Hürol Dağdelen

Enine boyuna bir bilişim gecesi!

Çağımız bilişim çağı... Bilgisayar efendi, el ele verdiği internetle hayatımızın içine ot tıkıyor. Neredeyse ondan habersiz gezemez, konuşamaz, sözleşemez olduk.
Evet hayatımıza büyük kolaylık geldi, neredeyse her yerden, her köşeden, her şehirden, evimizi, iş yerimizi, sevdiklerimizi, eşimizi, sevgilimizi, dostlarımızı gözetliyoruz, onlar da bizi...
Hiçbir şey gizli kalmıyor, yaşamlarımız bile tehdit altında...
Zira telefonlar dinleniyor, bilgisayarda yazdığımız her yazı, depoladığımız her bilgi, gelecekte aleyhimize delil olarak kullanılabilecek nitelikle...
Çünkü söz de yazı da artık daha kalıcı... Durum böyle olunca şüphe duymak da kaçınılmaz oluyor, en yakın dostunuzdan bile...
***
İşte böyle bir ortamda, Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu, çok iyi bir şey yaptı; bütün bilişim şirketlerinin yöneticilerine davet verdi. Nedeni, son teknolojik gelişmeler ve öğrencilerine daha nitelikli eğitim verme, bilgisayar bölümü öğrencilerinin ise şirketlerle daha sağlıklı ileşitim kurma isteğiydi...
Dokuz Eylül Üniversitesi Lokali'nde gerçekleşen geceye ben de katıldım, keyifli, bilgilendirici, dikkat çekici, eğitici bir geceydi.
Hem bizler hem de, okulun eğitmenleri ve öğrencileri açısından...
Bilişim sistemleri alanında Türkiye'nin önde gelen 21 firmasının temsilcilerinin bir araya geldiği toplantıda, birlikte ulusal ve uluslararası çapta projelerin geliştirilmesi için yapılması gerekenler konuşuldu, bu yönde önemli adımlar atıldı. Ayrıca belirli zaman aralıklarında ortak bilimsel etkinlikler, seminerler, 'work shop'lar düzenlemesine karar verildi. Katılımcı kuruluşlar, başta bilgisayar programcılığı eğitimi görenler olmak üzere tüm İMYO öğrencilerine staj ve istihdam için de kapılarını açtı.
***
Toplantının bir de ilk kez tanıştığım ve fikirleriyle bana güven veren, kullandığım bilgisayar konusunda uyaran özel bir konuğu vardı, CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger...
İnternet güvenliği araştırmaları üzerine TBMM'nin en çok çalışkan vekilleri arasında gösterilen ve bu konuda en donanımlı isimler arasında gösterilen Aksünger, özellikle, "güvenli bilgisayar kullanımı" konusunda Türkiye'nin etkin adımlar atması gerektiğinden söz etti, "güvenliğimiz tehlikede" uyarısı yaptı.
***
Toplantıda DEÜ Rektör Yardımcısı Halil Köse, sanayiyle işbirliğine büyük önem verdiklerini ifade etti. İMYO Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Avni Egeli, "Sanayinin, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu iş gücünü yetiştiriyoruz. Tüm iş kollarıyla yakın işbirliğine büyük önem veriyoruz" dedi. İMYO Müdür Yardımcısı, Sanayi ve Bilişim Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Yılmaz Gökşen de bilişim firmalarıyla yapacakları işbirliğinin önemine dikkat çekti. Bilgisayar Programcılığı Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Düşmez de toplantının etkin ismiydi. Gecenin sorunsuz geçmesi için yoğun çaba gösterdi.
***
İşin özü şudur dostlarım... Bu ülkede işlerin iyi gitmesi; üniversitede, yüksek okulda eğitim gören gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi için, mesleklerini en iyi şekilde öğrenmekten geçiyor.
Bu sadece, ders görmekle ve uygulamayla olmaz, yaşayarak da öğrenmeleri gerek...
Bunun için üniversite yönetiminin, iş dünyasıyla sağlıklı bir işbirliği kurması gerek... Türkiye'nin en büyük ve nitelikli eğitim kurumlarından biri olan İzmir Meslek Yüksekokulu da bunun en güzel örneğini veriyor.
Bence bu okulun öğrencileri şanslı, darısı diğer okulların başına...

