Tiyatrocu, şarkıcı, oyuncu eğitmeni Ayla Algan Filmstudio dergisinin beşinci sayısına konuk oldu. Algan dikkat çekici saptamalarda bulunurken ilginç açıklamalar yaptı.
- Nuri Bilge Ceylan'ın Altın Palmiye ödülü kazanan filmi Kış Uykusu'nu izlediniz mi?
İşlerimin yoğunluğundan daha izleyemedim ama içeriğini biliyorum. Ceylan'ın sinemasının tarzını çok iyi biliyorum. Ceylan, oyuncusuna imgeyi veriyor, oyuncu da imgeyi oynarken imajı tamamlıyor. Seyirciye yalan söylemiyor. Çocuklara ve seyirciye yalan söylenmez, adaptır bu.
- Altın Palmiye ülkemize ikinci kez geldi, ancak henüz Oscar'ı göremedik. Sizce Oscar'ı almak için ne yapmak lazım?
Öbür yapımcılar gibi bütün kapılar bize açık değil. Biz, Colombia Pictures, Warner Bross değiliz. Ceylan, Cannes'a gidebilmek için belli ki yatırımını Fransa'ya yaptı, bağlantılarını iyi kurdu, senaryosunu geçirdi. Oscar'a gidebilmek için de; işte adam tanıyacaksın, menajerin iyi olacak, hangi film oraya gider, iyi bileceksin.
- Oscar'ı kazanabilecek filmi sizce kim çeker?
Bunu çekecek bir sürü Türk rejisörü var. Rejisörlerimize inanıyorum. Yılmaz Güney'le başladı ve bu güne kadar çok doğru rejisörler yetişti. Nuri Bilge Ceylan da bunlardan biri.
TİYATRO GEÇİP GİDİYOR - Zeki Alasya, "Oscar'ı alacak filmi Cem Yılmaz çeker" dedi. Sizce de Cem Yılmaz bunu başarabilir mi?
Olabilir tabi.
- Sinemamızın bugünkü geldiği noktadan bakarak bize bir zamanlar yaşadığınız Yeşilçam'ı anlatır mısınız?
Yeşilçam güçlü bir sinema değildi. Yeşilçam bugünün dizileriydi. Senede 300 film çekilirdi; biri biter, biri başlardı, dizi formatındaydı. Yani karakter yoktu, tipler vardı. Sürekli dublaj yapılırdı, dublaj çok önemliydi.
- Tiyatro kökenlisiniz ama artık sinemayı daha çok seviyorsunuz galiba.
Valla, sever oldum. Sinema daha kalıcı, o yüzden seviyorum. Elbette tiyatro bambaşka, ama oynuyorsun, geçip gidiyor. Hamlet'i oynayan dünyadaki az sayıda kadın oyuncudan biriyim, ama oyundan bir fotoğrafım bile yok. 2013'ün sonlarında çektiğimiz "Bensiz" filmi var şimdi vizyonda. Geçtiğimiz günlerde de Zafer Algöz ile "Tut Sözünü" adlı bir film çektik; film festivale gidecek.
- ABD'ye İngiliz filolojisi okumaya gittiniz. Eşiniz de maden mühendisliği okuyacaktı. Fakat bir süre sonra New York Actors' Repertory Theatre'da tiyatro öğrenimi görmeye başladınız. Nasıl bir sınavdan geçtiniz?
- Öyle bizim konservatuardaki gibi imtihan yok. İmtihan neydi biliyor musunuz? Bize, "Ağaç ol" dediler.
- Hangi ağaç oldunuz?
Elma ağacı oldum. Biz bunu yaratıcı dramada kullanıyoruz. Önce ağacın kökü oluyorsun, sonra topraktan çıkıp fidan oluyorsun. Fidanken ne ağacı olduğunu bilmiyorsun. Yani ağacın biyografisini çıkarıyorsun. Kökler, kültürleri, ağacın gövdesi kendi benliğimizi; yapraklar da sosyal benliği temsil ediyor.
- Eğitim alabilmenin maddi bedeli neydi?
Aylık 300 dolar veriyorduk.
- 50'li yıllarda 300 dolar büyük para olmalı.
Yok, paradan değil; hocalarımızdan Lee Strasberg çok isteyeni alıyordu. Bizde de Leyla Gencer imtihanda talebeye arya söyletirdi. Çatır çatır söyleyen bir talebeyi almadı, ama onun kadar iyi söyleyemeyeni aldı. Nedenini sorduğumda, "İyi söylüyordu ama, sevgilisini görmüyordu. Arya söylerken sevgilini göremezsen ötemezsin" dedi.
- Komedyen Fannie Brice'in hayatını anlatan Funny Girl filmi için Brice rolü Barbara Straisand'dan önce size teklif edilmiş ama kabul etmemişsiniz.
