Beden algısı, kişinin kendi bedenine karşı olumlu ya da olumsuz duygularının kendisi açısından değerlendirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde güzel görünmek, yaşlanmamak ve ideal bir vücut ölçüsüne sahip olmak için kişiler, ideal ölçüler içinde olma zorunluluğu hissediyor. İdealleştirilen bu ölçü ve görünümlere ulaşmaya çalışmak, doğru beden algısının bozulmasına ve kişilerin sağlıksız beslenme davranışları geliştirmesine neden olmaktadır.
ÖNEMLİ OLAN SABIRLI BİR ŞEKİLDE KİLO VERMEK
Hızlı şekilde kilo vermenin sizi nasıl bir tehlikeye soktuğunun farkında mısınız? Fazla kilolarıyla başı dertte olan kişilerin en büyük isteği kısa zamanda bu kilolarından kurtulmak ve ince bir vücuda sahip olmaktır. Ama bu kişiler sahip oldukları kiloları bir anda almadıkları için aynı şekilde vermeleri de mümkün değildir. Bu iş için en önemli olan sabırdır. Bu kilo verme isteği yanında birçok sağlık sorununu da beraberinde getirmektedir. DÜŞÜK
KALORİLİ DİYETLERE DİKKAT
Açlık diyeti olarak adlandırılan düşük kalorili diyetler genel olarak karbonhidrat açısından oldukça fakirdir. Alınan az kalorinin yanında karbonhidrat tüketiminin de çok az olması kan şekeri seviyesinin sürekli düşük seyretmesine neden olur. Bu durum, açlık hissinin artmasına neden olmaktadır. Uzun süre düşük kalorili diyete maruz kalan vücut, yetersiz besin ögesi alımından dolayı kas kaybetmeye başlamaktadır. Bununla birlikte beslenmeyle doğrudan ilişkili olan organlarımız karaciğer ve böbrek fonksiyonları etkilenmeye başlamaktadır. Kalp kaslarının erimesi ve hatta kemik yoğunluğu uzun süren düşük kalorili diyetler sonucunda oluşabilir. Kemik yoğunluğunun azalması eklem ağrılarına, yorgun uyanmaya neden olurken, kalp kasının erimesinden kalp krizlerine kadar ilerleyebilmektedir.
METABOLİZMA HIZINIZI YAVAŞLATMAMALISINIZ
HIZLI kilo vermenin sonucunda oluşan zararları, birçok kişi üzerinde görebilmekteyiz. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerilerine göre sağlıklı bir beden ayda 4 kg vermelidir. Bu kilo kaybı bazı kişilerde yaşa, metabolizma hızına ve sahip olduğu hastalıklara göre değişiklik gösterebilir. Ancak bundan daha hızlı kilo vermeye çalışıldığında azalan kilo, yağ dokusundan olmayacağı için ciddi bir sağlık sorunu oluşturabilir. Hızlı kilo kaybı sürecinde uzun süreli düşük kalorili diyetler yapıldığında metabolizma yavaşlar ve vücut su kaybı yaşar. Ayrıca bunların dışında hızlı kilo vermenin zararlarına bakarsak, safra kesesi taşı, sindirim sistemi bozuklukları, dolaşım problemlerinin yanı sıra tansiyon dengesizlikleri de oluşmaktadır.
SAÇLARINIZI KAYBEDEBİLİRSİNİZ
'BESLENME tarzı kişinin saç kalitesini etkiler mi?' diye bir soru aklınıza gelebilir. Özellikle çinko, selenyum, magnezyum gibi minerallerin yeterli alınmaması saç sağlığını olumsuz etkilemektedir. Hızlı kilo verme arzusuyla yapılan kronik açlığa sürükleyen diyetlerde saç dökülmesi bu diyetlerin olumsuz bir sonucu olabilir. Bu durum vücudu hormonal bir strese sokabilir.
GÜNDE EN AZ 2.5 LİTRE SU
HIZLI kilo vermeye başlayan kişiler çok ciddi boyutlarda vücutlarına zarar vermektedirler. Örneğin bu tür kilo kayıplarında yapılan ilk hata, tek besinle beslenmektir. Bedene ihtiyacı olan ana besin ögeleri yetersiz alındığı zaman vücut direnci hızla düşmektedir. Bunun sonucunda oluşan rahatsızlıklardan biri de vücudun sıvı elektrolit dengesinin bozulmasıdır. İHTİYAÇ KARŞILANMALI
BU dengesizlik kalp ritim bozukluklarına kadar ilerleyebilir. Özellikle artan hava sıcaklıklarıyla ve egzersiz yapıldığı durumlarda vücudun su ihtiyacı artmaktadır. Harcanan her 1 kalori için 1ml suyu vücut kullanmaktadır. Susuzluğun giderilmesi ve dehidrasyonun önlenmesi için yeterli tüketim miktarına ulaşmak önemlidir. Temel ihtiyaçları karşılamak için günde en az 2.5 litreye ihtiyaç vardır.
HER KİŞİYE ÖZEL BESLENME PROGRAMI
HIZLI kilo vermek için yapılan diyetlerin ortak özelliklerinden biri karbonhidrat ve proteinden fakir, kişinin ihtiyacı olan enerjiden yetersiz ve vitamin mineral açısından vücudun ihtiyaçlarını karşılayamayacak bir beslenme programı olmasıdır. Kişi kiloyu bu şekilde verse bile, uzun süreli bir yaşam tarzı olamayacağı için, bıraktığı anda verdiği kiloyu daha fazla şekilde geri alması kaçınılmazdır. Dolayısıyla uygulaması en mantıklı olan yol diyetisyen kontrolünde, kişinin fizyolojik ihtiyaçlarının göz önüne alındığı; kilosuna, yaşına, sosyal hayatına göre özel bir beslenme programıdır.