RÖPORTAJ: Özkan Binol
"Koç" liderlik duygusunu tatmin etmek için, "Boğa" mülkiyet duygusu sarsıldığında, "Yengeç" serüven olsun diye, "Aslan" ise egodan aldatırmış. Ayrıntıları ve diğer burçları merak ediyorsanız Ayda Ersan'ın kitabından okuyabilirsiniz. Ama önce sevgili astroloğumuzun anlattıklarına kulak verin.
- Astrolojiye ilk ne zaman ilgi duydunuz?
İlgimi çeken bir konuydu ve okudukça çok hoşuma gitti. Sonra da daldım gitti astrolojiye. Gerçi o zaman kaynak kitap yok, Gülten Suveren'in yönetiminde bir burç dergisi çıkardı -ışıklarda olsun- orada ne bulduysak; ay burcu, güneş burcu okudukça çok heyecanlandık ama kimseye ulaşamazdık, etrafta tanıdığınız astrolog yoktu.
- Sonra siz Boğaziçi Üniversitesi'nde tarih okudunuz.
Evet, İzmir Karşıyakalıyım ben ama Boğaziçi aşkına İstanbul'a gittim. Astrolog Hakan Kırkoğlu ile tanıştım. Şimdi iyi dostumdur, çok severim onu. Çok bilgi paylaştı benimle. Astrolojiye ilgim daha da arttı ve kadersel olarak seçilmiş mesleğim oldu. Bu arada iki, üç mesleği bir arada yaptım. Haritada yetenek alanında ne varsa; gazetecilikten tutun mekan işletmeciliğine, editörlükten yazarlığa sonra da şifacı olduk.
- Yani astroloji de yetmedi sonra regresyona geçtiniz.
Evet, aynen öyle oldu. İnsanlar bana geldiğinde "Ayda Hanım ne yapacağız diye?" sormaya başladı? Yani insanları bilgilendirmek yetmedi. Bunun bir de onarım tarafı var, onarım tarafını da regresyonla eğitimini alıp tamamladım. Uluslararası regresyon terapistiyim şu anda.
- Nerede aldınız bu eğitimi?
Türkiye'de Diba Ayten Yılmaz'dan aldım. Ben çok merak ediyordum geçmişimi. (Çünkü vizyonlarımda var bu.) Ben bunu kime baktırsam derken Diba Ayten Hanım'ı önerdiler. "Sorunun yok mu, niye geldin bana? "dedi. Sorundan çok bir şey yok, hayatım krizde benim oysa. Sonra bana "Neye bakalım? Dedi. Çok öfkeliyim, her şeye şarlıyordum o dönemde. Hafif bir transla, nereye götürüyorsa oraya gittim, güzel bir geçmiş hayat çalışması oldu. Seansın sonunda Diba "Sen eğitim almak ister misin?" diye sordu. Ben de "İsterim, nasıl alacağım?" dedim. Kendi mekanında veriyor, beş gün kapanıyorsun oraya. Sonra da sürekli bir yüzleşme yaşıyorsun. Sürekli gölge hayatlarınız, kurban hayatlarınız, o kadar fazla şeyden geçmiş ki ruh, hem onların korkularını, hem de yeteneklerini taşıyoruz bugüne. En derin korkularınızla karşılaşıyorsunuz, yüzleşmek çok korkunç oluyor ama benim hep öleyim, gideyim diye bir bakışım vardı bu hayatta. Nasılsa öleceğim. Öleyim, gideyim varken şimdi artık yaşamaktan mutlu bir hale geldim.
- Herkes regresyon yaptırabiliyor mu?
Ben ne olursam olayım şifa veren kadar alanın elindedir. Siz istemeden ben nasıl size bir şey verebilirim. Çok iyi dönüşenler var, uzun vadede dönüşenler var. Çünkü onların sistemleri daha doğru kabul ediyor olabilir ama mutlaka bir açılım olabilir. İki kişi bugüne kadar duvar gibi durdu, onlara da ben bir şey demedim zaten. Herkesle çalışıyorum, özellikle ilaç kullanmıyorsa, gözünü kapatıp yatmakla ilgili bir problemi yoksa gayet güzel herkesle çalışıyorum. Hiç sorun da olmuyor.
- Geçmişi temizliyorsun aslında bir anlamda değil mi?
