HÜSNÜ UÇAR

YAŞAMI SEVMEK

Meslek hayatımda hiç unutamadığım bir anımı anlatmak istiyorum.
Tıp fakültesinde öğrenciydim ve nöroloji stajı yapıyordum.
Muayene etmem için bana 18 yaşında bir köylü kızını verdiler.
Beyninde tümör varmış.
Bu tümör nedeniyle gözleri görmüyor ve konuşulanları duymuyordu. Ancak harfleri tek tek avucuna yazdığınızda yanıt verebiliyordu. Hastanın durumundan çok etkilenmiştim.
Kendimi onun yerine koymaya çalıştım. "Aynı durumda ben olsam" diye düşündüm ve anında "asla yaşayamam" sonucuna ulaştım. Ancak bu arada o hasta kızın "yaşamak istiyorum, hayat çok güzel" sözleri üzerine çarpıldım. O kadar kötü bir durumda ama yaşamı güzel buluyor ve yaşamak istiyordu. Demek ki empati kapamamıştım.
Diğer yandan günümüzde o kadar çok yaşam bıkkını veya yaşam yorgunu insan var ki insan düşünmeden duramıyor.
Neden insanlar yaşamı mutlu bir şekilde yaşayamıyor. Dr. Ayla Yörüken'in sözleri ile devam edersek insanları mutlu olmaktan alıkoyan şey ne?
Kendi hayatlarını içlerinden geldiği gibi verimli bir şekilde yaşamalarına engel olan şey ne? Hangi bilinmez kuvvet onları "kendi yollarına dikilen bir engel" haline getirebiliyor?
SEBEBİ BİLGİSİZLİK
Bu ve benzeri soruların cevaplarını araştırdığımız zaman bütün bu mutsuz yaşama biçimlerinde ortak olan temel özelliğin bilgisizlik olduğunu görüyoruz. Bilgisizlik derken lise, üniversite bitirememe ile anlaşılan bilgisizlikten söz etmiyoruz.
Yaşamında mutsuz olan kişilerin çoğu belli bir eğitim ve öğrenim görmüş kişilerdir.
Bu mutsuz kişiler çok şey bilirler, bilebilirler ama nasıl yaşayacaklarını, nasıl mutlu olacaklarını bilmiyorlar. Bize bir defa için verilmiş olan bu hayatın bir anının bile ziyan edilmeyecek kadar kısa olduğunu; bu hayatı hem kendimiz hem de çevremizdekiler için en verimli bir şekilde kullanmamız gerektiğini; başka insanlar ile güzel ilişkiler kurmamız gerektiğini; hayatın tadını çıkara çıkara yaşamak gerektiğini maalesef bilmiyorlar.
EĞER BİLSELERDİ homurdana homurdana, söylene söylene, sızlana sızlana, ona buna kızarak, gücenerek, onu bunu inciterek, kırarak, darıltarak yaşamazlardı.
EĞER BİLSELERDİ gece bir parça uykusuz kaldıkları için güzel bir sabahı kendilerine de başkalarına da zehir etmezlerdi.
EĞER BİLSELERDİ biraz başları ağrıyor diye etrafı kırıp geçirmez, kahvaltı sofrasında bütün şikayetlerini ard arda sıralamazlardı.
EĞER BİLSELERDİ ufak tefek şeyleri kendilerine dert etmez, güzelim hayatı kendileri için de çekilmez hale getirmezlerdi.
Ne yazık ki insanlar bir kaza sonucu ayağını kaybedince yürümenin ne kadar değerli olduğunu anlıyabiliyorlar. Akciğerinde ortaya çıkan bir sorundan sonra nefes almanın ne kadar zevkli olduğunu görebiliyorlar.
Veya diyaliz hastası olduktan sonra işemenin ne kadar zevkli olduğunu görebiliyorlar.
Aslında yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu illa da ciddi bir sağlık sorunu olunca mı kavrayabileceğiz.
Oysa yaşamı görmek ve hissedebilmek hiç de zor değil. Ağacın yeşilini ve denizin maviliğini görebilmek veya kuşların ötüşünü hissedebilmek elbette çok kolay. Gerekli olan tek şey yaşamı sevmeyi istemek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.