ALAETTİN AVCI
1900'lü yıllarda Museviler'in yoğun olarak yaşadığı semt olan Karataş'ta bulunan Asansör, Musevi vatandaşlarımızdan Nesim Levi tarafından yaptırılmıştır. Aynı zamanda Vilayet İdare Meclisi üyesi de olan Nesim Levi, Bayraklı mağazalarının sahibi oluğu için Nesim Levi Bayraklı olarak da bilininen bu kişi İzmir'de birçok bina ve sinagog yaptırmış aynı zamanda da Karataş Hastanesi'nin (Musevi hastanesi) yapımı için üç evini bağışlayarak bu hastanenin kurulmasına öncü olmuştur. Asansör'e, Dario Moreno'nun doğduğu evin bulunduğu Dario Moreno Sokağı'ndan, eski Yunan Sakız evlerinin arasından geçilerek ulaşılmakta, binada çalışan iki asansörle yukarıya ulaşıldığında İzmir Körfezi'nin eşsiz manzarası kuşbakışı izlenebilmektedir.
ESKİDEN TAŞ OCAĞIYDI
İzmir'in Karataş bölgesi tarih boyunca taş ocağı olarak kullanıldığından, sahil şeridi (bugünkü Mithatpaşa Caddesi) ile yukarıdaki Halil Rıfat Paşa semti uçurumlarla birbirinden ayrılmıştı. İki semt arasına Türklerin "Karataş merdivenleri" yukarıdaki semte yerleşen Yahudilerin ise "Devidasların Merdivenleri" adını verdikleri merdivenlerle çıkılmaktaydı. Merdivenlerin üst kısmında Devidas ailesinin evi bulunuyordu aşağıdaki en büyük evde ise Nesim Levi (Bayraklı) adlı tüccarın evi bulunuyordu. Baba Devidas'ın bir gün merdivenlerde düşüp ayağını kırmasından sonra dostu Nesim Levi'nin Avrupa şehirlerinde gördüklerine benzer bir asansör yapma fikrini geliştirdiği anlatılır. Asansör, 1907 yılında İzmir'in en eski semtlerinden biri olan Karataş'ta, Yahudi işadamı Nesim Levi Bayraklı tarafından yaptırıldı. Nesim Levi, aynı zamanda bugün kitapları dünyada en çok satan ünlü Fransız yazar Mario Levi'nin büyükbabası. Nesim Levi, deniz seviyesindeki Mithatpaşa Caddesi'nden 55 metre yükselikteki Halil Rıfat Paşa Caddesi'ne ulaşmak için, her gün 155 basamak çıkmak zorunda olan hemşehrilerinin hayatlarını kolaylaştırmak için asansörü yaptırmıştı. Daha sonra semtin ismi "Asansör" olarak kaldı.
AVRUPALI MÜHENDİSLER
Nesim Levi'nin Fransa ve İtalya'dan getirttiği mühendislerin çizdiği plana göre yapılan asansör önceleri su gücüyle çalışıyordu. Asansörün yapıldığı yerde daha önceleri taş ocağı bulunuyor ve Karataş ile Halil Rifat Paşa'yı birleştiren merdivenlerin kışın ve geceleri yaşlı insanlar tarafından çıkılması çok güç oluyordu. Asansörün giriş kısmının üzerindeki plakette Fransızca ve İbranice olarak kulenin hizmete açılış yılı olan 1907 ve yaptıran kişinin ismi olan Nesim Levi yazmaktadır. İzmir'in Yunan işgalinden kurtarılmasından sonra asansör sosyal gereksinimi karşılayacak bir konuma sokulmuş, burada 1930 yılında tiyatro sahnesi, sinema salonu ve gazino açılmıştır. 1942 yılında Şerif Remzi Reyent'e satılıncaya kadar Asansör, Karataş Hastanesi (Musevi Hastanesi'nin) mülklerindendi ve geliri hastanenin giderlerini karşılamakta kullanılıyordu. Asansörün tasarımı kale benzeri bir yapıtın içerisinde çift asansör şeklindedir. Yapının taşları özel olarak Marsilya'dan getirilmiştir. İlk yapıldığında asansörlerden biri buhar, diğeri ise elektrikle çalışıyordu. 1985 yılındaki tadilat çalışmalarında buharlı asansör de elektriğe çevrildi. Asansör kesme kırmızı taştan olup, oldukça yüksek beyaz taş bir kaide üzerine dört katlı olarak yapılmıştır. Katları birbirinden ayıran silmeler bulunmaktadır. Her katın cephesinde dikdörtgen planlı altlı üstlü sekiz pencere bulunmaktadır. Asansörün en üst katı dışarıya taşkın bir saçakla sona ermektedir. Bu saçaklı bölümün üzerinde de daha küçük ölçüde ikişer pencere daha bulunmaktadır. 1992-1994 yılında yeniden restore edilmiş, Halil Rıfat Paşa semtindeki çevre düzenlemesi sırasında da asansörün üzeri teras ve restoran haline getirilmiştir.
