KADİR KEMALOĞLU
Basmane... Her köşesinden tarih fışkıran bir açıkhava müzesi. Bu açıkhava ve tarih müzesinin de öyle bir köşesi var ki, insanın hem gözüne hem ruhuna hem de damak tadına hitap ediyor. Basmane'de, kurulduğu 1896 tarihinden bu yana ateşi sönmeyen Tarihi Basmane Fırını. Eski adı "Muzafferiyet-i Milliye" olarak bilinen, şimdilerde ise "Tarihi Basmane Fırını" diye anılan fırın, birçok ekmek çeşidiyle hizmet vermeye devam ediyor.
GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIKIYOR
Basmane'nin taşını, toprağını ve tarihini dile getirmiş ve kendisini kent gözlemcisi olarak tanımlayan Orhan Beşikçi, Muzafferiyet-i Milliye'nin 120 senelik geçmişine sahip çıktığını vurguluyor.
Tarihi Basmane Fırını'nın hemen yanında Altınpark arkeolojik kazı alanında M.S.2 yüzyıla tarihlenen pişmiş topraktan ekmek mührünün bulunması arkeologları bir hayli heyecanlardırmış. Eski yıllarda insanlar ekmeklerini evlerinde kendileri yapıyormuş. Yani bir anlamda fırınlara ihtiyaç duyulmuyormuş o dönemlerde. Ancak daha sonraları dükkanlara geçilmiş, fırınlar açılmış. Tarihi Muzafferiyet-i Milliye fırınında ekmek yapımı haricinde evlerden gelen börekler ve tatlılar da pişiriliyormuş. Fırıncının tepsileri birbirine karışmasını önlemek için numaralı teneke fişlerini kullandığını belirten Beşikçi, "Birini müşteriye verir. Bir diğerini ise pişirilecek olan tepsinin üzerine saplarlardı. Böylece tepsiler birbirine karışmazdı" diyor.
SAVAŞ YILLARINDA
1922 İzmir yangınıyla birlikte Basmane ve çevresindeki Rumlara ve Ermenilere ait fırınlarda yangında yok olmuş. Bölgede "Bedavabahçe" Tilkilik, Mezarlıkbaşı, Havra Sokağı'nda yaşayan Yahudilerin fırınları da zamanla kapanıp farklı iş yerlerine dönüşmüş. Bizim fırının ateşi ise yanmaya devam etmiş. Arkasından gelen İkinci Dünya Savaşı'yla birlikte yaşanan ekmek sıkıntısı tarihi fırının önemini bir kez daha ortaya koymuş. Muzafferiyet-i Milliye Fırını, "karafırın" olarak tabir edilen ateşe dayanıklı, taş ve şamot çamuruyla kubbeli olarak yapılmış. Ateşliğinde meşe ve gürgen odunu halen yakılmaya devam ediyor.
Kurulduğu günden bu yana bir çok kez el değiştirmiş fırının şimdiki sahipleri ise Dursun ve Yıldırım Demir kardeşler. 1970'li yıllarda İzmir'e göç eden kardeşler tarihi fırında çalışma imkanı da bulmuşlar ve daha sonra 120 yıllık çınara sahip olmuşlar. Tam tamına 20 çeşit ekmek üretiliyor burada. Bugüne kadar birçok değişikliğe gidilen fırın, en son 2004 yılında şimdiki sahipleri tarafından mimarisine müdahale edilmeden modern fırın ekipmanlarıyla yenilenmiş.
