Hakan Urgancı

KÖTÜN KADAR İYİSİN

Ben bir film ya da diziyi izlemeye hangi kriterle karar verdiğimi sorguladım geçenlerde.
Bulduğum yanıtın vardığı felsefi nokta, korkutucuydu.
Başrol karakterlerin özdeşleşilebilecek karakterler olması önemliydi elbette. Benim, yani seyircinin kendini yakın hissedemeyeceği bir karakter işe yaramazdı.
Ya hepimizin olması gerektiği kadar kusursuz bir karakter olmalıydı ya da kusurları bizimkine benzediği için sevilesi biri...
Bütün bu özellikler kahramanımızda bulunsa da bu izlenmeye değmez bir öyküye dönüşebilirdi. Eğer öykünün baş kötüsü silik, güçsüz bir karakter ise, kahraman için zorlayıcı ve gerilim yaratıcı biri değilse öykü işe yaramıyordu. Öylesine zorlu bir kötümüz olmalıydı ki hemen ana karakterin yanında yer alalım, mazluma alkış tutalım. Ben böyle filmlerde daha çok kötülerin sahnesini iple çektiğimi fark ettim.
Kötü karakteri de yazması da zevkliydi, oynaması da... İyi de neden böyleydi?
Haksızlık değil miydi bu? Ceyar duruken Bobby'i kim hatırlardı? Joker olmasa Batman kime sarardı? Kötüleri olmayan bir süper kahraman, kendi mağarasındaki bir akıl hastasına dönüşmez miydi? Ya da daha da ilginci, o güçlere sahip biri, kendi bir süper kahramana dönüşmez miydi? Valla sıkıntı adama neler yaptırır bilirsiniz...
Sekiz kitap yazmış, altısı basılmış biri olarak itiraf ediyorum, ben de ana karakterimden çok sayfada uydurduğum kötüleri konuştururken çok zevk aldım. Hal böyle olunca, dünyada neden bunca cazip kötünün olduğunu da anladım.
1. Kötüler, insani zaaflarımızı temsil ediyor. Biri bizi kınar diye, toplum onaylamaz diye yapamadıklarımızı, çıkarımız bozulmasın diye sustuklarımızı kolayca haykırıveriyor onlar. Bir anlamda onlara ve başlarına final sahnesinde gelen felaketlere bakarak rahatlıyoruz.
Oh diyoruz. Bak gördün mü, iyi ki ben de böyle davranmamışım. Kötülük yaptın mı, sonun bu olur işte!
2. Kötüler neden bu kadar cazip?
Çünkü onlar çok arzulu, tutkulu tipler.
Bu bağlamda her an hareketliler. Bir şey isteyen her yaratık av halindedir. Hareket halinde ve bu yüzden yaşam dolu, canlıdır.
Canlı olan her şey de bizi tehlikeli bir şekilde kendine çeker.
3. Hepsini geçtim. Bu kötüler olmasa, herkes iyi olsa, zıtlıklar yasası gereği iyi kötü mü kalacak? İyi, kendini kime bakarak tanımlayacak? Hadi diyelim ki tanımladı. Her şeyin mükemmel olduğu ve herkesin her ihtiyacının hakça karşılandığı bir dünyada, yani bir tür cennette, altlarından ırmakların aktığı, hurilerin bulunduğu bir ortamda herkes miskenleşmeyecek mi? Hangi iyi kişi hangi gerekçeyle bir kahramana dönüşecek? O sıcakta ağaç altında yan gelip yatmak varken hangi aptal karakter vücuduna lateks tayt, üstüne de pelerin geçirip savaşacak?
Yani neymiş? Kötü, iyiye egzersiz yaptıran sağlıklı yaşam koçu, yaşam amacıymış.
Bütün bu koşullarda bize bu kadar iyiliği olan kötüye belki bu kadar da haksızlık etmemek lazım. Çünkü kötün kadar iyisin. Kötün yoksa, kahramanın yok. İşsiz güçsüz , amaçsız insanların bir süre sonra kendi düşmanlarına dönüşmelerini başka nasıl açıklayabilirdik?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.