MURAT ARABACI
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan eşim Leyla Baysan Arabacı ile Öğretim Görevlisi Ayşe Büyükbayram'ın Madrid'deki Dünya Psikiyatri Kongresi'ndeki sözel sunumu sebebiyle onlara aylar önceden İspanya yolu gözüktü. İzmir'de hizmet veren Anfor Turizm'in sahibi Hikmet Arslan, (eşin gidiyor, sen de bu fırsatı sakın kaçırma) diye diye, beni de İspanya seyahatine zorladı. İyi ki de söz dinlemişim. Otellerimizi ve uçak biletlerimizi aldık. Matadorlar ülkesinde hayatımın en mutlu haftalarından birisini geçirdim. Madrid, 700 metrelik yükseklikle Avrupa'nın en yüksek rakımlı başkenti. Gezdiğimiz 3 kentte bir değerlendirme yapacak olursak, Valensia İzmir'i; Madrid Ankara'yı, Barselona da İstanbul'u çok andırıyor. Madrid'in can damarı Sol Meydanı. Puerto Del Sol, güneş kapısı anlamına geliyor. Şehrin meydanı, buluşma noktası. Yemek, gezmek, konaklama, eğlenmek için yeterli. Meydan hep canlı... Sokak sanatçıları meydanı işgal etmiş. Madrid'in tarihi eserleri, Sol Meydanı etrafındaki 1 kilometrelik çaptaki daire içinde. Sadece Ventas Arenası ile Santiago Bernabeu Stadyumu için metro veya otobüs kullanmak şart.
7'DEN SONRA ÜCRETSİZ
Sol Meydanı'ndan şehir şaheserlerine gitmek, yürüme mesafesinde. Atocha'nın hemen karşısında yer alan Reina Sofia Müzesi'nde dünyanın en iyi ikinci tablosu olarak gösterilen Pablo Picasso'nun Almanya'nın İspanya'yı bombalamasının anlatıldığı 3.5 metrelik boyu ve 8 metrelik genişliği bulunan Guernica sergileniyor. Müze, saat 19.00'dan sonra ücretsiz. Tarihe adlarını yazdıran ünlü ressamlar Fransisco Goya ile Salvador Dali'nin eserleri de mevcut. İspanya orada yaşayanlar için son derece ucuz. Madrid'in en geleneksel yemeklerinden birisi ekmek arası kalamar. Yemeği de yedikten sonra, Prado Müzesi'ne doğru yöneliyorsunuz. Fuente De Neptun (Neptun Çeşmesi) ile buluşmanız çok yakın. Buradan sonra hedefiniz dünyanın üçüncü, Avrupa'nın birinci müzesi olan Prado Müzesi. Müzeye giriş 14 euro. Müzeyi gezmek, bileti aldıktan sonra 1 saati bulabilir. Prado Müzesi'ni gezmek için giriş ücreti 14 Euro ama, İspanyollar parası olmayanları ya da dar gelirlileri de dünüşmüşler, ne güzel. Müze, 18.00-20.00 arası ücretsiz. Prado'dan çıktıktan sonra dinlenmek için Retiro Parkı'nı tercih etmelisiniz. Madrid'in en önemli ve en büyük parkı orası. İçindeki yapay gölde kano ile dolaşabilir, çiçek kokuları içinde kısa bir şekerleme bile yapabilirsiniz renkli rüyalarla.
REAL'İN MERKEZİ
Real Madrid Kulübü, Madrid'in sembolü. Tabii bizim Arda Turan'ın da oynadığı Atletico Madrid de var ama Real bir başka. Kraliyetin takımı eflatun-beyazlılar. Dünyanın en ünlü futbolcuları Puskas'lar, Di Stefano'lar, Gento'lar, Zidane'lar, hep bu süper kulübün eleğinden geçti. Şimdi de Ronaldo, Bale, Rodriguez'ler şöhretler kumlübünün yeni yıldızları olarak parlıyor. Ve Real Madrid maçlarını kentin göbeğindeki 80 bin kişilik Santiago Bernabeu Stadında oynuyor. Cibeles Meydanı, Real Madrid taraftarı için çok önemli. Büyük zaferlerin ardından Real Madrid taraftarları bu meydanda toplanıp büyük sevinçler yaşıyor. Meydanın içinde Fountain Of Cibeles (Cibeles çeşmesi) var. Heykelde Roma Doğa tanrıçası Kibele, iki aslan tarafından çekilen araç üzerinde.
