SUİKAST TİMİ TANIDIK ÇIKTI

FETÖ'nün darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a suikast düzenleyen ekibin, aynı zamanda Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopterin düştükten sonra parçalarını söken ekip olduğu ortaya çıktı. İki ekibin aynı çıkması hain yapının geçmişten bugüne karanlık faaliyetlerini deşifre etti. FETÖ'nün darbe girişiminde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran darbeci askerlerin arasında yer alan İstanbul 4. Kara Havacılık Alayında görevli Kara Havacı Yarbay Davut Uçum ile Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak'ın aynı zamanda Muhsin Yazıcıoğlu davasında da şüpheli olduğu belirlendi. İki şüphelinin, Yazıcıoğlu'nun düşen helikopterdeki radar altimetresini söktükleri öne sürüldü.

Haklarında dava açıldı

25 Mart 2009'da Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit ilçesinden 14.43'de kalkan helikopter içinde BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, BBP'li Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İHA Muhabiri İsmail Güneş ve pilot Kaya İstektepe'yi taşıyordu. Helikopter 15.03'te Keş Dağları'nın eteklerine düştü. Kazadan kurtulan olmadı. O günlerde olaydan 4 dakika önce jetlerin Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını taşıyan helikopterin tepesinde dolaştığı iddiası da tartışma konusu olmuştu. Olaydan bir süre sonra Yazıcıoğlu'nun helikopterindeki bazı parçaların söküldüğü yönünde dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gelen bir ihbar üzerine, bu görüntüler ele geçti. Görüntüler üzerine başlatılan soruşturmada, kazayla ilgili arama çalışmasında sonrasında ise helikopterle ilgili teknik inceleme ekibinde yer alan Yarbay Davut Uçum ile Aviyonik Teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak hakkında dava açıldı.

FETÖ'den tutuklandılar

Aynı ekip bu kez 15 Temmuz gecesi ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Marmaris'te suikast girişiminde bulunanlar arasında yer alan Uçum ve Öszıcak, tutuklanarak cezaevine kondu. TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, "Merhum Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin parçalarını sökenlerle Erdoğan'ın otelini basanlar aynı adamlar. Aydın Özsıcak ve o ekip aynısı. Özsıcak'ı o dönem serbest bırakanlar, bugün FETÖ'den tutuklu. O uçakları kullanan, helikopterin üzerinden geçen F-16 kullananlar da içeride, tutuklular" dedi. BBP'nin Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin, hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan dava açılan dönemin İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli emniyet amiri Dursun Özmen de FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.

ECEVİT FAKTÖRÜ UNUTULMASIN'

FETÖ elebaşı Gülen ile 1999'da ABD'ye gidenlerin listesini istediklerini anlatan Özdağ, "Vatikan'dan Gülen mi randevu aldı. Son görüşmesi Bülent Ecevit ile, onunla görüşüp gitmişti. CHP'liler Ecevit'in, Kasım Gülek'in rolünü unutmasınlar. 17-25 Aralık'tan bir hafta önce Kemal Kılıçdaroğlu ABD'ye gidiyor. ABD ziyaretini açıklaması lazım" dedi.

'MİT'E DARBEYİ BİR ER SÖYLEDİ'

Komisyon olarak TBMM Başkanlığına sunulacak raporun yazımına başlandığını söyleyen Özdağ, hain girişimle ilgili bazı bilgiler de edindiklerini belirtti. O geceyi anlatan Özdağ, "Darbe ile ilgili önceden bir binbaşı ile bir er tarafından MİT'e bilgi veriliyor. Darbe diye bildirmiyorlar. MİT Müsteşarına operasyon yapılacak diye bildiriyorlar. Önce binbaşı gidiyor 15.00-16.00 sıralarında, daha sonra er. Er, bir şeyler duyuyor içeride, onların görüşmelerini, hareketliliğini. Bir darbe olacağını tahmin etmiyor, MİT Müsteşarı derdest edilecek ve siyasi iktidara karşı bir operasyon yapılacağını tahmin ederek gidiyor. Er ve binbaşı da korunmak adıyla, tedbirli olarak şu anda hapiste. Bu yapı, gece 03.00 civarında yapsaydı başarılı olma ihtimali vardı. Burada başarılı olsalardı rejim değişecekti. Türkiye iç savaşa sürüklenecekti. 100 yıllık birikimimizi, 100 yıllık hayalimizi çalacaklardı" dedi.

'SÖZDE HALİFE GİBİ GELECEKTİ'

FETÖ elebaşı Gülen'in Türkiye'ye sözde halife gibi geleceğini dile getiren Özdağ, "ABD'den Türkiye'ye bir uçak kalkacaktı. Bu uçakta Gülen olacaktı. İstanbul'a uçak inecekti. Gelirken de bir kaftan olacaktı üzerinde, Yavuz Sultan Selim hanın kaftanını çaldırmak istedi. Yavuz'un kaftanıyla gelip 'Ben Halife-i ruy-i zemin'im' (yeryüzünün halifesi) diyecekti. Allah müsaade etmedi. Son dakikada (kaftanı çalmak isteyen kişi) yakalandı. Bu kaftanı 350 bin liraya tamir ettirdik. Yavuz Sultan Selim'in mezarının üzerine koydurduk" dedi.