• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

Herkes duysun (2)

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.03.2015, 00:00
Türkiye Spor Yazarları İzmir Şube genel kurulunda, konuşmama fırsat verilmediği için, içimde kalan bir olayı, yazmıştım önceki gün... Madem aile olarak bildiğim derneğimde, aile içi meselelerin, aile meclisinde konuşulmasına izin verilmemişti, ben de üzülerek, duyması gerekenlerle birlikte "herkes duysun..." dedim...

Spor yazarları terk etti
Konu kısaca şuydu; İzmirli spor yazarları olarak bir kahvaltıya davet edildi. Daveti veren kulüp başkanı, bir ara sorduğumuz sorular karşısında sinirlendi ve gözlüğünü masaya fırlatarak "Hasta etmeyin adamı" diye bağırıp, masadan kalktı. Bu tavır karşısında, aralarında benim de bulunduğum spor yazarlarından altısı mekanı terk etti. Beşi bu tavra rağmen orada kaldı. Kalanlar arasında TSYD Başkanı Bahri Okumuş'un da olmasını yadırgamıştım... Daha sonra aynı kulüp başkanı TSYD tarafından Yılın Spor Adamı seçildi... Ödülünün verileceği toplantıya da katılmadı...
Bunları kongrede anlatmak istemiştim, ancak "zamanında söz almadınız" diye reddedilince, sesimizi bu sütunlardan duyurmak istedik...

Kurşunlamak kime yakışır
Arkadaşın biri dün cevap yazmış... Demiş ki; "Meslek yaşamımda ne gazete sütunlarını, ne de gerçek sahibinin okurlar olduğunu düşündüğüm köşemi kişisel konularla işgal etmedim. İnsanları gazete sütunlarından kurşunlamadım..."
Yani dün ilk kez yapmış arkadaş... Eleştirilerimizi "kurşunlamak" olarak görüp, gazetecilerin gazetesinden, karşı ateş açmış... Yazı yazmaşı, bazı şeyleri eleştirmeyi "kurşunlamak" olarak gören arkadaş, cevap verirken kendisini de farkında olmadan "tetikçi" yapmış çıkmış... Hayret...

Hem avukat, hem doktor
18 yıl TSYD başkanlığı yapmış bir kişiden "O şahıs" diye bahsetme nezaketsizliğini gösterirken, beni eski başkanın avukatlığını yapmakla suçlamış... Ama beni avukatlık yapmakla suçlarken, kendisi, kendi davetinde, masaya gözlük fırlatan başkanın "hem doktorluğunu, hem de avukatlığını" yapmış... Arkadaşa göre; Geçmişte yaşadıkları, O kulüp başkanında alerjiye varan bir hassasiyet yaratmış ve o konuda soru dahi sorulmasını istemiyormuş... Biz de ısrarla o konu üzerinde durunca, sayın başkan masadan kalkmış..." Arkadaşa göre gözlük atma diye bir şey ortada yok, "Hasta etmeyin adamı..." cümlesi de... Haa bir de arkadaşa göre, ben o başkanın adını yazmaya korkmuşum... O cevabi yazısında açıklamış... Yani arkadaş, ben o yazıyı yazarken muhatabımın, kulüp başkanı olmadığını anlayamamış. Arkadaş, benim amacımın, sadece bir meslek kuruluşunu yönetenlerin, meslektaşlarına yapılan bir hakarete tavır göstermesi gerektiğini savunmak olduğunu anlamak için "yardıma" almak zorunda.

'Ödülü hak etmiyor' demedim
Bir de; sayın kulüp başkanının "Yılın spor adamı ödülünü" nasıl hak ettiğini yazmış, arkadaş... Bize de "İstersen anket yap, bakalım kim seçilecek" diye çağrı yapmış... Dedim ya, benim ne demek istediğimi anlamamış, ya da anlamak istememiş. Kulübünü dünya standartlarına ulaştıran sayın başkanı, benim de içinde olduğum eski yönetim de aynı ödülü verdi... Ben başkan ödülü hak etmiyor demedim ki... "Gazeteciler, spor yazarları davetli oldukları bir toplantıda hakarete uğramayı hak etmiyor" dedim... "Buna başta meslek kuruluşlarının yöneticilerinin tepki koyması gerek" dedim.

Kendisini de karalamış
Yiğidi öldür, hakkını yeme... Arkadaş bazı doğrulara da yer vermiş yazısında... 18 yıl görevde kalan eski başkana, benim "Yeter bu işi noktalayalım" dediğimi vurgulamış... Evet doğru, eski başkana böyle dedim... Dedim ve bir daha yönetimlerde yer almadım... Şimdi eski başkan için, "Bu işi artık gençlere bırak dediğimiz için bize düşman oldu" diyen arkadaş, 18 yıl görev yapan eski başkandan daha uzun süredir yönetimde görev yapıyor... Gençlerin önünü açma düşüncesi kendisi için geçerli değil... Üstelik bir de çekinmeden, kendisinin de içinde bulunduğu yönetimin, derneği mali yönden bitme noktasına getirdiğini, tesislerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını söylüyor. Arkadaş sen de o yönetimlerdeydin, işler o kadar kötüydü de o zaman neredeydin... Bu kadarına da pes...

Artık istediğini yaz
Ben son sözümü söyledim... Dün TSYD Başkanı Bahri Okumuş ile de mesajlaştık. Anlaşmazlığın dernek için olduğunu, asıl olanın, seçimleri, dernekleri değil insanları kaybetmemek olduğu doğrusunda anlaştık... Bahri Okumuş ile yüz yüze gelip, bu konuları yine tartışır, bazı noktalarda anlaşabiliriz ama; bu arkadaş ile bir daha asla... Şimdi oturup istediğini yazabilir, istediği gerçeği çarpıtabilir, görmezden gelebilir... Cevap da vermeyeceğim... Çünkü ciddiye almıyorum...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA