BURCU ILGIN
İkinci bebeğini bekleyen bir anne olarak her annenin yaşadığı korkuları ve tedirginlikleri yaşadığım dönemde hem kendim için hem de benim gibi "Eyvah krizi nasıl yöneteceğim" endişesi duyan diğer anneler için kardeş kıskançlığı konusunu bir uzmana danıştım... Psikolog Seval Sancı, kaygıyla sorduğum soruları cevapladı ve birçok konuda beni aydınlattı... Umarım Seval Sancı'nın anlattıkları ikinci çocuğunu bekleyen diğer ebeveynlere de yol gösterici olur...
- Kardeş kıskançlığının en temel nedeni nedir?
Çoocuğun annenin ilgisini kaybetme kaygısı yaşaması. Bu kaygı yüzünden o ilgiyi paylaşacağı çocuğa karşı bir takım olumsuz duygular besliyor. Tabii bu durumda kardeşiyle olan ilişkisinde ona fiziksel zarar vermesinin önüne geçmek için bu kaygının önüne geçmek, ona bu kaygıyı yaşatmamak gerekiyor. Yani eğer çocuğun babası onunla vakit geçirmiyorsa anne de evdeki işi bittikten sonra onunla ilgilenmekte zorlanıyorsa ya da bu çocuğun bazı rutinlerinde eksilmeler oluyorsa. Örneğin her gece yatmadan önce masal okuyorsanız ve bebek olduğundan beri artık bunu yapamıyorsanız çocuğun tepkileri olumsuzlaşmaya başlayacaktır. Sahip olduklarıyla kardeşi hayata geldikten sonra sahip olduğu seyler arasında kayıp olmazsa sıkıntı daha çabuk atlatılıyor. Bir sizin sözünüzle davranışlarınızın birbirini tutması gerekiyor.
- Bir bebeğimiz daha olacağını öğrendikten sonra bir kardeşinin olacağını diğer çocuğa ne zaman söylemeliyiz?
En sık yapılan hatalardan birisi bu oluyor. Bazen aileler bir çocuk doğurmak için diğer çocuklarına soruyorlar 'Kardeş ister misin?' diye. Çocuk bununla ilgili istediğini belirtse bile kardeşi olduktan sonra bunu kabul etmeyip reddedebiliyor. Bazı aileler de çocuk haberi alır almaz bunu büyük çocukla paylaşıyorlar. Özellikle 7 yaşın altındaki çocuklar yetişkin gibi düşünemedikleri ve somut olguları bizler gibi kavrayamadıkları için anne karnı belirginleşmeden çocuğa söylememek gerekiyor. Bazı aileler çocuğu doktora götürüp kardeşini ultrasondan gösteriyorlar. İkinci bir hata da çocuğa ultrason görüntülerini gösteriyor olmak. Çünkü çocuk annenin içinde ne olup bittiğini bizler gibi anlamadığı için annesinin başına bir şey geleceğini, onun zarar göreceğini düşünebiliyor.
- Biz bu zamanı beklesek bile çevremizin çocuğa söylemesine engel olamayabiliriz...
Bu belki çok kontrol edilebilir bir şey değil ama bu durumlarda belirleyicinin anne baba olması gerekiyor. O insanlarla ilişkileri bozmadan, onları kırmadan anlatabilirsiniz. Özellikle dedeler, babaanneler, anneanneler ise çevredekilere çocuk için doğrusunun, ideal olanın bu olduğunu, bu nedenle söylemeyeceğinizi anlatmanız, onlarla bunu paylaşmanız gerekiyor. Çevrenizde kim varsa bunları onlarla paylaşmak, çocuğa aktarımı konusunda önleyici olmak önemli. Çünkü bazen problem çıkmadan onu önleyebilmek çok daha kolay olabiliyor. Ama kontrol edemediğiniz bir süreç nedeniyle sonucuyla karşılaştığınızda bu daha uğraştırıcı olur. Karar vermek gerekiyor. Birileriyle konuşmak ve çocuğa karşı yapılacak açıklamaların onaylatılması mı daha kolay olur, yoksa pat diye açıklasınlar da alt ıslatmayla mı uğraşalım, huysuz bir çocukla mı uğraşalım, aileye tepki veren bir çocukla mı uğraşalım? Çünkü bir zarar yapar mutlaka.
- Kardeş kıskançlığı için en kritik dönem nedir?
