'En Büyük Destekçim Kızım ve Annem'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Nükhet Hotar, 2003 yılından bu yana Genel Başkan Yardımcılığı görevini aralıksız sürdürerek Türk siyasetinde önemli bir yer edindi. AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana sorumluluk üstlenen ve Türkiye'nin yaşadığı en kritik süreçlere tanıklık eden Hotar, AK Parti hükümetlerinin izlediği politikalarla kadınların her alanda daha etkin bir konuma geldiğini söyledi. Kendisine en büyük desteği kızı Ayşe ve annesi Bedia Hotar'ın verdiğini vurgulayan Nükhet Hotar, "Kızım şuna gönülden inanıyor, bizim davamızdaki başarımız, onun gibi birçok gencin de geleceğinin anahtarıdır" diye konuştu.

Türkiye'de erkeklerin egemen olduğu siyasi bir ortam var. Siyasette kadın olmanın zorlukları nelerdir?

Siyasette kadın ya da erkek olmaktan ziyade öncelikle siyasette olmanın zorluğunu konuşmak gerekir.
Vatan ve millet için hizmet yolunda bir dava peşinde koşmaya başlıyorsunuz. Sonra yolunuza engeller, zorluklar ve anlaşmazlıklar çıkıyor. Ama her ne olursa olsun kararlı ve inançlı bir şekilde inanmışlıklarınızı kitlelere ulaştırmaya çalışıyorsunuz. Bu durum zaten başlı başına çok boyutlu zorluklar içerirken elbette kadın olarak bu yolda ilerlemek daha da güçleşiyor. Ancak bugün kendimi bir kadın olarak çok şanslı hissediyorum. Çünkü çok doğru bir yolda, çok doğru bir liderin izinde siyaset yapabiliyorum. AK Parti kadın erkek farklılığının en az yaşandığı, hissedildiği bir parti olarak 14 yıldır iktidarda hızla ilerliyor. Bu partinin bir kadın neferi olmak da şahsım adına onur ve gurur verici. Partimiz sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi ve ailede mutluluğun sağlanması için kadın sorunlarının giderilmesine önem veriyor. Kadınları ayrıştıran, kadınları istedikleri kalıplara sokmaya çalışan sığ bakış açısına, partimizde yapılan siyaset ile yeni bir boyut kazandırdığımıza inanıyorum. Bu boyut, kadına ne yapması gerektiğini söylemek yerine, yapmak istediklerini toplumsal değerlerimiz çerçevesinde yeni nesillere aktarmalarına imkan tanımakla mümkün kılıyor. Dolayısıyla biz kadınlar ülkemizin ihtiyaç duyduğu ölçüde çocuklarımıza da bakıyoruz, işimizde de çalışıyoruz, okulumuzda okuyoruz ve gönüllü olarak partimize 24 saat hizmet etmekte sınır tanımıyoruz.

"Kadınlara yeni fırsatlar doğdu"

Türkiye'nin en başarılı kadınlarından biri olarak kadınlara başarılı olmaları için ne gibi tüyolar verirsiniz?

Bilindiği üzere son yıllarda kadın hakları ve kadının toplumdaki yeri konusunda çalışmalar ülkemizde hızla ilerliyor. Kadınların siyasi, ekonomik ve toplumsal hayata aktif olarak katılımları gün geçtikçe artıyor. AK Parti hükümetleriyle değişim göstermeye başlayan kadın politikaları, başta kadına yönelik şiddet konusu olmak üzere, kadın istihdamının önündeki engellerin kaldırılması, çalışan annelere yarı zamanlı, tam ücretli çalışma hakkının tanınması, kadın girişimcilere sağlanan teşvikler gibi birçok kazanımlar ile kadının toplumdaki rolünü önemli ölçüde değiştirmiş ve iyileştirmiştir.
Aslında tüyo yerine, fırsatlardan konuşmak gerektiğini düşünüyorum. Kadınlarımızın kendilerine toplumsal, sosyal ve kültürel fırsatların tanınması halinde erkeklerin yapabileceği işler olarak bir ayrım yapmadan başına geçtikleri her işin üstesinden geleceklerine gönülden inanıyorum.
Toplumsal adalet dediğimiz kavram ile vurgulamak istediğim, bu tür meslek ayrımcılıklarının fırsat eşitsizliğinden kaynaklandığını düşünüyorum.

