Bülent Gürlük

İçimizdeki bencilliği de denize dökelim artık!

Dün 9 Eylül'dü...
Üç yıl işgalcilerin altında inleyen toprağın imdadına Hızır gibi yetişen Mustafa Kemal'in kahraman süvarileri, dörtnala düşmandan temizledikleri İzmir'de tarihin akışını değiştirdiler...
Kanla, canla, vatan aşkı ve inançla... Koca Osmanlı Sultanı'nın bile dizlerine kapandığı emperyalizme diz çöktürterek, bize umutlu ufukların pencerelerini açtılar. İzmir'in gün doğumundan, tüm Türkiye'ye özgürlüğün ışığını saçtılar...
Yıl 1922 idi...
İzmir sahilinde gözü derinlere dalan Mustafa Kemal, 'Bir rüya gördüm' diye iç geçirdikten sonra, "Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın basamayacağı kutsal bir topraktır" dedi.
***
Zaten tarih boyunca ilerici, demokrat ve gelişmeye açık birçok medeniyeti besleyen güzel İzmir'imiz, bugün de yaşam tarzıyla aynı değerleri yansıtmıyor mu?
Ama böylesine aydınlık yüzlü, modern, dışa açık ve enerji dolu insanların yaşadığı İzmir'imiz bir türlü kentin gelişmesinde ve markalaşmasındaki fırsatları değerlendirecek politikalar üretemiyor. Kent spor, sağlık, kültür sanat, turizm, tarih, sanayi, liman, ticaret gibi parmakla gösterilebileceği birçok alanda sivrilme şansını elinin tersiyle itiyor.
***
Örneğin en köklü spor kulüplerine sahibiz ama 21'inci yüzyılda hala tesisleşme ve stat polemikleriyle zaman yitiriyoruz. Antalya 20 yıldır spor turizminde kendini aşarken İzmir en küçük bir alternatif yaratamadı.
Sere serpe Ege Denizi kıyılarına yayılan şehrimiz ticaret, yat ve kruvaziyer limancılığında bana göre utanılacak noktada. Yıllardır 'cek', 'cak'larla idare ediyoruz. Deniz bizim için ancak kıyısında balık rakı muhabbeti yapılacak yer! Nedense cebi turizm ve limancılıkta İzmir'i dünya şehri yapacak projelerle dolu işadamlarımız var ama ortak akıl üreterek ve yürüterek bunları hayata geçirmeyi beceremiyoruz.
***
Sekiz üniversiteli İzmir'in her alanda yetiştirdiği gençler çareyi başka illere kaçmakta buluyor. Ama gittikleri yerlerde, buradaki rahatlığı aradıkları için İzmir özlemiyle yanıp tutuşuyorlar.
İzmir'i yaşadıkları yerle kıyaslayarak övgüler düzenlere 'o zaman geri dönün' dediğinizde, 'buradaki iş imkanlarını ve parayı nerde bulacağız?' diye söyleniyorlar. Öyleyse İzmir, 'kalana' değil, 'kaçana' güzel görünen bir kent olarak mı yaşamını sürdürsün?
Yıllar akıp geçsin ama boyozu, çiğdemi, rakısı, rokası ve gevreğiyle mi övünsün? Ha, bunlardan kendimizi dünyaya tanıtan bir vitrin yaratabiliyorsak, ona da sözüm yok. Ama kendimiz çalıp, kendimiz oynuyoruz.
***
Her tanıtım konuşmasına '8 bin yıllık tarihiyle...' diye başladığımız kentin, o tarihe dokunabileceğimiz bütün mirası toprakla, taşla, betonla örtülü... Bunları ortaya çıkarma ve ören yeri kimliği kazandırma süreci kaplumbağa hızıyla ilerliyor. Şehrin tarih ve sanat birikiminden, kültür hayatımızı zenginleştirecek bir entelektüellik süzemiyoruz. Dünyanın gelişmiş tüm ülkeleri, festivalleriyle, tarihi değerlerini yaşayan bir müzeye dönüştürmekle prim yapıyor. Bizim tiyatromuzun, operamızın 'sanat mekanı' olarak inşa edilmiş birer salonu yok. Sahnelerimiz dökülüyor.
***
Kısaca 'İzmir ne kenti?' sorusuna; 'serbestliğin' kenti diyebiliyoruz ama 'kültür başkenti, fuarlar şehri, liman kenti, spor turizminin ya da ticaretin merkezi' gibi ifadeleri başına getirebiliyor muyuz? Bunların yerine, utanmadan 'Emekli cenneti' diyoruz...
İzmir'in sivrilecek bir kulvar yaratamayışının en büyük nedeni ise, kalkınmak, güzelleşmek ve kabuğumuzu kırmak için elini kim taşın altına soksa, diğerleri de 'bir el verelim' demek yerine taşın üstüne tünüyor. Türlü bahane ve engellerle önlerine setler örülüyor.
Dün 9 Eylül'dü...
Ülkemize özgürlüğün ışığını sunan İzmir'de, içimizdeki bencilliği de denize dökmenin vakti gelmedi mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.