Ayışığı altında aslan sesleriyle safari
Aslanlara ancak hava karardıktan sonra ulaşabildik. Ayışığı altında, sadece aslan sesleri içinde, canlı canlı oturan, yürüyen, gözünüzün içine bakan aslanlar...
Geçen yolculuğumda size uzun uzun anlattığım bu rüyalar şehrini hızlı bir turla dolaştık, devamlı yenilikler yapılan bu, ancak hava treni ile dolaşılabilinen yerde bu hafta başlayacak ve birinciye 1 milyon dolarlık ödül verileceği 'golf turnuvası' hazırlıklarını gördüm. Bahsetmiştim, Joburg'un dünya çapındaki meşhur olduğu şeylerin başında golf geliyor. 100'ü aşkın golf sahası var. Yeni eventlerden biri de Porche'un en yeni icadı "Panamera Turbo"nun tanıtımı idi. Bu arada bu tanıtımlar için dünyanın dört bir yanından buralara akan iş adamlarının, üst düzey kişilerinin ağarlanmasının da getirileri hep buralara artı verdiğini unutmamak lazım.
Geçen gezimde unutamadıklarımdan "Santorini"de öğlen yemeği yine nefisti. Bilhassa Yunan mutfağının sunulduğu bu pırıl pırıl restoranın mudürü Milton, İzmir'e selam gönderip, İzmirlileri oralarda beklediğini söyledi.
Suzi'nin aklının kaldığı kısa bir casino turundan sonra (ki en iyi casino'yu sona sakladım) geçen kez gidemediğim en vahşi safariye geçtik.
Burası birkaç bin dönüm içine dağılmış inanılmaz tabiat göruntüleri içinde bir çılgınlık. Bir daha sefere tabiat görüntüsüne uygun kulübe şeklindeki evlerinde mutlak kalmayı düşündüğum aynı yapıda restoranı, havuzu bulunan kamp- oteli ziyaret ettim. Geceleri arkadaşlarınızın kulübelerine ancak korumalarla geçebiliyorsunuz. Bu heyecan saatlerine büyük ciplere binip başlıyorsunuz. Her cipin sürücüsü sizin safari kılavuzunuz oluyor.
Uçsuz bucaksız ormana girdiğinizde, heyecana başlıyorsunuz. Öğrendiklerimden bana çok ilginç gelen şeylerden biri buralarda tüm saha içinde beslenmenin aynen vahşi dünyada olduğu gibi kendi aralarında oluşu, dışarıdan hiçbir av'ın getirilmemesi idi. Burada tabiatla oynanmadan tüm yollar, göletler aynen bırakılmış. İlk göletlerde karşımıza dev su aygırları çıktı. Baba, çocuklarla karaya doğru gelirken ana yuzmeye devam etmeyi tercih ediyordu. Aile yaşamı burada bile varmış. 1 ton civarı ağırlığı olan su aygırlarını seyrederken önünüzden geçen fil konvoyu bir kaç ağacı da beraberinde götürüyordu. İnanılmaz renklerde uçan kuşların yanı sıra zebra konvoyları görülmeye değer. Aralarında cins farkları olan karaca konvoyları gorülecek şeyler. Her cins kendi bölgelerini belirlemiş. Beklenen aslanlara ancak hava karardıktan sonra ulaşabildik. O da bizim şansımıza idi herhalde, istesek bu dekoru yaratamazdık. Düşünün ayışığı altında, sadece aslan sesleri içinde, canlı canlı oturan, yürüyen, gözünüzün içine bakan aslanlar... Bu sahne bana bir şeyi hatıtlattı. Bir arkadaşım aynı yere safariye gitmişti. Heyecan içinde dinliyordum onu. 'İnan devasa aslanlar önünde oturuyor, sen ciptesin, üstün açık...' soruyoruz 'peki nasıl olur bir şey yapmıyor mu?' deyince 'sadece gözgöze gelmeyeceksin' diyor. Biz de merakla "ya gelirsen?" diye soruyoruz, cevap "seni yer ayol"...
Gündüz 16.00'da başlayıp akşam 20.30 da biten safariden eve dönerken birbirimize anlatacak epey şeyler çıkmıştı.
SALI:
Joburg geceleri ve Cape Town...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.