Müzik ve sanatı içselleştirmiş olan bir ailenin 5'inci çocuğu olarak Ardahan'da dünyaya gelen Turgay Demir yaşamının her noktasında müzik olduğu için kendisini çok şanslı olarak nitelendiriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nı birincilikle bitirdikten sonra yine aynı üniversitede Türk Halk Müziği alanında master yapan Demir, Kültür Bakanlığı Devlet Korosu Sanatçısı olarak sanat yaşamını devam ettirirken, ilk albümü olan 'Ben Gibi' ile Türk Halk müziği tuknularının huzuruna çıktı. İlk albümü, Türküler ve yenilikleri ile Turgay Demir Yeni Asır okurlarına sanat serüvenini anlattı.
İLK USTAM BABAM
Müzik yaşantınızın altyapısının aileniz tarafından aşılandığını biliyoruz. Ailenizde müzikle ilgilenen var mı?
Sesini özellikle otantik yorumunu her dinlediğimde ayrı duygulandığım ilk ustam Babam diyebilirim. Çocukluğumu çok geniş olan aile toplantılarımızda başta babam olmak üzere ailenin özellikle vokal yapan kadınlarıyla birlikte söylenen türküleri ve arkası yarın olan hikayeleri ile hatırlarım hep. Şimdi baktığımda kendi ailemin çok çetin şartları olan Anadolu'da sanatı gerçekten içselleştirdiğini daha iyi anlıyorum. Hal böyle olunca sanata eğilim kaçınılmaz oluyor. Sanatçı- milletvekili abim Faruk Demir başta olmak üzere yeğenim Mehtap Demir, kuzenim Luthie Oğuz Demir... Yani yaklaşık yedi sekiz kişi konservatuar mezunu ve müzikle profesyonel olarak ilgilenmekte.
Üniversite ve master. Bu durum müziğinizde kalıplar oluşmasına neden oluyor mu?
Bilakis bilgiye ne kadar yakınsanız kalıplara bir o kadar uzaksınız demektir. Benim başlangıç ilkem sanatın özgün ve özgür olması düşüncesidir. Müziğin evrensel kuralları her zaman geçerli olmakla birlikte her sanatçının kendine has biricik olan dışavurumları olmalıdır.
Sivil toplum kuruluşları ile çalışmalar yaptınız bu çalışmalar nelerdir?
Görme engellilerle bir koro oluşturup onların dünyasına girmek duygularını paylaşmak, heyecanlarını hissetmek gibi hazları yaşadım. Bu çok özel bir duygu. Tarif edilemez.
Çift sap bağlama tasarımınız bir ilk. Peki yeni çalışmalarınız var mı?
Oğlumun adını verdiğim (Aras) çift saplı saz; hem icracı hem de enstrüman yapımcısı olmamın verdiği bir avantajla gelişen bir proje oldu. Bağlama çalarken kimi zamanlarda ihtiyaç hissettiğim bir durumdan yola çıkarak tasarladığım bir enstrüman. Çift sap bağlama aynı anda hem bozuk düzen dediğimiz tekniği hem de bağlama düzeni tekniği ile icra etme olanağı sağlıyor. Yani ezgiye aynı anda farklı tınılar katabiliyorsunuz. Oldukça işlevsel bir yapısı bulunmakta.
ÇIKARSIZ, HESAPSIZ
Ben gibi adlı bir albüm çıkarttınız. Dinleyicileriniz içinde neler bulacak?
"Ben gibi" benim ilk albümüm. Albüm özü sözü kendi gibi olan Anadolu coğrafyasında yakılmış, binlerce türküden sadece küçük bir tutam alarak hazırladığımız ezgilerden oluşmakta. Türküler herkesin gönül telinde farklı noktalara dokunabiliyor. Ben her zaman benim gönlüme dokunan türküleri okumaya gayret ederim. Çünkü türküleri hissederek okuduğumda, dinleyenlere bunun yansıdığını görüp yaşıyorum. Yani sözün özü; çıkarsız, hesapsız, sade yaşanmışlıkların tam anlamıyla yürekten dillendirildiği o eşsiz benzersiz türküleri "ben gibi" seslendirmek istedim. KAHRAMAN DURAK