Colombia Pictures, film için 8 senelik kontrat imzalatmak istiyordu. Marlon Brando bana: "Colombia Pictures'dan hala kendimi satın alamadım" dedi. 8 senelik kontratı imzalattı mı, ne istiyorsa oynatıyor, porno bile! Bu nedenle kabul etmedim.
- Başka reddettiğiniz teklifler oldu mu?
Evet oldu. Belmondo'yla oynayacağım bir film teklifi geldi. Rolüm çok iyiydi; esrar içen kadınları koruyan, onları vazgeçiren bir karakterdi. Ama ülkemizi uyuşturucu bakımından çok kötü gösteriyordu. Ülkemi karalayan o filmde oynayamazdım. Vatan haini olarak görülebilirdim.
- Teklifi milliyetçi duygularla reddetmişsiniz.
Evet, bazen öyle gerekiyor.
- "Keşke Hollywood'da kalsaydım ve dünya çapında starlarla aynı filmlerde rol alsaydım" diye düşünüp pişman oluyor musunuz?
Hayır. Çünkü burada kalarak çok iş yaptık.
- Amerika'da ve Avrupa'da çalışma fırsatı bulmuş tecrübeli bir oyuncu olarak, sizce dünyaya mal olmuş oyuncularımızın olmamasının sebebi nedir?
Dil.
- Sadece dil mi?
Dil ve diksiyon. Düşünün, Türkan Şoray'ı başkası konuşuyor. Ajda bile dil konusunda çok sonra eğitti kendisini. Ben Ajda'yı niye seviyorum? İşine o kadar sarıldı ki, o kadar saygı duyuyorum ki ona. Sonradan nota öğrendi, Fransızca öğrendi. Yani tam profesyonel. Bayılıyorum ona, helal olsun.
KAPIM DİZİLERE AÇIK - Dil sorununu çözdükten sonra Türk oyuncular dünya sinemalarında şanslarını deneyebilirler mi?
Muzaffer Tema Hollywood'da şansını denemişti. Birkaç filmde de oynamıştı. İsteyen gidip deneyebilir şansını.
- Uzun zamandır sizi dizilerde göremiyoruz? Dizi teklifleri gelirse değerlendirir misiniz?
Olabilir. Dizilere tamamen kapıyı kapatmadım. Mesela, Aliye'de kötü kaynanayı oynayamazdım, ben kaldıramıyorum. İstiyorum ki, beni sevsinler.
- Sizi bir komedi dizisinde, mesela Yalan Dünya'da görebilir miyiz?
O kadar grotesk değil de, Hümeyra'nın tarzında oynarım. Öbür kızlar var, bayılıyorum onlara, ama onlar artık absürd oluyor.
- Beğendiğiniz ve takip ettiğiniz diziler var mı?
Kurt Seyit ve Şura'yı, Muhteşem Yüzyıl'ı izliyorum. Karadayı ve Medcezir'e arada bakıyorum.
- Çocuk oyuncular hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çocuğa şunu muhakkak öğretmek lazım; "O filmdeki anne baban, senin gerçek değil, yalancıktan anne baban." Yoksa, çocuğun hayatını çukurla, karanlıklarla doldurursunuz; sonra biz de temizleyemeyiz. Eğittiğim bütün çocukların senaryolarını okurum. Senaryodaki ayrı anne babayı her çocuk kaldıramaz. Kaldıramayacaksa oynatmamak lazım.
Bana getirilen çocuğu ayrı alır ve sorarım; "Sinemacı olmanı kim istiyor?" diye. "Ben istiyorum" diyorsa alıyorum, "annem istiyor" diyeni almıyorum. Çocuklara 15- 16 yaşına kadar tiyatro gibi rol vermem.
- Çocuk oyuncu Emir Berke Zincidi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Emir Berke muazzam biri. Yanındaki oyuncu koçu Türkçesi'ni filan düzeltiyor, koç diyemeyiz ona. Çünkü, durumda ne yapacağını söylemiyor ki, ona sözcük oynatıyor. Çocuğa durum oynatamazsın, sözcük oynatırsın.
Oyunculuğu para için yaparsan o parayla gider esrar alırsın - Son zamanlarda sıkça gündeme gelen oyuncuların madde bağımlılıklarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Özgürlük yerine para ön plana geçtiği zaman böyle oluyor. Biz 68 çocuğuyduk, politik görüşümüz vardı, amaçlarımız vardı, onlarla uğraşıyorduk. Esrar içecek vaktimiz yoktu. İdeolojimiz vardı. Vatanım için bir şey yaptım diye kendinden mutlu olmak vardı. Yeni çocuklara biz hiçbir zaman disko müziği dinletmiyoruz. Müzikte kareler küçüldü. Melodi yok. Melodi olmayınca neyle kafayı bulacak? Ya içki, ya esrar.
- Müziğin etkisi bu kadar büyük mü?
