Malımelicilerle dırdırcılar

İnsanların hayata bakışını en kısa sürede çözmenin yolu, fiillerini gözlemektir. Evet, fiil sözcüğü yapma, etme anlamı da taşıyor ve insanları elbette normalde, yaptıkları ile tanırız. İyi de, bu şekilde hem bu tanıma süreci uzun bir zamana yayılıyor, hem de bir eylem gerçekleştikten sonra genellikle iş işten geçmiş oluyor. Bu yüzden ben fiil sözcüğü ile insanların , konuşmalarında , cümle sonlarında kullandıkları fiilleri kastediyorum.
Birinin fiilleri ağırlıklı olarak 'malı-meli' ekiyle mi bitiyor (Böyle olmalı, bu şekilde devam etmeli); yoksa 'Dır- dir' şeklinde, yargı belirten bir ekle mi? (Böyledir.)
Malı meli kullananlar idealistlerdir. Hayalci ve mükemmeliyetçi idealistler her şeyi en düzgün, en nizami, en ahlaki biçimiyle kabul ederler. Toz pembe dünyalarına ve iyi niyetlerine şüphe yoktur, lakin kazın ayağı öyle değildir.
Bakın, dönün bir önceki cümleye, cümle sonundaki fiilimin durumuna bakın! Ne demişim? 'Öyle değilDİR.' Genellikle cümlelerimin böyle sona erdiğini farkediyorum. Demek ki ben bir 'dır-dir'ciyim. Yani, katı bir realistim. Belki bir malı meliciden daha karamsarım ama realistim. Dünya da böyle dönüyor.
Etik kuralları malımeliciler koyuyor. Bu kanun ve kurallar çiğnendiğinde malımeliciler hayalkırıklığına uğruyor, üzülüyor. İşin tuhaf yanı, etik kuralları çiğneyen bir dırdirci iken, bu durumda onları teselli eden de yakınlarındaki bir dırdirci oluyor.
Ekonomiyi dırdirciler yönetiyor, sanata malımeliciler yön veriyor. İdealistler hayal gemisinin de kaptanı olduğu için bu böyle. Bilimadamları bir şeyi icat edebilmek için önce malımelici gibi davranıyor, gerçeği kanıtladıktan sonra da biraz daha yobazlaşıp, dırdirci oluyor, yani sadece bilimselliği kabul edilmiş gerçekleri kabul ediyor.
Elbette ben de malımelicilerin çoğunlukta olduğu bir dünya arıyorum. Lakin böyle bir dünya yok, ve gerçekçi de değil. Vahşi doğa, dırdir yöntemiyle işliyor. Reel, her zaman ideali dövüyor çünkü kuralsız savaşıyor. Maksat, ne zaman malımelici, ne zaman dırdirci olmak gerektiğini bilmek...
Salt malımelici olan biri hayatta kalamaz. Sadece dırdirci olan biri de insan olamaz. Katı gerçekliğin dünyasında bir hayvan gibi hayatta kalarak yaşar. Tabii her hayatta kalmaya yaşamak denebilirse... Yaşamak, hayal kurmaktır. İnsan olabilmek, realizm ile idealizmi dengeleyebilme sanatıdır. Eğer evli bir çiftin genellikle neden birbirinden bu kadar farklı olduğunu merak eden varsa, bu yazıyı bir daha okusun. Biri malımelici, öteki dırdirci olan bu çift, mükemmel bir hayatta kalma ve yaşama makinesidir. İkisi, birlikte, tam bir İNSAN olur.
Mick Jagger: İnsan gurmesi
Amerikalı gazeteci Christopher Andersen imzalı bir kitapta The Rolling Stones grubunun solisti Mick Jagger, biseksüel olarak tanıtılıp, beraber olduğu erkek ve kadın sayısının 4 bini aştığı iddia ediliyormuş. Jagger'ın beraber olduğu isimler arasında eski ABD Başkanı John F. Kennedy, İngiltere kraliçesinin kız kardeşi prenses Margaret, bugün eski Fransa cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile evli olan Carla Bruni, milyarder armatör Aristotl Onassis'in eşi Jackie Onassis, kendisinden 27 yaş küçük aktris Uma Thurman, Eric Clapton, David Bowie, dünyaca ünlü balet Rudolph Nureyev, kısa süre önce ölen şarkıcı Amy Winehouse, ve Angelina Jolie, gibi isimler varmış.
Kolleksiyonun zenginliğine bakın! Kadın, erkek, genç, yaşlı fark etmiyor. Beş değil beşyüz benzemezle birlikte olduğu anlaşılan Jagger'a midesiz mi demeli yoksa gurme mi bilemedim. Hani bana Jagger'ın daha çok ün ve güçlü insan takıntısı varmış gibi geldi. Sanki kendi gücü ve şöhreti asla yeterli gelmemiş ve başka güçlü isimlerle en özel anları paylaşınca onların gücüne de ortak olmuş gibi hissediyor görüntüsü var. Ama helal olsun ne ketum insanmış... Bizde olsa çoktan ipliği pazara çıkmış, herkesin sırrını da basına ifşa etmişti.
Yalnız, kabaca bir hesapla 50 yıl boyunca bu işlerle meşgul olsa toplam 180 küsur bin günü 4 bine büldüğünüzde 45 sayısı ile karşılaşılıyor. Her bir partneriyle sadece bir gün beraber olsa bu ünlü isimlerin herbirini tavlamak için 45 günü oluyor. Ne dersiniz, bizde çapkın geçinenlerin Jagger'ın yanında staj yapması gerekmiyor mu?
Kol kırılır, yen içinde kalmaz
Kredi Kayıt Bürosu'nun kayıt altına alacağı bilgiler herkese açık olacak ve artık vadeli mal satan, ortaklık kuranlar, hatta kızını evlendirecek olan herkes riskli iş yapıp yapmadığını öğrenebilecekmiş.
Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü, 1 Ocak 2013'ten itibaren 'kredi skor puanı verirken sadece banka hesaplarına değil vergi, cep telefonu, su ve elektrik borçlarına da bakacaklarını söylerken, "Riski alan herkes, vadeli mal satan, biriyle bir ortaklığa giren, birine kızını veren bizden rapor isteyebilir" diye de eklemiş.
Devlet iyiden iyiye yatak odalarımızın içine girdi. Daha önce de babalara gönderilecek olan 'Tebrikler, kızınız hamile..' mesajı tepki toplarken bir de bu çıktı başımıza...
Bir yandan baktığımızda, insanların kendilerini koruyabilmeleri için iyi bir uyarı sistemi gibi geliyor. Öte yandan telefon dinleme nasıl yasal değilse ve insan haklarına, özgürlüklerine karşı işlenmiş bir suç ise, bu da öyle gözüküyor. Eğer bu mümkün olabilecekse, telefonlar da artık yasal olarak dinlensin (ki zaten öyle ya da böyle dinlendiğimizi biliyoruz) kartlarımızı açık oynayalım.
Bak artık sen, damat adayının borçlarına ne kadar sadık olduğu da aynı şekilde öğrenilebilecekmiş. Ne kadar suistimale açık bir iş.. Sanki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (!)..
Misal ben kız isteyeceğim, faturalarımı son iki ayda geç ödedim diye kredi itibar notum pozitiften durağana çevirilecek, iyi mi? Vay anam vay, memlekette yaşamak hakikaten iyiden iyiye zorlaştı.