KRALİYET SARAYI
Cibele Meydanı'ndan Sol Meydanı'na yürürseniz, çok uzun bir yol değil, binaların çatılarında bronzdan veya mermerden ihtişamlı heykeller görürsünüz. Bu devasa heykeller, genellikle o binada hizmet veren bir şirketi simgeliyor. Sol Meydanı'na çıkarken, Madrid'in en gözde mekanlarının yer aldığı Gran Via Caddesi'nden yürüyorsunuz. En ünlü markaların yer aldığı sokak, Madrid'in en prestijli insanlarının yaşadığı alan olarak gözüküyor. İspanya'da bakımda olan binaların önündeki brandalar görülmeye değer. Meydandaki cafelerde hoşça dakikalar geçirebiliyorsunuz. Üstelik meydanın civarında da çok ucuza karnınızı doyurabilirsiniz. Plaza Mayor'dan ayrıldıktan sonra gözünüze Mercado De San Miguel takılıyor. Burası da kapalı bir pazar yeri. İspanyol yemeklerini tadıp, envai çeşit şarküteri alışverişinde yapabilirsiniz. Plaza Mayor'un hemen yakınında Plaza de la villa var. Çok küçük bir meydan. Dikkatinizden kaçabilir ama görülmesi gereken bir alan. Plaza De La Villa'nın sokağından aşağıya devam edersiniz, Madrid Royal Palace (Kraliyet Sarayı) ile Almudena Katedrali'ne çıkarsınız. Zaten tarihi iki mekan karşı karşıya. Kraliyet Sarayı'nın masrafı çok olduğu için kral, muhteşem sarayda yaşamıyor. Madrid'in 40 kilometre dışında daha mütevazi bir sarayda. Sarayı gezmek de ücretli, 10 euro. Vatikan'dan sonra Hıristiyan dünyasının en önemli ikinci katedral, Madrid'e 89 kilometre uzaklıkta olan Toledo kentindeki katedral. Zaten 17 bölgeye bölünmüş İspanya'nın din merkezi, Toledo kenti. Mimarisiyle tam bir orta çağ şehri. Madrid'ten hızlı trenle 40-45 dakika sürüyor. Sakın kaçırmayın.
BOĞA GÜREŞİ
Buradan metroyu kullanıp boğa güreşlerinin Ventas'a gitmek zorundayız. Metrodan çıkınca sizi Endülüs Arap mimarisinin etkileriyle 1929'da yapılmış 25 bin kişilik arena karşılıyor. İspanya'da birçok bölgede hayvan hakları savunucularının baskısıyla yakın zamanda boğa güreşleri yasaklandı. Ancak Madrid'de bu yasak yok. Her pazar boğa güreşleri geleneksel olarak yapılıyor. Mart ile aralık ayları arasında akşam 18.00-21.00 arasında Ventas Arenası'na 4 matador çıkıyor. Matadorun her boğa güreşinden neredeyse 100-150 bin Euro kazandığı konuşuluyor. Ventas, boğa güreşinin Camp Nou'su, Santiago Bernabeu'su... İspanya'nın en ünlü arenası. Oraya çıkabilen matadorların yanı sıra boğaların sahipleri de büyük onur kazanıyor. Biletler 30 ile 160 euro arasında değişiyor. Boş arenayı gezmek de parayla, 13 euro. Güreşte öldürülen boğaların etleri arena çevresindeki lokantalarda yemek yapılıp sunuluyor.
BİR FUTBOL MABEDİ
Ventas'tan sonra rotamız milli futbolcumuz Arda Turan oynadığı için gururlandığımız Atletico Madrid takımının stadı Vicente Calderon. En rahat ulaşım aracı metro. Metrodan çıkar çıkmaz tüm ihtişamıyla 85 bin kişilik Bernabeu karşınızda. Müzeyi gezmek 25-30 euro civarı. Milli gururumuz Arda Turan'ın oynadığı Atletico Madrid'in stadı Vicente Calderon'a ise yeşil hat (5) gidiyor. Puerto De Toledo durağında inince stadı göreceksiniz. En pahalı forma Atletico Madrid'in. Geçen sezonun La Liga şampiyonunun orjinal formaları 110 euro. Stada gittiğinizde şansınız varsa, milli futbolcumuz Arda Turan'a da denk gelebilirsiniz. Ben şanslıydım. Arda'yla kısa bir sohbet de yaptık.
YARIN: BARSELONA
