İzmir'in simge kulüplerinden Göztepe'nin Onursal Başkanı Mehmet Sepil, Yeni Asır'a verdiği özel röportajda ezeli rakipleri İzmir'in 3. Lig'deki temsilcilerinden Karşıyaka ile ilgili flaş yorumlarda bulundu. Türk futbolunun en köklü rekabetlerinden biri olan Göztepe-Karşıyaka derbisine değinen Sepil, bu derbinin İzmir için yalnızca bir maç değil, bir kültür olduğunu vurgularken son yıllarda oynanan derbilerde oluşan atmosferin hâlâ hafızalarda canlı olduğunu belirtti.

BİR DERBİDEN DAHA FAZLASI
Sepil "En son oynadığımız derbide Göz-Göz Store'da kalem bile kalmadı. Öyle büyük bir heyecan, öyle büyük bir ilgi vardı ki, kulübümüzün mağazasında en ufak ürün dahi tükenmişti. Bu, taraftarın ne kadar kenetlendiğinin, bu maçın İzmir'de nasıl bir tutkuya dönüştüğünün kanıtıdır," ifadelerini kullanırken rekabetin büyüklüğünü vurgulamak adına çarpıcı bir benzetmede de bulundu. Sepil, "Eğer Göztepe ve Karşıyaka bugün aynı şartlarda, aynı ligde, aynı hedeflerle karşı karşıya gelse net söylüyorum, biz bu maçı 100 bin kişiye oynarız. O kadar büyük, o kadar derin bir tutkudur bu. Tribün yetmez, statlar yetmez. Belki başka şehirlerde bu rakamlar abartı gibi gelebilir ama İzmir için değil. Bu derbi, Ege'nin kalbidir." dedi. Sepil, söz konusu derbinin sportif bir karşılaşmadan çok daha fazlası olduğuna dikkat çekerek, "Bu rekabet bir tarihtir, bir hafızadır, bir duruştur. Göztepe ve Karşıyaka bu şehrin iki büyük değeridir. Bu derbi oynandığında sadece futbol değil; esnaftan sokaklara, ailelerden çocuklara kadar herkesin kalbi aynı anda atar" yorumunu yaptı.
"RASMUS GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYOR"
Onursal Başkan Mehmet Sepil, röportajda sarı-kırmızılı kulübün Danimarkalı Başkanı Rasmus Ankersen ile ilgili sorularımızı da içtenlikle yanıtladı ve kendisinin büyük bir özveriyle çalıştığını kaydederek O'nun bakış açısının Göztepe'yi başka bir seviyeye taşıyacağına inandığını kaydetti. Sepil, "Rasmus, Danimarka'da bir köy takımını üst lige taşıdı. Şimdi aynı tutkuyla burada. Gece gündüz çalışıyor. Oyuncuları analiz ediyor, scout ekibini yönetiyor. Göztepe'de bir sistem kuruyoruz ve bu sistem yıllar boyunca meyve verecek. Biz Shakhtar Donetsk'in yıllar önce yaptığı modeli örnek alıyoruz. Atletik, genç, dinamik bir kadro yapısıyla Avrupa'ya açılan bir kulüp olmak istiyoruz." şeklinde konuştu. Transfer politikalarına da değinen Sepil, takımın ihtiyacına göre hareket ettiklerini ve karaktere büyük önem verdiklerini vurguladı. "Tijanic çok iyi bir futbolcuydu ama hocamız ilk teması, fiziksel gücü ve mücadeleyi önemsiyor. Takıma uyum sağlayamayınca yollarımızı ayırdık. Doğan Alemdar transferinde de çok istedik ama kulübü bırakmadı. Sadece oyuncunun istemesi yetmiyor." diyen Mehmet Sepil, Kaptan İsmail Köybaşı'nın takımda çok özel bir yeri olduğunu söyleyerek, "İsmail sadece bir oyuncu değil, bir lider. İngilizcesi, efendiliği, saha içi duruşu... Göztepe ruhunu temsil ediyor" diye konuştu. Son olarak, Göztepe'nin mabedi Gürsel Aksel Stadyumu'yla ilgili de konuşan Sepil, stadın kapasitesini artırmak için çalışmaların sürdüğünü belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda 25 bin bandındayız ama hedefimiz 27-28 bine ulaşmak. Taraftarımızla aramızdaki bağı daha da güçlendirmek istiyoruz. Göztepe taraftarı bu stadı sadece tribün olarak görmüyor; burası bir mabet, bir yaşam alanı, bir tutku merkezi."