Geçmiş, gelecek ben onların iç içe olduğunu düşünüyorum. Aslında zaman bizim algıladığımız düzeyde değil, zaman spiral bir şey. Her yerde her şeyin bir benzeri olmakta. Çalışma sırasında bir travmayı gördüğüm zaman zaten duruyorum. Ben daha ilerisini göremiyorum. Önemli olan sorunu gösterip, onu çözmek. İllaki sorun çözmek değil, bazen de güç aldırma çalışmaları yapıyoruz. En güçlü hayatına bakıp bir de bu var ama güçlü olduğun zamanlar da var. Çünkü onlar sorunlu değil, onu da hatırla o iki tip birbirini tanısın. Yeniden çerçeveleme yapıyoruz. Mesela yakın bir arkadaşımın çok ciddi bir agorafobisi vardı. Çalıştık iki ay, sonra sis çökerken şehrin üzerine hiç korkmadığını fark etmiş ve şu anda seni metrodan arıyorum diye beni aradı. Regresyon fobilere, korkulara, hastalıklara çok iyi geliyor.
- Astrolojiye daha çok kadınlar mı ilgi gösteriyor?
Evet, yüzde doksan kadın ama regresyonda daha farklıdır durum söz konusu. Erkek danışanlarımızdan daha çabuk sonuç alıyorum. Neden mi? Kadın daha komplike, bilinç altları da daha komplike kadınların, net konuyu biliyorlar, ben bunu çözeceğim diyorlar. Erkek danışanlarım bir hafta, on gün içinde tamam, biz bunu yaşadık, oldu diyerek yüzdesini verebiliyorlar. Kadınlarda bu daha uzun bir süreç olabiliyor ama dediğim gibi bir kerede bütün bir hayatınızı çözmeyi hayal etmeyin. Katman katmanız, ben neyi çözdüm ki sadece yaşamakta bulunduğum noktada varoluşumdan mutluluk duyuyorum. Bu bana bir hediye. Mutluyum yaşamaktan, bir sekizinci evi insanın sürekli ölmek ve ölüm ötesiyle ilgilidir. Astrolojide on iki tane ev var, her evin bir sembolü var. Sekizinci ev ölüm, yeniden doğuş, hayat krizi, güneş krizi.
- Kadın astrolog, erkek astrolog ayrımı var mı?
Astroloji sezgisinin cinsiyetle bir ilgisinin olduğunu düşünmüyorum. Bilgiyi sezgiyle birleştirmek özel bir yetenektir. Sezgi dişil yönümüze ait olduğu için kadınların kendiliğinden bu alana kayması son derece doğal. Sonuçta da gördüğünüz gibi erkek astrolog son derece az ülkemizde. Çünkü astrolojiyi hep falcılık olarak yorumluyorlar. Halbuki yukarıda da söylediğim gibi astroloji cinsiyete ait bir şey değildir. Erkekler Türkiye'de işini gücünü bırakıp astrolog olmak istemiyorlar. Fakat yurtdışında astroloji daha çok ciddiye alındığı için kadın kadar erkek astrologda var.
- Kitabınız adı neden "Kadınların En Çok Aldattığı Burçlar?"
Kitabın adını kadınlar astroloji ve regresyon koyacaktık. Sevgili Halil Gökhan kitabı basmış, bana da ismi o seçmiş. Halbuki kitabın içinde benim astrolojiye dair tüm bildiklerim ve bu konudan nasıl regresyona geçtiğimin bir açıklaması var. Yani sadece aldatan ve aldatılan burçlar yok. Aslında bakarsanız kimse kimseyi aldatamaz. Aldatan daima kendisini aldatır.
- Kadınlar mı daha çok aldatıyor, erkekler mi?
Bence durum eşit. Kadınlarda aldatma ihtiyaçları kişiden kişiye değişiyor. Hayatını daha kolay hale getirmek için, güven sağlamak için, can sıkıntısı için bile aldatan var. Herkes mi aldatır, herkes hayatında bir kere yalan söylemiştir. Kibar yalan bile söylerken bile, hiçbir şey söyleme. Mesele sadece cinsel aldatma değil, herkes herkesi aldatma ihtiyacı duyabiliyor. Kendini iyi hissetmek için diyelim buna kısaca.
- Kadına şiddet konusunda astroloji ne diyor?
Kadınlar kendilerine sahip çıkmalı, kendini bulup, şifasını, sevgisini yetiştirdiği çocuğa verecek. Özellikle kadın burada çok önemli, erkekler yapıyor ama erkekleri yetiştiren kadınlar. Anneler çocuklarına kadını sevmeyi öğretecekler.