"Bayrağı en iyi şekilde taşıyoruz"

Siyaset ile özel hayatınız arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Bu konuda söylenebilecek tek şey, siyasi dava ve kaygımız hayatımızdaki her şeyden daha önceliklidir.
Bu davaya koyulmaya karar verdiğim gün, özel ya da tüzel hayat kaygısı gütmeden bize verilen bayrağı en iyi şekilde nasıl taşıyıp daha geniş kitlelerle nasıl paylaşabiliriz diye kendimize bir yol belirledik. Tabii ki, özel hayatımızda var olan sevdiklerimizin geleceği, huzuru ve inancı da bu yolu tetikleyen ve yılmadan çalışmaya devam etmemizi sağlayan en önemli itici güç olarak var olmaktadır. Biz ne kadar vatana ve millete hizmet yolunda başarı elde edersek, nesillerimizin geleceği ve bekası da bu orantıda güçlenecektir.
Dolayısıyla siyasette var olan bireylerin özel hayatları da doğal olarak siyasi kaygılarıyla birlikte şekillenmektedir. Ben değil biz bilinci de zaten bizim davamızda bu gerçeklikten kaynaklanmaktadır.

Bu denli yoğun bir tempoda çocuğunuz kendisine vakit ayıramadığınız için serzenişte bulunuyor mu?

Anne olmak bir kadının bütün diğer ünvanlarından elbette daha önce gelmektedir. Ben bu dengeyi, yaşadığım her zorluğu, her güzelliği ve her başarıyı kızımla birlikte yaşayarak öğrenme ilkesini benimsedim. Bu sebeple, kızım ve ailemin diğer bireylerinden hiçbir zaman bu şekilde bir serzenişle karşılaşmadım. Allah'a çok şükür ki bana her zaman en büyük desteği ve yardımı onlar veriyor. En büyük destekçim kızım ve annem.
Kızım şuna gönülden inanıyor, bizim davamızda başarımız onun gibi birçok gencin de geleceğinin anahtarıdır.

Boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Hobileriniz neler?

Ne akademik kariyerim ne de siyasi kariyerimde boş vakit gibi bir kavramla tanışamadım. Benim için vakit, her zaman üzerime aldığım bütün sorumlulukların zamanında ve layıkıyla tamamlanması için işleyen bir süreçtir. Hal böyleyken işimiz her zaman vaktimizden bol olmaya devam etmektedir.

"Bir tek hain kalmayana dek mücadele edeceğiz"

Türkiye 15 Temmuz'da çok büyük bir badire atlattı. 15 Temmuz ve sonrasında yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye Cumhuriyeti, tarihindeki en hain ve en alçak saldırıyı 15 Temmuz gecesi yaşadı. Bu gece tarih sayfalarına yüce Türk milleti için en büyük şeref ve onur gecesi olarak yazılırken, bu geceye zemin hazırlayan, destekleyen ve emir verenler içinse, tarihin en büyük yüz karası olarak yazılacaktır.

Hainler cezalarını bulacaklar

Bu milletin inanmışlıklarını yok ederek sahte başarı elde etmeyi hayal edenlerin ne kadar aciz ve zavallı oldukları bir kez daha ispatlanmıştır.
Tek millet, tek devlet, tek vatan ve tek bayrak olma geleneğimiz geçmişten bugüne kadar süren ve değişmeyecek olan ilkemizdir.
Bunu gözardı etme gafletinde bulunanlar, şimdi bunun bedelini ağır ödeyecekler. Rabbim, bir daha bu millete böyle bir gece yaşatmasın.
Milletin Meclisi'ni bombalamak, sivil vatandaşlarımıza silah çekmek, birçok masum vatanperverin şehadetine sebep olmak elbette ki cezasız kalmayacak. Tek bir hain kalmayıncaya kadar bütün özel ve resmi kurumlarımız gözetim altına alınmaktadır. Belirlenen hainler ve bunları besleyen kişiler yüce devletimizin adaletine teslim edilecektir. Bütün milletimizle birlikte AK Parti olarak o geceyi ve vatanı uğruna ailesini, işini, geleceğini bir an bile aklına getirmeden canını ortaya koyan aziz şehitlerimizi aklımızdan çıkarmadan yolumuza devam edeceğiz.
Bu vesiyleyle şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.

EMİRHAN ERGEN