Kardeş kıskançlığı sorunu her yaşta meydana gelebiliyor. Ama en kritik dönemlerden birisi okul öncesi döneminde olan çocuklar. Aile ikinci bir kardeş ikinci bir çocuk kararı verirken çocuğun biraz olgunluk kazanmış olması, konuşabiliyor olması, yürüyebiliyor olması vesaire gibi bağımsızlaşmaya başladığı döneme gelmesine dikkat etmeli. İki yaş sonrasına denk getirmek ideal. Ama okul öncesi dönemde kardeş kıskançlığıyla ilgili sorunlar daha çok yaşanıyor. Çünkü genelde hala çocuğun birinci dereceden ebeveynine olan ihtiyaçları çok yoğun.
- Anne baba açısından zaman nasıl ayarlanabilir?
Çocuk kararı alırken kardeş kıskançlığını önleyici faktörlerden bir tanesi de anne ve babanın ikinci bir çocuğa hazır olduğunu hissetmesi ve diğer çocuk dolayısıyla yaşanacak durumlar, çocuklar arasındaki ilgi paylaşımını sağlayabilmek vesaire gibi konularda hazır olması gerekiyor. Çok yoğun çalışan anne babalarda bu sorun çok daha yoğun yaşanıyor. Çünkü diğer çocuğun da ilgiye ihtiyacı var. Anne baba kendi arasında çocuklarla ilgili sorumlulukları bölüşmekte zorlanıyolarsa yani isteyerek alınan bir karar değilse diğer çocuğa bunun olumsuz etkileri çok fazla yansıyor. Kardeş psikolojisinin altında yatan en önemli neden anne babasının ilgisini bir başkasıyla paylaşmak zorunda olması. Bu paylaşımın onun hayatından neler eksilteceğini düşünmek çocuğu hırçın davranmaya itebilir.
SÖZ- DAVRANIŞ UYUMU - Okul öncesi dönemdeki bir çocuğu nasıl hazırlamalıyız?
Çocuğa oturup kardeşinin olacağınından falan bahsetmemek gerekiyor. Ama göndermelerde bulunmak, telefonda konuşurken, başkasına anlatıyormuş gibi dolaylı yoldan ona bunu anlatabilirsiniz. Çocuğa bir şeyler anlatmak ve söylemek eğer davranışlarla örtüşmüyorsa sorun olur. Mesela kardeşi doğmadan önce ona "Bak kardeşin olacak onunla oyun oynayacaksın, paylaşacaksın, yalnız olmayacaksın" gibi şeyler söyleniyor. Çocuk hayata geldikten sonra işler zorlaşıyor. Zorlaştığı zaman da çocuğa davranışlarınızla söylediklerinizin uyumlu olduğunu hissettirmeniz gerekiyor.
- Çocuk doğduktan sonra işler zorlaşacak. Krizi nasıl yöneteceğiz?
İkinci çocuk hayata geldiğinde tabi ki onunla ilgilenmek zorundasınız. Onunda hayata tutunmak için ihtiyaçlarının giderilmesi lazım. Bu süreçte babanın da desteğini almak gerekiyor. Anne öteki çocukla meşgulken babanın diğer çocukla ilgilenmesi gerekiyor. Çocuk uyuduktan sonra rolleri değişmeniz, sizin diğer kardeşe geri dönüp onunla birlikte paylaşımda bulunmanız gerekiyor. Birbirlerinden çok uzak tutmamak, ona dokunuyorsanız diğerine de dokunmak, yine küçük çocuğa bakım yaptığınız sırada büyük çocuğa küçük sorumluluklar vermek uygun olur. Yani, "Altını açacağım, hadi bezi sen getir" gibi şeyler söyleyip aralarındaki mesafeyi açmamak, çocukla olan paylaşımlarınıza onu da katmak gerekiyor. Kardeşine dokunmasını sağlamak gerekiyor.
- Kardeşiyle birlikte biberon, emzik vs isterse... Bebek ile birlikte altımı bağla derse ne yapmalıyız?
Gerileme yaşayabilir. Kendini bebeğe benzetmeye başlayabilir. O da sizin göğüsünüzden süt içmek isteyebilir, altını bağlamanızı isteyebilir. Çocuğa çok ciddi ve sert eleştiriler olmaksızın "Sen artık tuvalete yapabildiğin için ben sana bez bağlamıyorum" demek ya da şunu hissettirmek gerekiyor; "Onunla ilgileniyorum zaman geçiriyorum ama bu onu senden daha çok sevdiğim anlamına gelmiyor. Bak biz ona eğer süt vermezsek kendi içemez, kalkıp kendisi alamaz, ben onu beslemezsem karnı doymaz. Sen de böyleydin. Onun yaşaması için onunla daha çok zaman geçiriyorum onu senden çok sevdiğim için değil. Ben hep yanınızda olacağım" gibi. İlla ki altını bağlamanızı isterse de "Gel deneyelim tamam ama bunu sende tutmamıza gerek yok" deyip, istediği davranışı yapabilirsiniz ancak sürdürmenize gerek yok.
