KAHRAMAN DURAK (HABER MERKEZİ)
Ünlü futbol adamı Ümit Kayıhan, spor yaşantısı ve özel hayatıyla ilgili bilinmeyenleri Yeni Asır'a anlattı. Futbola başlangıcından, Türk Sineması'nın efsane aktörü Ekrem Bora'nın kızı Sevil Hanım'la olan evlilik serüvenine kadar birçok konuya değinen Kayıhan, Ekrem Bora'yla kendisini ilk olarak Fatih Terim'in tanıştırdığını söyledi. Spor camiasıyla olduğu kadar magazin dünyasının içinde de yer alan Kayıhan. Türk futbolu ve futbolcularına yönelik de çarpıcı açıklamalarda bulundu.
- Futbola nasıl başladınız?
Babam Riyas Kayıhan o dönem İzmir Barosu ve Altınordu Kulübü'nün başkanıydı. Futbolcuların okumadığını bildiği için beni hep uzak tutmaya çalıştı. Ben de İzmir Özel Türk Koleji'nde basketbol oynuyordum. Aynı zamanda da Göztepe Basketbol Takımı deplasmanlı liginde de takıma girmiştim. Genç milli takıma kadar seçildim. Ama aklım hep futboldaydı.
- Eğitiminize devam ettiniz mi?
O durum biraz ilginç. Ümit Milli Futbol Takımı'na seçildim. Yunanistan ile Atina'da maça çıktım bir gol attım 3- 2 galip geldik. Türkiye'ye döndüm. Baktım eve bir mektup gelmiş, zarfı açtım. Kağıtta Gazi Üniversitesi'nden devamsızlık nedeniyle atıldığım yazıyordu. Yani sevinç ve hüzün bir arada. Orada yüksek öğrenim hayatım sona erdi kendimi tamamıyla futbola verdim.
- Hep İzmir'de mi oynadınız?
İki yıl Göztepe, sekiz yıl Altay, bir yıl Eskişehirspor üç yıl Altınordu ve bir yıl Balıkesirspor'da oynadım. Hatta Göztepe beni Balıkesirspor'a kiralık vermişti. Bir maçta Göztepe'ye gol attım daha sonra beni geri aldılar. 15 yıl aktif futbol hayatım oldu. Gürsel Aksel, Adnan Süvari gibi dev isimlerle çalıştım çok şanslıyım.
SINIRIMI BİLEREK - Teknik direktörlük nasıl gelişti?
Futbolu bıraktıktan sonra İngiltere'ye eğitime gittim ve teknik adamlık görevim başladı. Birçok isimle çalıştım. Ersun Yanal yardımcımdı Denizlispor'da. Onu da İngiltere'ye ben gönderdim. Alpay başta olmak üzere birçok futbolcu ve teknik adam yetiştirdim. Ustalık önemli bir şey ve gençlere destek vermek beni mutlu ediyor.
- Gece hayatınız var mıydı?
Vardı elbet ama sınırları bilerek. Birçok sanatçıyla arkadaşlığım vardı. Zeki Müren, Ferdi Özbeğen ve nice sanatçıların sahnesini dinlemeye giderdim.
- Bir aktörün kızıyla evlisiniz. Sevil Hanım'la nasıl tanıştınız?
Benim maçımı izlemeye gelmiş ben de tanıştım. Ekrem Bora'nın kızıydı. Bir süre flört ettik. Ama baba dev bir isim Ekrem Bora. Nasıl tanışacaktım, ne yapacaktım bilmiyordum. Galatasaray'a gol attığım bir maç sonrası Fatih Terim beni aldı. 'Ekrem Bora, Çakıl Gazinosu'nda sahne alıyor. Gel dinlemeye gidelim hem orada seni görmüş olur" dedi. Gittik bir iki şarkıdan sonra Galatasaray'a gol atan futbolcu kim dedi. Kalktım selam verdim.
- Daha sonra?
Orada bir şey diyemedim tabii. Sevil ameliyat olmuştu. Ekrem Bora İzmir'e kızını ziyarete geldi. Bana da stajyer doktor önlüğü giydirdiler. Ekrem Bey'le ilgilendim amacım ona yakın olup durum açıklamaktı. Baya yakınlaştık. Havaalanına kendisini bırakırken, açıldım. Kızınızın sevgilisiyim evlenmek istiyoruz dedim. İlk bozuldu ama sonra anlayışla karşıladı. İki çocuğumuz var ve yıllardır mutluyuz.
- Gelelim Türk Futbolu'na. Nedir bizdeki sorun?
Sorun kulüp yönetimleri. Sistem ve profesyonelliğe dayalı değil, başkana dayalı bir futbol yönetimi var. Bu durum futbolu bu aşamaya getirdi ne yazık ki?
- Neden ikinci bir Arda Turan yok Avrupa liglerinde?
Bakın İzlanda ülke nüfusu 100 bin ama Avrupa liglerinde 9 futbolcusu var bizim bir. Türk futbolcusunun en büyük problemi astronomik ücretler alması. Altyapı ve eğitim eksikliği, mental boşluk ama astronomik paralar. Bir de buna şöhret eklenince başarı ve istikrar hayal oluyor. Örneğin 500 bin euro ücret alıyor. Bunun 300 bini ile otomobil alıyor. Özel yaşantısına da dikkat etmeyince futbol ikonu değil magazin ikonu oluyorlar olay bu. Ben ne oldum demeyip 30 yaşına kadar disiplinli ve düzeyli yaşayacaklar.
Ekrem Bey'le arkadaş gibiydik - Nasıl biriydi Ekrem Bora?
Tam bir dost, arkadaş çok iyi biriydi. Biz arkadaş gibiydik. Düğünümüzde espriler yapmıştı. O kadar yakışıklıydı ki kendi düğünümde komplekse girdim desem yeridir. Gazeteler zaten o dönem hangisi damat diye başlıklar atmıştı. Nurlar içinde yatsın. Yolda birinin poşet taşıdığını görse arabadan iner yardım ederdi.
- Sizin hedefiniz nedir?
Kurallarıma uygun bir kulüp çalıştırmak. İki, üç sene daha. Ama şu anda Lig TV'de yorumculuk yapıyorum. Üst düzey maçlarda görev alıyorum. Yorumculuğun yanı sıra birde Yeni Asır'da köşe yazmak istiyorum. Çünkü Yeni Asır bizim vazgeçilmezimiz. Her gün bir ekmek bir Yeni Asır.
Babamdan gizli futbolcu oldum - Futbola nasıl geçiş oldu?
Bir gün Göztepe teknik direktörü Sabri Kiraz'ın yanına gittim. Tabii ki babamdan gizli. Durumu anlattım, "Bir idmana çıkartın deneyin" dedim. Beni, "Ne işin var burada" diye tersledi tam tesislerden çıkarken çağırdı, "İdmana çık bakalım" dedi. Göztepe o zaman şimdiki Süper Lig'deydi. Ligin bitimine dört hafta kala lisansım yetişti ve A takımla maçlara çıktım iki de gol attım ve futbol hayatım başladı.
- Babanız ne dedi?
Başta kızdı söylendi ama benim başarımı görünce ve Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü'nü kazanınca sesini çıkartmadı.
