Okul öncesi dönemdeki çocuklar için hızlı, pratik ve sağlıklı beslenme tüyoları veren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Efnan Melek Arsoy, "Çocuk ailesini taklit eder, ona iyi bir model olun. Birlikte yemek hazırlayın, düzenli olarak sofra kurun" dedi. Çocukların yemekte en çok zorluk yaşadığı besin grubunun sebzeler olduğunu belirten Uzm. Dr. Arsoy, yiyeceklerin karıştırılarak değil genelde tek tek ve tat almasını sağlayacak şekilde verilmesi gerektiğini vurguladı.
KARIŞTIRARAK VERMEYİN
Arsoy, "Çocuklar salatalık, havuç, domates gibi bazı sebzeleri çiğ tercih edebilirler. Bunlar ilk etapta onlar için yeterli olabilir. Diğer sebzeler için ısrarcı olmayın. 3-6 yaş arasında ise büyüyüp gelişmeleri için hacim yönünden az, besin öğesi içeriği yüksek besinlere ihtiyacı vardır. Besinleri karıştırarak değil, genelde tek tek ve tat almalarını sağlayacak şekilde verin. Böylece keşfetmesi daha kolay olacaktır. Sevdiği yemek seçenekleri az olmasına rağmen sofrada mutlaka sevmediği yemekleri de bulundurun. Bu onun farklı besinleri de görerek alışmasını sağlayacaktır" diye konuştu.
ABUR CUBUR SUNMAYIN
"Bazen sevdikleri yiyecekten bile çok çabuk bıkabilirler ya da bir gün çok güzel yemek yiyip ertesi gün çok daha az ya da fazla da yiyebilirler. Değişken iştahlarının olması normaldir" şeklinde sözlerine devam eden Arsoy, tavsiyelerini sürdürdü: Az yediği gün, aç kalmasın diye abur cubur verilmemelidir. Çocuk porsiyonu bizimle aynı değildir. Onlar için 1 porsiyon, her yaş için 1 yemek kaşığıdır. Kahvaltı öğününü iyi yapan bir çocuk gün içinde kahvaltıya ilave 2 öğünle doyabilir. Daha küçük çocukların ise mide kapasiteleri daha küçük olduğundan 3-5 öğün talep etmeleri doğaldır. Sevmediği besinin yerine aynı gruptaki farklı bir gıda verilmelidir. Süt yerine peynir, beyaz et yerine kırmızı et, balık tercih etmiyorsa avakado ya da ceviz gibi. 7 yaşına kadar çocukların yemekte yalnız bırakılmaması gerektiğini de belirten Arsoy, "Çocukluk döneminde yutma fonksiyonu için daha çok dilleri yerine yanaklarını kullanırlar. Çocuklarda çiğneme hareketi 1 yaşında başlar, sert ve lifli besinleri çiğneme okul çağında gelişir. 3-4 yaşında yemekleri kaşığın üzerine itmeye çalışırlar ve daha sonra çatal ile yiyecek almaya başlarlar. 3-5 yaş arasında çocuklar genellikle kendi kendilerine yemek yemeyi öğrenirler. 6 yaşından sonra yardımsız olarak kesme işlemini becerebilirler. 7 yaşına kadar onları yemekte yalnız bırakmayın!" uyarısını yaptı. Tabağındaki yiyecekleri tamamen yemeleri için ısrarcı olunmaması gerektiğinin altını çizen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Hacer Efnan Melek Arsoy, sözlerini şöyle noktaladı:
'YE' DİYE ISRAR ETMEYİN
Çocuğun normal gelişimini sağlaması, çeşitli besinlerden tüketmesi, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmesi, değişik sağlıklı yiyecekleri kabul etmesi, tabağındaki yiyecekleri tamamen yemeleri için ısrarcı olunmamalıdır. Yetişkin porsiyonunun 1/4- 1/3 'ünü alabilmeleri yeterlidir. Önemli olan çocuğumuzu obeziteden korumak, besin seçmesini en aza indirmek, beslenme saatinde olduğunu öğretmektir.
HASTALIK BELİRTİSİ DEĞİL
Çocukların her seferinde iştahı azaldığında hastalanacağı anlamına gelmeyeceğini de belirten Arsoy, "Bazen hastalık öncesinde keyifsiz olan çocuğun iştahı azalır ve az besin tüketir. Fakat her seferinde hastalanacak anlamına gelmez. Kendi vücut dengesine göre o gün az, diğer gün çok yemek isteyebilir. Verdiğiniz abur cubur onu tok tutmuş olabilir.
BEĞENMEMİŞ OLABİLİR
Size göre az beslenmiş olsa da kısa aralıklarla eline verdiğiniz kuru yemiş, meyve, sebze, süt gibi ürünlerle aslında kalorisini karşılamış olabilir. Besinin sunumunu, sıcaklığını, çeşitliliğini veya kıvamını beğenmemiş olabilir. 1-5 yaş arası çocuklar aileye duyduğu tepkiyi yemek yememekle dile getirebilir. Okul, ev değişikliği, misafir bile buna neden olabilir" ifadelerini kullandı.
DENETLENMİŞ, PAKETLENMİŞ ÜRÜNLERİ TERCİH EDELİM
Paketsiz olarak satılan ya da köyden alınan her ürünün organik olmadığına dikkat çeken Arsoy, "Özellikle büyüme çağında olan çocuklarımıza en iyi, en güzel ve taze gıdaları bulmaya çalışırken yanlışlar yapıyor olabilir miyiz?" diye sordu ve uyarılarda bulundu: Tam organik için paketinde; tarladan rafa kadar denetlenmiş olmalı. Tohum, sulama suyu, zirai özellikleri içeren sertifikası olmalı.
MİKROPLAR BULUNABİLİR
Organik tarım damgası olmalı. Paketlenme ve ilk üretim tarihi yazılmalı. Tavuk, süt, yoğurt, peynir gibi gıdalarda çok daha hassas davranılmalıdır. Uygun şartlarda üretilmeyen organik ürünlerde ürünün cinsine bağlı olarak değişmekle birlikte; mantar, küf, çevreden bulaşan mikroplar bulunabilir. Bunlar çocuğunuzda alerjik hastalıkları tetikleyebilir, karaciğer fonksiyonlarını bozabilir.