Siz hayata nasıl bakıyorsunuz?

Bir baba ile kızı dertleşiyormuş. Kız babasına, çok sıkıntı çektiğinden, sorunlarla baş edemediğinden bahsetmiş. Babası kızını dinlemiş, dinlemiş ve "Gel, sana bir şey göstereceğim" diye kızını mutfağa götürmüş. Ünlü bir aşçı olan baba, ocağa üç tane eşit büyüklükte kap koymuş, üçüne de eşit su koymuş ve üçünün de altını aynı miktarda yakmış. Ve birinci kaba bir havuç, diğerine bir adet yumurta, diğerine ise bir avuç çekilmemiş kahve çekirdeği koymuş. Ve her üçünü de tam 20 dakika pişirmiş. Daha sonra ateşi kesmiş. Sonra masaya 2 tane tabak bir tane de boş bardak koymuş.
***
İlk önce haşlanmış havucu alıp bir tabağa koymuş. Sonra pişmiş yumurtayı diğer tabağa koymuş. Sonra da suya iyice sinmiş ve tam kıvamında kahve görüntüsü olan kahveyi de alıp bir bardağa boşalttıktan sonra kızına dönerek, "Kızım ne görüyorsun? Kızı "Havuç, yumurta ve kahve" demiş.. Kızını masaya iyice yaklaştıran baba bunlara daha yakından bakmasını istemiş. Kızının şaşkınlığını gören baba, anlatmasına devam etmiş: Havuç haşlandığı için yumuşak bir hal aldı. Yumurta, artık pişmekten içi katılaşmış sert bir hale geldi. Kahve ise, (bir yudum alarak) harika olmuş. Tadı da çok hoş. Kız, iyice şaşırarak, "Baba, bunu bana niçin gösteriyorsun?" diye sormuş.
***
Bak, demiş babası, "Hepsi aynı şekil kapta, aynı sıcaklıkta, aynı dakika pişti. Fakat hepsi bu etkiye farklı tepki verdiler. Havuç ilk başta sertti, güçlü idi; ama kaynatılınca yumuşadı, güçsüzleşti, çözüldü. Yumurta çok kırılgandı, hafifçe dokunsan çatlayabilirdi ama kaynatılınca içi sertleşti, hatta katılaştı. Bir avuç çekilmemiş kahve ise yine sertti, hepsi birbirine benziyordu. Fakat ısıtılınca ne oldu; bu kahve çekirdekleri, ısındılar, gevşediler ve içinde oldukları suya yayıldılar. Koku yaydılar, tad yaydılar ve suyu eşsiz tadı da bir kahveye çevirdiler.
***
Ve kızına, "Kızım sen hangisisin, diye sormuş adam ve eklemiş: "Zorluklarla karşılaştığın zaman nasıl tepki gösteriyorsun? Havuç gibi sıkıntılara, problemlere rast gelince çözülüyor musun, benliğini koruyamıyor musun? Yoksa yumurta gibi katılaşıyor, başta kendin olmak üzere kimseye faydan dokunmuyor mu? Yoksa sen kahve misin? Kendini bitirmek uğruna, kendini ateşe atma pahasına diğer insanlara mutluluk veren, huzur veren, ağızlarına lezzet veren bir sevgi kaynağı mısın? Karar ver yavrucuğum ve bence sen bir kahve ol hayatta... Çünkü kahve bulunduğu çevreyi değiştirir, mutluluk soluklarını etrafına yayar. Başkalarının yaşaması uğruna kendini feda et ve bundan sonsuz mutluluk duy Peki dostlar biz hangisiyiz acaba?

GÜNÜN SÖZÜ

Giden dönmeyecekse; kalanların değerini bileceksin.
Ölenle ölünmüyorsa eğer; kalanlarla yaşamaya devam edeceksin.
Dostoyevski

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.