Arkas Sanat Merkezi'nin büyüleyici atmosferinde çok güzel fotoğraflardan oluşan bir sergi izledim. İzmir'in yakından tanıdığımız görüntülerini, kültürünü, yaşantısını sonraki kuşaklara aktaracak bu proje, Lucien Arkas'ın da amaçladığı gibi, kent belleğinin oluşmasında kuşkusuz büyük katkı sağlayacak... "Fotoğrafı yaratan fotoğraf makinesi değil, makineyi tutan adamdır." Ukrayna'dan Pakistan'a, İspanya'dan İtalya'ya, Arjantin'den Macaristan'a, Kanada'dan Tayland'a ve Polonya'ya birçok ülkenin sanatçısı İzmir'e gelip bizim fotoğraf sanatçılarımızla birlikte basmışlar deklanşörlere. Asansör, Alaçatı, Basmane, Bayındır, Bayraklı, Bergama, Bornova, Buca, Cumaovası, Gündoğdu Meydanı, Karataş, Karşıyaka, Konak, Kordon, Ödemiş, Tire ve Urla'dan harika görüntüler yakalamışlar. Ortaya nefis bir İzmir görsel şöleni çıkmış... Bir ara ben de fotoğraf çekmeye merak sarmıştım. Çektiğim fotoğrafların içinden bazılarını prodüksiyonunu yaptığım 45'lik ve 33'lük plak kapaklarında kullandım. Hatta bazıları Erkekçe'de yayınlandı ve dergi kapağı bile oldu. 1975 yazı Kuşadası'nda Kuştur Tatil Köyü'nde bir İtalyan kızıyla tanışmıştım. Tangayla güneşleniyordu. İzin aldım ve fotoğraflarını çektim. "Plak kapağı yapabilir miyim?" dedim. Şaka yapıyorum sandı ve güldü. "Tamam" dedi. "Ama bana da göndermeyi unutma." Bir kaç ay sonra yayınladığım enstrümantal bir albümün kapağını süslüyordu. Gökben, İskender Doğan, Sibel Egemen, Aylin Urgal, Nükhet Duru gibi sanatçı arkadaşlarımın plak kapaklarını, afişlerini de çektim. Aysun'la evlendikten sonra hobimi bir süre daha devam ettirdim. Onun da bir kaset ve CD'sinde benim çektiğim fotoğraflar var...
80'lerde Erkekçe Dergisi'nin yazı işleri müdürlüğünü yaparken fotoğrafçı arkadaşlara eşlik ettiğim de oluyordu. Bu arada İzmir'deki tarihi evimi henüz satmamıştım. Alt katında annem oturuyordu. Denk düştü, güzellik kraliçesi seçilen sonra da tacı elinden alınan Hülya Avşar'ın çekimlerini o evde yaptım. Kasım 1983'de yayınlanan Erkekçe'nin kapak, poster ve 5 tam sayfasını süslüyordu çektiğim Hülya Avşar fotoğrafları... O zamanlar dia pozitif film kullanırdık. Şimdi dijital makinalar hayatı o kadar kolaylaştırdı ki... Binlerce kare çek, onların arasından seçim yap. Maliyet sıfır. Çektiklerini photoshop kullanarak tonla, kadrajla. Benim fotoğraf merakım 90'lardan sonra bitti. Şimdi aklıma gelince cep telefonuyla hatıra niyetine bir kaç kare çekiyorum. Ama bilgisayarımın i- photo programında 30 bini geçen bir fotoğraf ve küpür arşivim var. Sadece kendi çektiklerim değil tabi. Arada şöyle bir dokununca i-photo programına, insan iyi bir nostalji turu atıyor... Gelelim İzmir'deki fotoğraf sergisine... Benden tavsiye... Kaçırmayın... Her bir fotoğraf sizi içine çekecek ve dakikalarca başından ayrılamayacaksınız. Zamanınızı da ona göre ayırın... Teşekkürler Lucien Arkas ve projenin fikir babası Selim Bonfil...