Hürol Dağdelen

Sevgili Ece sağlığına kavuştu, hayata tutundu

Köşemi takip edenler hatırlayacaktır, bundan bir süre önce genç bir kızı ve müzik tutkusunu anlattım sizlere, Ece Ermiş'i...
Keman çalmayı çok istediğini, iyi bir müzik eğitimi almak istediğini özetlemiştim sizlere...
Hayali gerçekleşti Ece'nin, Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi'ne, titiz bir araştırmadan ve çok yönlü bir yetenek sınavından geçtikten sonra girdi.
Başarmıştı Ece...
***
Ancak mutlu olamıyordu çünkü geleceğini etkileyen çok önemli bir sağlık sorunu vardı bu yetenekli gencin..
Giderek hayatını tehdit eden kalp ritmi sorunu... İzmir'de çalmadığı kapı, gitmediği uzman kalmadı ancak derdine çare bulamadı.
Kendisi gibi ailesi de perişan oldu.
Bu arayışta sadece bir doktorun adını verdiler Ece'ye... "Bu doktor işinin ehlidir, sağlığına ancak bu uzman kavuşturur" dediler ona...
Bu isim, İstanbul Medipol Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Volkan Tuzcu'ydu.
Türkiye'de kendisiyle birlikte, iki doktor daha vardı ancak Ece ve ailesi Prof. Volkan Tuzcu'yu tercih etti.
***
Kısa bir süre önce zorlu bir ameliyatın ardından sağlığına kavuştu sevgili Ece... Ailesinin, ameliyat masraflarını karşılamak için kılı kırk yardığı ameliyattan eskisinden daha dinç çıktı.
Ailesine, okuluna döndü Ece... Yeniden çok sevdiğine kemanına, hayata tutundu.
Ben burada Prof. Dr. Volkan Tuzcu'ya sevgilerimi iletiyorum, Ece'mize sağsalim bize kavuşturdu diye...
Umutsuz olduğu anda, ışık oldu diye...
Babası Ali Ermiş'ten ameliyatın sonucunu, Ece'nin sağlığına kavuştuğunu öğrendiğimde, telefonun iki ucunda ikimizin de gözleri dolmuştu, bunu hissettim yürekten...
İşte bu nedenle iyi bir doktor olmanın ödülü de bu... İnsanları mutlu etmek, yeniden hayata bağlamak...
Ece'ye hayat ışığı veren Prof. Volkan Tuzcu'yu kutluyor, kendisine ve ekibine teşekkür ediyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.
Seneca
Evde oturmak yerine iş yaratan girişimci kadınlar
Mevsim Yurdal ve Deniz Sarıaltuntaş iki genç ve yürekli insan... İkisi de üniversite mezunu... Eğitimlerini bitirip iş hayatına atılmak için yaşamlarına yön vermek istedikleri sırada, en büyük sorun işsizlik çıkmış karşılarına...
İkisi de kadın olunca bu süreç daha da uzamış...
Ancak ikisi de, "Biz evde oturmak için okumadık" diyerek, yeni bir meslek alanına atılmışlar, tatlı sektörüne... Rehber olarak da kendilerini İzmit'in ünlü markası "Osmanlı Tulumbacısı"nı seçmişler.
İşte bu iki girişimci yürek, İzmit'de gördükleri eğitimin ardından Bostanlı'da Balıkça parkı yakınlarında bir mekan açmışlar kendilerine...
Yakın bir arkadaşımı, bu mekanda tatlı yerken görüp de uğrayınca, kendileriyle tanışmış oldum.
İkisi de güleç yüzlü, yerinde duramayan, üniversite tecrübelerini bu hizmet sektörüne yönlendiren bilinçli insanlar...
Sonra tulumba tatlısının böylesine çeşitlisini de burada yedim desem yeridir; Antep fıstıklıdan portakallıya, frumbuazlıdan karamelliye, tarçılıdan çikolotalıya kadar tam sekiz çeşit... Bugüne kadar yediğim tulumba tatlısından apayrı tat ve zenginlikte...
Girişimci, yaratıcı yurdum insanını seviyorum; hem ekonomiye katkı yapıyorlar hem de yeteneklerini bilgiyle perçinliyorlar.

İzmir'in her yönüyle anlatan ideal kitap

İzmir bir dünya kenti... İkinci kez, EXPO gibi uluslararası etiketi çok güçlü olan, etkisi, yıllar sonra anlaşılacak büyük bir organizasyona aday bir şehir...
Geleceği parlak, modern ve dinamik...
Geçmişte de öyleydi, şimdi de... Herşeye karşın ayakta, herşeye karşın yürekli, her şeye karşın tutkulu bir Atatürkçü...
Biz İzmir'in bugününü biliyoruz, peki günden, yani 8000 yıldan bugünlere nasıl geldi; ancak kitaplardan, tarih araştırmacılarından, ansiklopedilerden alabiliyoruz bu bilgiyi...
Ancak çoğu kez karışık ve ağır bir dille yazılmış... İnsan ayrıntıya boğuluyor kimi zaman...
Ayrıntı elbette ki önemli, ancak bizim gibi koşaradım yaşayanlar için, daha özet olmalı bu bilgiler...
***
İşte Tufan Atakişi öyle yapmış... "Bir Zamanlar Smyrna" adıyla, her İzmirli'ye, her bu kentin tutkununa rehber olacak bir tarihi kitapcık hazırlamış...
İçinde her şey var, bu toprakları ilk keşfeden Amazon savaşçısı Smyrna'dan Homeros'a, Levantanlerden çok dinli özgür yaşama kadar...
Hem anlatımı kısa ve öz hem de fotoğrafları insanı geçmişe götürecek kadar nitelikli...
İzmir'i yaşamak demek sadece bugün değildir, aynı zamanda bu özel kentin "bugüne nasıl geldiği"dir.
Bu yüzden bu tip çalışmalar, toplumsal önceliklidir, toplumsal bilinçe katkı sağlar.
Bu kitap benim başucu rehberim oldu bile...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.