- Son dönemde ne oldu dünyaya böyle? Şifası nedir?
Dünya her zaman böyleydi. Dünyanın tarihine baktığınızda kırk yıl savaş olmamış, onun dışında sürekli insanlar birbirini kesmiş, sürekli doğayı katletmiş. En çok komşu komşuyu kesiyor zaten, hala böyle. İnsanlık artık kendi sınavını veriyor. Artık bu çok eski bir enerji, inananlar bundan korkuyorlar. Bu çok eski bir enerji, bize ne olur şimdi diyorlar. Tanrı korkusu verilmiş, Tanrı sevgidir, ışıktır. İnsanların şu anda yaşadığı tamamen kıyamet, uyanış için önce kıyameti yaşamak gerekiyor. Kıyamet kopuyor şu anda. Hani 2012'nin aralığında kıyamet kopmasını beklediniz o kıyamet zaten her dakika kopuyor. Şifacılık hassas bir şey, dünyanın bir yerinde bir şey olduğu zaman ben bunu hissediyorum ve ağlıyorum.
- Şifa yapıyor musunuz o zaman?
Hem de saatlerce yapıyorum; dua ediyorum, şifa yapabildiğim kadar yapıyorum. Bir kişiye bile iyi gelseniz dünya değişir. Bugünün gençleri; Mısır'daki, Brezilya'daki, bunlar zaten özel gençler. Bu x kuşağı, y kuşağı onunla da ilgili şeyler, bunlar indigo'lar, bunlar tabu devirenler. Hayatı çok güzel sorguluyorlar, çok düzgünler. Kendi içlerinde asalet ve değer duygularıyla geliyorlar. Mesela bir indigo çocuğa değersizlik duygusunu veremiyorsun, kabul etmiyor, bünyesinde yok. Kristaller zaten tamamen barışçıl, önce indigo'lar hepsini dümdüz ediyor. Bu arada kurban da oluyorlar maalesef ama onların programında o da var. Ondan sonra da içime gelen bu bir süreç, sürecek ama total ve çok yoğun bir dönüşüm başladı..
- Ne kadar sürecek bu süreç?
2015'e kadar bu devam edecek gibi gözüküyor dünyada. Daha durulacak bir şey yok, bir şeyler değişmeye başlar ama bu bir kişiye karşı bir şey değil. Belki her şey kişiye yükleniyor ama aslında o adamın müthiş bir uyandırıcılık görevi var. Yaşananlar olmasaydı toplumlar uyanmayacaktı. Herkes uyumaya devam edecekti. İllaki haklarını geri alıp, senin canına okuyup, kendine sahip çık demek. Hastalıklar da mesela vücuda sahip çık diye çıkar ortaya, kendine bak der.
Egeli vizyonu - Kişilerin vizyonları bölgelere göre değişiyor mu? Mesela Ege bölgesindeki insanların nasıl bir vizyonları var?
Ege Bölgesi'ndeki herkes hedonist, yani zevkli ve rahat bir şekilde yaşamaya bakıyor. Hayatın tadını çıkaralım diyor. Mesela Hatay ve Güney bölgesinde reenkarnasyon çok vardır. Çocuklar daha doğar doğmaz hatırlar, ben bilmem nerede yaşıyordum. Antakya bölgesi açıktır, çünkü herkes bunu kabul ediyor. Geçmiş yaşamlar zaten kanıtlandı. Var mıydı yok muydu geçtik biz.
Secret'ta büyük kazık attılar - Kuantumla regresyonun nasıl bir ilişkisi var?
Secret'ta çok büyük kazık attılar herkese. Secret bence insanları depresyona sokacak kadar hayatı aşırı basit ve iyimser gösterdi. Sadece imgeleyin olsun, sadece olumlayın olsun değil, önce niye ben bunu isteyemiyorum demeli insan. Hayatındaki lokajın nerede, oraya bir bak, temizle temizle ondan sonra yolun açılıyor. Nefis de buna da dahil, ben hala mesela bağımlılıklarımın çok farkındayım. Beni çok tutuğunun farkındayım. Basit olarak sigara bağımlılığım var. Bütün gün içmiyorum, bir oturduğumda fosur fosur içiyorum. O beni bir yerden besliyor, sizi beslemeyen bir şey alışkanlık olamaz. Neden onu tutuyorsunuz hayatınızda, ona bakacaksınız. Duman bağımlılığı ama içinin
bir boşluğunu dolduruyor. Yani önce nefis terbiyesi olmalı.