AYLA ALGAN: Tabi. Hayal gücünü artırmaya, irreal dünyada durabilmeye yardımcı olur müzik. Kendi gücüyle duramıyor zavallı, esrarla duruyor. İnsan, doğuştan öleceğini bildiği için mutlu olmak ister, bu herkesin ihtiyacıdır. Asıl hayatta olmayınca, mutsuz olmamak için de gündelik üstü bir hayat seçer. İşte sanat o işi yapıyor. Sen oyunculuğunu para için yaparsan, o parayla da gider esrar satın alırsın.
- Oyunculara maddeden uzak durmak için ne tavsiye edersiniz?
Herkes kullanıyor. Oyuncular maddeden uzak durmak için; hayal kuracak, şiir okuyacak, iyi müzik dinleyecek, muhayyilesi ile yapacak ne yapacaksa. Mutlu olmak için gündelik üzeri hayatı kendi eliyle, emeğiyle yapmak varken esrarla yapıyor, zavallılar.
Beren Saat okula gitmesin, bozarlar - Biraz da hocalık tarafınızdan bahsedelim. Oyuncu koçluğu yapıyor musunuz?
Artık koçluk yapmıyorum. 12 senedir kamera önü oyunculuğu dersi veriyorum. Hazal Kaya, Hande Subaşı, Bergüzar Korel, Tolgahan Sayışman, Çağatay Ulusoy, Melisa Sözen ve Sera Tokdemir eğittiklerimden bazıları. Hepsi çok başarılılar. Tolgahan Sayışman manken olduğu için sonuç oynuyordu. Ona: "Sonuç oynama, süreç oyna, bakışlarınla oyna" dedim. Şimdi iyi oldu. Beren Saat'i çok seviyorum. Ona: "Sakın okula gitme, bozarlar seni" diye haber yolladım. İnsanları çok iyi seyrediyor.
Bergüzar Korel'in bedeni ve yüzü çok feminen değil. Karadayı'da hakim rolüne çok uymuş. Feminen rolleri bedeni kabul etmez, yapmacık olur. Jeanne d'Arc oynayabilir.
- Size eğitim için gelen herkesi kabul eder misiniz?
Yeteneğe bakmıyorum. Hiç ummadığın biri bile öyle iyi çıkar ki. İşin bütün zorluklarını anlatıyorum. Çok istekli değilse zaten "ben bu kadar cereme çekemem" diyor, gidiyor. İçe dönükler daha iyi sinema oyuncusu oluyor, çünkü yalan malzeme çıkarmıyor. Tiyatrodan gelenlere" vallahi çift para alacağım" diyorum. Tiyatrocularla çalışmak çok daha zor, hiç bilmeyen daha iyi.
Halit Ergenç, aziz oyuncu - Bir usta gözüyle izlediğiniz dizileri değerlendirir misiniz?
Muhteşem Yüzyıl'a dizi demiyorum, sinema diyorum. Tip değil, karakter kodluyorlar. Kurt Seyit ve Şura'da Seyit'e ilk başta o kadar güzel vals yaptırmasalar iyi olurdu. Vals yapmasını öğretselerdi. Çünkü, Kurt Seyit'in biyografisi buna uygun değil, tarımsal bir bölgeden gelmiş. Bu kadar iyi vals yapması seyirciye inandırıcı gelmedi.
- Muhteşem Yüzyıl'ı oyunculuk açısından biraz değerlendirir misiniz?
Üç seneyi bir Halit Ergenç taşıdı. Sultan Süleyman'ın gençliğini, yaşlılığını, oyun devamlılıklarını tam anlamıyla yaşadı. Sözcük oynamadı, durum oynadı. Halit, aziz oyuncu, namuslu oyuncu.
- Tiyatro kuramcısı Jerzy Grotowski, mesleğini şan şöhret ve paradan daha değerli tutan oyuncuya aziz oyuncu der. Sizce Halit Ergenç'ten başka aziz oyuncu var mı?
Hiç rastlamadım.
- Durum oynayan oyuncularda birtakım psikolojik sorunlar yaşanabilir mi?
Evet. Biz de şizofrenik sendromlar yaşayabiliyoruz ama, rolden çıkmak için alt benlerimizi temizliyoruz. Delilerle biz oyuncuların farkı şudur; deli bir role girer çıkamaz, biz çıkarız.
Meryem Uzerli'nin yaşadığı sorun da buydu. O artık Hürrem olmuştu ve bu rolden çıkamıyordu. Çünkü otelde yaşıyordu. Eğer evinde yaşasaydı, setten gelince tekrar Meryem olabilseydi böyle olmazdı. Alt beni Hürrem olduğu için bunu kaldıramadı ve hastalandı. Meryem'in çocuk doğurması iyi oldu, Hürrem'den çıkmıştır artık.
- Peki o zaman Halit Ergenç'in de alt beni Sultan Süleyman mı olmuştu?
Evet ama, Halit yeni bir role girerken alt benlerini değiştiriyor. Mesela Aliye'den çıktı, Binbir Gece'ye girdi.