MERAKINI GİDERİN - Yani kısa bir süre yapalım. Hevesini alsın diyorsunuz...
Evet ya da "Gel senin bebeğine bez bağlayalım. Gel bana yardım et. Sen bunu artık yapabiliyorsun gibi" şeylerle ilgisini başka tarafa çekmeye çalışabilirsiniz. Doğum öncesinde yapılabilecek şey karın belirgenleşmeden ona söylememek. Asıl sorun doğduktan sonra süreçte oluyor.
- Özellikle anneler çok endişe duyuyor iki çocukla ne yapacağım diye... Çünkü ilk çocukta sadece ona yoğunlaşıyar anne... O bile çok zor ama ikinci de özen gösterilmesi gereken bir çocuk daha var. Onun psikolojisi bozulmasın diye hep kendinden ödün vermek zorunda...
- Biraz sert olacak belki ama çocuğun seçimi değil ne hayata gelmek ne de bir kardeşinin olması. Burada az önce de dediğim gibi anne ve babanın iki çocuğa yetecek kadar ilgi ve zaman ayırmak konusunu çözümlemiş olması gerekiyor. O iki varlık hiç kendilerine sorulmadan hayata gelmişler. Biri daha çok küçük sizinle olan paylaşıma ihtiyacı var bu anlamda bağımlı. Onlara bunu çok yansıtmadan bu süreci atlatmak gerekiyor. Anne baba psikolojik olarak hazır olmadan ikinci çocuk dünyaya getirilmemeli.
- Yeni doğacak bebeğe kıyafet vs. alınacağı zaman nasıl davranmalıyız?
Ona da alın.
- Ona da almak doğru bir yaklaşım mı?
Yani doğru bir yaklaşım derken, okul öncesi dönemindeki çocuklar zaten hep ne kadar alırsanız alın bir başkasında olanı ister. Çocuğun ihtiyaçlarını dozunu kaçırmadan karşılamak gerekiyor. Normal hayat düzeninizde çocuğa bir oyuncak alma fikriniz varsa diger bebeğe bir şey alırkenki zamana denk getirebilirsiniz. Bir şey beğendiyse ve sizin de koşullarınız uygunsa almanız bir sorun teşkil etmez. Yani merak ettiği ve ihtiyaç duyduğu şeylerin karşılanması lazım.
- Örneğin, bebeğe beşik alırken ona da karşılığında bir şey almamız gerekiyor mu? Yani ona beşik aldık sana da bunu aldık mı dememiz gerekiyor?
O talep ederse alın. Ama durduk yere ona beşik aldık sana da bunu aldık gibi değil. Belki bir kıyafet alışverişi yapacaksınız. Kıyafet ihtiyacı var. Gel birlikte alışverişe gidelim. Kardeşin için de bir şeyler alacağız, senin için de alacağız. Yani onun ihtiyacı olan şeyleri eş zamana denk getirmek önemli olan. Onu eksik bırakmamak gerekiyor.
Eşyalarını kardeşine veriyorsanız! - Onun eşyalarını diğer bebeğin kullanması konusunda nasıl davranmak gerekiyor?
Bunu çok gözüne batırmamak gerekiyor. Yani çok sevdiği bir oyuncağı, çok sevdiği bir kıyafetini onda görmek çok hoşuna gitmeyebilir.
- Peki ona sormalı mıyız? Vermek ister misin diye.
Çocuklarda "İster misin?" diye sorduğunuz çoğu sorunun cevabı "Hayır" dır. Eğer siz yaptırmak istediğiniz bir şey varsa yanıtını hayır olarak alabileceğiniz tarzda bir soru sormamanız gerekir. Örneğin yeni bir bebek arabası almak yerine eskesene kullanacaksınız. Bunu ona sorduğunuzda alacağınız yanıt hayır olacağından gördüğünde ona, "Sen artık büyüdün. Buna ihtiyacın kalmadı ama istersen sen de kullanabililirsin" diyerek anlatabilirsiniz. Tabii ki aralarında özenme olacak, o da binmek isteyecek. Onun gelişimini engellemeyecek şekilde çocuğun isteğinin giderilmesi gerekir.
- Aslında sorun da burada başlıyor. Yani onun gelişimini engelleyip engellemediğimizi nasıl ayırt edeceğiz?
Denemesine, merakını gidermesine izin vermeli ama devam ettirmemeli. Çocuk kardeşinin biberonunu almış ağzına emiyor o anda sen ne yapıyorsun, o kardeşinin onu kullanamazsın demek yerine, "Merak etmişsin sen biberonu ağzına almışsın oradan su mu geliyor süt mü geliyor" diye yaklaştığınızda zaten o da duracaktır.
