Sizi sizden dinleyelim. Hülya Böceklioğlu nasıl bir sanatçı?
Devlet Tiyatro Sanatçısı, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk mezunuyum. Ankara, Bursa ve halen İzmir Devlet Tiyatrosu'nda sanatçıyım. Egeliyim, bundan gurur duyarım. Şanslı bulurum kendimi. Bugüne kadar sayısız tiyatro oyunu, 17 dizi ve iki sinema filminde rol aldım.
"Sanat camiası dışarıdan göründüğü gibi değil" diyorsunuz, peki nasıl?
Ben, tiyatro, sinema ve dizileri kendimin de yaptığı iş gibi değil de yabancılaşarak, tadını çıkararak izlerim. Şu bir gerçek ki, ABD için Hollywood ne ise Türkiye için de İstanbul odur. Ben İstanbul'da olmadığım için göz önünde değilim. Unutulma ihtimalim yüksek. Bu durumda ben şanslıyım sanırım, teklif alıyorum. Bir ajansa bağlı olarak çalışmadığım halde.
KOÇLUK TEKLİFİ
İzmir, Aydın, Kuşadası üçgeninde yaşayan bir oyuncusunuz. Egeli olmak nasıl?
Muhteşem bir duygu Egeli olmak. Ege ağzını doğru konuşan oyunculardan biriyim ve tevazu göstermeyeceğim. Ki Mahzun Kırmızıgül bu konuda bana koçluk teklif etti. Ege'ye gelip dizi çekiyorlar 'Gari' diyerek işi bitiriyorlar. Elbette konuşabilenleri tenzih ediyorum, oysa ne sempatik bir ağızdır. Deneyimli oyuncularla başrol oyuncuları destekleniyor.
Bir oyuncunun bir yöreye ait ağzı iyi kullanması önemli mi?
Elbette çok önemli. Bir yöreyi tanımlayan sözcüğü her satır arasına sıkıştırarak ağız olmaz. Fonetik, ses tanısı, bükümleri, vurguları da olmalı o kelimenin. Tavrını, edasını bırakıp İstanbul ağzıyla konuşurken araya bir iki bölgesel ağız koymak olmaz. Herkes için olmasa bile o yöredeki insanlara saygı için bu gerekli. Bir de iyi bir oyuncu, her rolü oynayabilmeli. Bunu kendi de ister ama özellikle dizilerde klişeleşme var. Bir oyuncu bir role yakıştırılmışsa öyle gidiyor. Ben karakter oyuncusuyum, pek çok farklı rol oynadım, önemli olan, 'ben oldum' dememektir.
Dizilerde konu kıtlığı mı var?
Biri tutuyorsa, ona benzeyen başkaları geliyor.. Her şeyden önce halka ne verirseniz, onu alır diye bir şey yok. Bizler misyonu olan insanlarız. Doğru şeyler anlatmak ve göstermek zorundayız, halkımız son derece seçici, özenilmemiş işe tepkisini gösteriyor.
ŞARKICILIK BİR KENARA ATILAMAZ
SİNEMA FİLMİ GİBİ DİZİ ÇEKİLİYOR