Hürol Dağdelen

Bilişimin merkezi İzmir, düş değil!

Bir süre önce anlattım sizlere Prof. Dr. Vahap Tecim'i... Dokuz Eylül Üniversitesi'nin ele avuca sığmaz bilim adamının, bu ülke için yaptıklarını, yapacaklarını bu köşede paylaşmıştım sizinle...
Görev aldığı üniversiteye akıllı kart sistemini kuran, bir deprem bölgesi olan İzmir'in bu felaket karşısında neler yapması gerektiğini adım adım planlayan, sürekli yenilikler üreten, servet üstüne servet teklif ettikleri halde, "önce vatanım" diyerek yurtdışı önerilerini elinin tersiyle iten teknoloji ve bilgisayar dehası Prof. Tecim en büyük hayalini gerçekleştirdi önceki gün...
DEÜ Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi'ni açtı.
Çok kısa bir sürede, hayatının amacı haline getirdiği merkezi eğitime hazırlayan Prof. Tecim, bu mutluluğunu da İzmirlilerle paylaştı.
Açılış gününe ben de davetliydim; hep onun izledim, anlatırken, paylaşırken, konuşurken, açılış kurdelasını keserken gözlerinin içi gülüyordu. Başarmanın heyecanı, paylaşmanın onuru yansımıştı yüzüne... İzmir için önemli bir adım attığının bilincindeydi.
***
Evet, Dokuz Eylül Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü'nün kurucusu ve Bölüm Başkanı olan Prof. Vahap Tecim, Türkiye'de bir ilki daha başardı.
Bu ne demektir bilir misiniz, İzmir'in "Bilişim Üssü" olmasında ilk ciddi adım...
Öyle lafla, vaatle değil; dişinle tırnağınla didinip, hayata geçirerek...
Bundan sonra, bir dünya gerçeği olan "Uzaktan eğitim"in Türkiye'deki öncü ayağı olacaktır İzmir...
Sadece bununla da kalmayacak; yeni yazılımlar, yeni programlar hazırlanacak. Bölüm, bir anlamda Türkiye'nin AR-GE merkezi olacak. Yakında hayata geçecek "Teknopark" sayesinde de dünyada adını duyuracak.
Elin Amerikalısı, İngilizi İzmir'e gelip bizim ürettiğimiz yazılımları, bilgisayarları almak için yarışacak.
Bu bir hayal değil, Prof, Tecim bunun olabileceğini gösterdi. Yetiştirdiği öğrencilerle, bilişim sektörüne imza atacak, hem de çok yakında...
***
Prof. Tecim'in, hayata geçirdiği "Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi"nin ne denli önemli olduğu şu sözlerinde gizli:
"Uzaktan eğitim, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de uygulanması gereken bir eğitim türüdür. Bu kaçınılmazdır. Eğitim insana her dönemde verilebilir. Bizler Türkiye'de bir ilki başardık. Dışardan ne yazılım, ne de lisans satın aldık. Kendimizi sınırlandırmadık. 10 yıllık birikimi 4 ayda hayata geçirdik. 296 öğrencimizle bitiriyoruz. Şu an itibarıyla akıllı kartlarla ilgili tüm yazılımları kendimiz yaptık. Eskileri çöpe attık ve yeni yazılımları dışarıya satmak için hazırız."
***
Şimdi bizim yöneticilere, milletvekillerine, bakanlara düşen, bu yaratıcı insanların hayata geçirdiği eğitim kurumunu sahiplenmek, desteklemek ve bazı uyanıkların para kapmasını engellemek...
Öncelikle bunu yerel yöneticiler için söylüyorum. Aramızla bilgisayar teknolojisini her alanda kullanabileceğimiz böyle bir olanak varken, böyle çalışkan ve yaratıcı bilimadamları dururken, yabancıya para kaptırmayalım.
Onları destekleyelim ki, bu topraklarda artık umut yeşersin.
Prof. Tecim, kılı kırk yarıp İzmir'e bir marka değeri kazandırdı; parlatmak, yüceltmek sizlere, bizlere düşüyor.
Bu yaratıcı fikirler, böyle yaratcı insanlar destek bulmalı ki, beyin göcü artık son bulsun.
İşin özü, toplumsal sorumluluk artık omuzlarımızda...
GÜNÜN SÖZÜ
Sevip de kaybetmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir.
Seneca
Ufkunuzu genişletin!

New York'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci bir gün, bir şairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır.
Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. Dilenci de sekiz - on dolar kadar olduğunu söyler. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek birşeyler yazar:
'Şimdi buraya senin kazancını artıracak bir şeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin' der ve oradan ayrılır.
***
Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci; 'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?'
Bunu üzerine şair gülümser ve şunları söyler:
'Tabelada -Doğuştan körüm, yardım edin- yazıyordu. Bense -Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim- diye yazdım.'
***
Önemli olan anlatılmak istenen şeyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır. Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.