ÖZNUR KARAKURT
İznik ilçesi, dünyada eşine az rastlanan ve bütünüyle açık hava müzesi olan tarihi ve antik bir şehirdir. Yaz kış demeden, adeta bereket saçan verimli toprağı, kendine özgü iklimi ve doğal güzelliği nedeniyle, tarihin her döneminde insanlığın ilgi odaklarından biri haline gelmiştir. İznik'in tarih öncesi çağlardan beri iskan gördüğünü ve çok eski bir tarihte kurulduğunu çevresindeki Prehistorik buluntulardan ve yörede bulunan bol miktardaki höyüklerden anlamaktayız. İznik, Makedonya Kralı Büyük İskender'in kumandanlarından Antigonius Monophthalmos tarafından MÖ 316kurulmuştur. Bu çağın geleneklerine göre, kurucusu Antigonius nedeniyle de "Antigonia" adını almıştır. General Antigonius ve General Lysimakhos, imparatorluğu egemenlikleri altına almak için birbirleri ile savaştılar. Lysimakhos, MÖ 301Antigonius'u mağlup etti ve kenti yönetimi altına alarak, o dönemin geleneklerine göre kente sevgili karısının adı olan Nicaia adını verdi. Nicaia bir süre Bithynia Krallığı'na başkentlik de yaptı. Adına altın sikkeler basıldı ve bundan böyle tarihte "Altın Şehir" unvanı ile anıldı. Bu güzel göl kentine Nicaea adı verildi.
NİCEA'NIN İZİ
Şehri 4 ana ve 12 tali kapısı bulunan 4970 m uzunluğunda bir sur ile çevirdiler. Üç kıtada geniş sınırlara dayanması nedeniyle her konuda güçlüklerle karşılaşan Roma İmparatorluğu, MS 476 yılında Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak ikiye ayrılınca İznik, sonradan Bizans adını alan Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kaldı. Nicaea, Bizanslıların elinde büyük imar gördü. Şehirde kiliseler, su yolları ve sarnıçlar yapıldı. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075 tarihinde Nicaea'yı aldı ve 1080 yılında Selçuklu Devleti'nin başkenti yaptı. Adını da Nicaea'nın izi anlamında "İznik" olarak değiştirdi. Böylece İznik, Anadolu'da ilk Türk başkenti oldu. İznik, 57 yıl boyunca başkenti Latin işgali altında olan Bizans İmparatorluğu'nun yönetim merkezi oldu. Bu dönemde surlarda önemli onarımlara girişildi ve surların önüne bir ön duvar ön sur inşa edilerek şehrin korunması güçlendirildi.
ULEMA YUVASI
Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk dönemlerinden itibaren İznik, ilgi çekici bir merkez olarak hep fethedilmek İstendi. Osman Bey zamanında bu önemli kenti ele geçirmek amacıyla seferler düzenlenmişse de İznik, ancak Orhan Bey zamanında 1331 tarihinde fethedildi. Böylece İznik 234 yıllık bir aradan sonra yeniden Türk idaresine girmiş oluyordu. Özellikle II. Murat ve Çandarlılar döneminde şehir tepeden tırnağa imar edildi ve birçok cami, medrese, han, hamam vs. bu dönemde yapıldı. İznik, İstanbul'dan Anadolu'ya uzanan sefer ve kervan yolunun üzerinde önemli bir durak ve konaklama merkezi oldu. Keza XIV-XVl. yüzyıllarda İznik, Türk kültür hayatında önemli bir yere sahipti. Birçok ulema ve şairin yetiştiği bir kültür merkezine dönüşmüştü. Çağın en ünlü alimleri İznik'teki medreselerde ders vermeye başlamışlardı. Bu yüzden de İznik'e "Ulema Yuvası" yada "Alimler Diyarı" da denmiştir.