ÜNLÜ BESTECİ DARIO MORENO
Asansör, bir nevi toplumlar arasında da köprü kurmuştur. 1992 yılında Asansör'e giden 302 sokak, Dario Moreno Sokağı olarak adlandırılmıştır. Dario Moreno, 1921 yılında Mezarlıkbaşı'nda dünyaya gelmiş Musevi bir şarkıcıdır. Moreno, müzisyenliğini biraz daha ilerletince annesi Madam Roza ile birlikte Mithatpaşa Caddesi üzerinde bulunan Karataş semtindeki Asansör Sokağı'na taşındı. (Sokağın bugünkü adı Dario Moreno Sokağı'dır. Halk arasında bu sokak ve çevresi "Asansör" olarak anılır.) İzmir' e aşık olan sanatçı, vasiyetinde bu şehre defnedilmek istediğini belirtmiş fakat Moreno'nun vasiyeti yerine getirilmedi. Kalbi İzmir aşkı ve sevgisiyle çarpan Dario Moreno'nun naaşı, annesi tarafından İsrail'e götürüldü ve Tel-Aviv'deki bir mezarlığa gömüldü. Bu nedenle 302 sokakta da adı yaşatılmak istenmiş ismi sokağa verilmiştir. Moreno vasiyetinde şu sözleri söylemiştir: İzmir, tatlı ve sevgili şehrim.. Bir gün şayet senden uzakta ölürsem.. Beni sana getirsinler.. Fakat mezarıma götürürlerken, "Öldü" demesinler. "Uyuyor" desinler koynunda.. Tatlı İzmir'im.." En sevilen şarkıları "Deniz ve Mehtap", "Hatıralar hayal oldu", "Canım İzmir" bunlardan bazılarıdır.
19. YÜZYILIN DOKUSU
Asansöre giden Dario Moreno sokağı, birbirine bitişik nizamda inşa edilmiş evleri ile, 19. yüzyılın samimi sokak dokusunu oldukça açık bir şekilde yansıtmaktadır. Bu sıcacık atmosferden asansöre çıkıp tüm İzmir'i görme şansına sahip olan ziyaretçiler kendilerini bir masal diyarında hissetmektedir. Eski tip İzmir evlerinde hala eski sakinleri oturmaktadır. Evlerinin sokak kapısı önünde oturan yaşlı teyzeler görmek mümkündür. Yaz aylarında dünyanın en güzel ağaçları olan manolyalar ve onların hoş kokusu sarar ortalığı.
Asansör, günümüzde üzerinde bulunan restoranı ile hoş bir mola, ya da uzun ve romantik bir akşam yemeği için misafirlerinin anılarına unutulmaz anlar ekleyebilecek büyülü bir yapıya sahiptir. Yapı, ulaşım acısından da İzmir halkının hizmetine devam etmektedir.
