bulunmak riski 2 kez artırır.
Sigarayı bırakmak riski azaltır ve 20 yıl sonra sigara hiç içmemişlerle risk aynıdır.
Güneş ışığına aşırı maruz kalma, özellikle mavi ve ultraviyole dalga boyları, hastalık riskini artırmaktadır. Bu dalga boylarını filtre eden güneş gözlükleri ve ayrıca şapka ya da kep takılması faydalıdır.
Ayrıca, ailede sarı nokta hastalığı bulunması, yüksek kan basıncı, kan yağlarının yüksek olması, kalp ve damar hastalığının olması, yüksek vücut kitle indeksi ve belirli vitaminlerin ve minerallerin yediklerimizle az alınması sarı nokta hastalığı için risk faktörleridir.
- Hastalık nasıl başlar? Druzen
Erken dönemde hastaların makulalarında druzen denilen oluşumlar gözlenir. Bu evrede hastaların görmeleri tamdır ya da hafif azalabilir.
Bunları ancak detaylı bir retina muayenesi sırasında göz doktoru saptayabilir ve ilerlemesini engellemek için size gerekli vitaminleri verir ve önerilerde bulunur. Bu da göz doktoruna yapılacak periyodik muayenenin önemini göstermektedir.
Bu erken evre sarı nokta hastalığı çoğu zaman ciddi görme kayıplarıyla olan ileri evre sarı nokta hastalığına ilerlemez.
- Sarı nokta hastalığının tipleri var mıdır?
Bazen druzen dediğimiz erken evre sarı nokta hastalığı ilerlemeye devam eder ve 2 tip sarı nokta hastalığı oluşabilir.
Kuru tip:
Kuru tip sarı nokta hastalığı daha sık görülür, daha yavaş ilerlediğinden görme kaybı daha azdır ve uzun sürede ortaya çıkar. Druzenlerin sayısı ve büyüklükleri artar. Retina pigment epiteli ve fotoreseptör hücrelerde tahribat (atrofi) meydana geldiğinden görme azalır. Kuru tip bazen yaş tipe dönebilir. Amsler kareli kağıt testi ile kendi kendimizi kontrol edebiliriz. Bu testte düz çizgilerin eğri görülmesi, bazı karelerin görülmemesi ya da koyu görülmesi sarı nokta hastalığının belirtisidir. Bu gibi durumlarda, en kısa zamanda retinanızın detaylı muayenesinin yapılması gerekmektedir.
Yaş tip:
Yaş tip sarı nokta hastalığında retina altında yeni damarlar oluşur. Bu yeni damarlardan sıvı kaçağı ve kanama olur. Sıvı toplanırsa düz çizgiler eğri görülür; kanama olursa ciddi görme kayıpları oluşur. En son evrede skar dokusu halini alır. Ciddi merkezi görme kayıpları meydana gelir ama kenardan görme ve merkezin etrafını görme korunur. Çok nadiren tam körlük yapar.
-Hangi tetkikler yapılır?
Retina anjiografisi ve OCT'yi (Optik Koherens Tomografi) her hastaya standart uygularız. Bazen indosiyanin yeşil anjiografisini uygulamak gerekebilir.
- Sarı nokta hastalığının tedavisi nedir?
Tedavinin mutlaka retina konusunda uzmanlaşmış bir ekip tarafından ve donanımlı bir klinikte yapılması gerekmektedir. Eğer kuru tip sarı nokta hastasıysanız, düzenli aralıklarla doktora gitmeniz ve çeşitli vitamin ve mineral takviyeleri ile lutein gibi antioksidan özelliği sahip ilaçlar kullanmanız önerilmektedir. Yaş tip sarı nokta hastalığında son yıllarda en çok uygulanan tedavi göz içine anti-VEGF (Vasküler Endotelyal Growth Factor) ilaç enjeksiyonlarıdır. Bu ilaçlar, kanamalara ve sıvı birikimlerine yol açarak görmeyi azaltan yeni anormal damar oluşumlarına engel olurlar. Böylece hastalığın ilerlemesine engel olurlar. En çok göz içine uygulanan anti-VEGF'ler Bevacizumab ve Ranibizumab'dır. ranibizumab ile yapılan 2 yıllık çalışmanın sonuçlarına göre 10 hastanın 9'unda görmenin kötüye gitmesi engellenmiş ve 10 hastanın 4'ünde görme daha iyi düzeye gelmiştir. Çok az bir hasta grubunda ise görme azalmıştır. Bevacizumab ve Ranibizumab'ın birbirine üstünlüğü saptanmamıştır.
Göz içi anti-VEGF enjeksiyonu
Anti-VEGF ilaçların en büyük dezavantajı, göz içine birçok kez enjeksiyon yapılması gereksinimidir.
Göz içine enjeksiyonlar ameliyathane koşullarında yapılması gerekmektedir. Göz içine olmasına rağmen ağrısızdır ve zor olmayan bir işlemdir. Yan etkileri çok azdır. Göz enfeksiyonu, retina dekolmanı ve katarakt oluşumu çok nadirdir. Ayrıca göz dışı yan etki olarak, nadiren arteryel tromboembolik tıkanmalar, burun-boğaz enfeksiyonu, baş ağrısı, solunum ve idrar yolu enfeksiyonları gelişebilir.
Fotodinamik (soğuk lazer) tedavi anti-VEGF ilaçlar yokken, sarı nokta hastalığının tedavisinde en sık kullanılan bir yöntemdi. Günümüzde ise, yaş sarı nokta hastalığının bazı tiplerinde anti-VEGF tedaviyle beraber kullanılabilen bir yöntemdir.
Lazer fotokoagülasyon, foveadan uzakta oluşan retina altı yeni anormal damar oluşumlarının tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.
Beslenme şeklimiz hastalıktan koruyabiliyor -Beslenmemizle sarı nokta hastalığı arasında nasıl bir ilişki vardır?
Luteinin bol miktarda bulunduğu besinler
Ispanak, karalahana ve brokoliden bol bir diyetle beslenen kişilerde sarı nokta hastalığı daha az görülmektedir. Bu besinler bol miktarda lutein ve zeaxanthin denilen makülayı koruyucu iki önemli pigment içerirler. Koyu yeşil yapraklı sebzeler dışında sarı biber, mısır, avokado, şeftali, portakal, hurma ve yumurta sarısında da bol miktarda lutein ve zeaxanthin vardır.
Çinkodan zayıf bir diyetle beslenen kişilerde sarı nokta hastalığı daha sık görülmektedir. Et, balık, kabuklu deniz ürünleri, fasulye, nohut ve yulaf gibi besinlerde çinko bulunmaktadır.
Omega-3 yağ asitlerinden zengin bir diyetle beslenen kişilerde hem hastalık daha az oluşmakta hem de hastalığın ilerlemesi yavaşlamaktadır. Balık (somon, ton ve sardalya), balık yağı, ceviz ve bitki yağlarında (kanola, keten tohumu) bol miktarda Omega-3 yağ asitleri bulunmaktadır.
Omega-3 yağ asitlerinden zengin besinler
Göz sağlığınız açısından bol meyve içeren dengeli bir diyet önemlidir. Doymuş yağ asitlerinden ve kolesterolden zengin bir diyetten uzak durmak gerekmektedir.