AÇIK HAVA MÜZESİ
İstanbul'un fethi ve Anadolu'daki Osmanlı egemenliğinin pekişmesinden sonra, İznik'in önemi azaldı. Diğer taraftan Kara Halil Paşa'nın idamı, Çandarlı ailesinin nüfuzunun sarsılmasına sebep oldu. Şehrin köklü ve zengin aileleri de İstanbul'a göç etmeye başlayınca İznik gerileme sürecine girerek XVI. yüzyıl sonlarından itibaren boşalmaya ve eski zenginliğini kaybetmeye başladı. Sonuç olarak çeşitli dönemlerin askeri, siyasi, dini, sosyal ve kültürel yaşam biçimlerini bize yansıtan birçok uygarlığın kalıntılarını günümüze taşıyan ve buram buram tarih kokan İznik, yoğun imar faaliyetlerine sahne oldu ve kentte çok sayıda abidevi yapılar inşa edildi. İznik her dönemden devraldığı mimari mirası ile bir açık hava müzesi niteliğini hala korumaktadır. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının arkeolojik ve etnografik kalıntılarıyla bütünleşmiş durumdadır.
Güney Marmara Bölgesi'nde kendi adını verdiği gölün doğusunda kurulmuş ve turistik bir ilçe olan İznik'in bağlı bulunduğu Bursa iline uzaklığı 85 km'dir. Zeytin bahçeleri ile çevrili İznik, aynı adı taşıyan İznik Gölü'nün doğusunda yer alır. Halkın temel geçim kaynağı tarımdır. Netice itibariyle İznik, kendine özgü iklimiyle, yaz-kış demeden bereket saçan toprağıyla, doğal güzelliğiyle, tarihi ve kültürel zenginliğiyle, her türlü sebze ve meyvenin yetiştiği bir kent olmasıyla, adını verdiği gölüyle, dünyaca meşhur çinileriyle, turizm sektörü açısından son derece önemli bir merkezdir. Yeşil dokusu, zeytinlikleri, bağları ve bahçeleriyle adeta bir cenneti andırmaktadır. Günümüze kadar ayakta duran anıtsal eserleriyle hemen herkeste hayranlık uyandırmaktadır.
MUTLAKA GÖRÜLMELİ
İznik Gölü: İznik gezinizde ilk durağınız yeşilin çevrelediği bir doğa harikası olan İznik Gölü olsun. Burası Türkiye'nin 5. büyük gölüdür. Bağlar, zeytin ağaçları ve meyve bahçeleri ile çevrilidir. Doğanın sesini dinleyerek vakit geçirmek ve sıfırlanmak istiyorsanız İznik'in güzelliğine güzellik, rengine renk katan İznik Gölü'nü görmeden dönmeyin. Göldeki kuşları izleyerek doğanın bir parçası olduğunuzu hissedecek ve huzuru bulacaksınız.
Kilise ve antik kentler: Tarihi açıdan da önemli bir yere sahiptir İznik. Geçmişe yolculuk yapmanızı sağlayacak birbirinden güzel eserler geçmişten günümüze kadar ayakta kalabilmiştir bu şirin ilçede. Özellikle yerli ve yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği; Aziz Tryphonos Kilisesi, Koimesis Kilisesi ve Niceia Antik Kenti görülmeye değer eserler arasında yerini alır.
Camiler ve türbeler: Camiler ve türbeler bakımından da oldukça zengindir güzeller güzeli İznik. Gezinizin bir gününü cami ve türbe gezmek için ayırın dersek abartmış olmayız. Yeşil Camii, Ayasofya Cami, Hacı Özbek Cami, Mahmut Çelebi Cami, Kırgızlar Türbesi, Sarı Saltuk Türbesi ve Ahiveyn Sultan Türbesi bölgedeki önemli tarihi değerler arasındadır.
Han ve hamamlar: Her köşesinden tarih fışkıran İznik'te hatırı sayılır düzeyde han ve hamam da yer alır. Meydan Hamamı, İsmail Bey Hamamı, Rüstem Paşa Hanı ve Hacı Hamza Hamamı en bilinenleri arasında gelir.
Diğer tarihi kalıntılar: İznik'in birkaç gün gezmekle bitmeyecek tarihi değerleri arasında; surlar, Senatüs (Bizans Sarayı), tiyatro, Dörttepeler Tümülüsü, Hypoge ve Böcek Ayazma yer alır.
