FETÖ, MAK’a yerleşip kendi timini kurmuş

İzmir'de FETÖ soruşturmasında örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gözde birimi Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Timi'ne 2007'de sızdığını ortaya çıkardı. M.Y'nin ifadesinde "Son yıllarda MAK Timi'nde yaşanan silahlanma yarışını bir türlü anlayamamıştık" derken MAK Timinde görevli E.E. ise, FETÖ'nun darbe girişiminde etkin rol oynayan MAK Timlerine 2007 yılında yerleşmeye başladığını söyledi. FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Konya'da yürütülen darbe soruşturması kapsamında tutuklanan Havacı Yarbay Mehmet Beşir Kanat ve 125'inci Filo Eğitim Subayı Binbaşı Nihat Kafes ile ilgili dosya İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek FETÖ davasıyla birleştirildi.

ÖZEL KUVVETLER'DE BİLE YOKTU

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ soruşturmaları kapsamında bilgi sahibi sıfatıyla ifade veren Havacı Yüzbaşı M.Y, MAK Timinde yaşanan silahlanmaya dikkat çekerek, "MAK'çıların silahlarının bir kısmı özel kuvvetlerde dahi yoktu. Son yıllarda MAK Timi'ne çok fazla silah alındı. Bu silahlar son teknoloji ve çok pahalıydı. Biz kendi kendimize MAK timinin neden bu kadar fazla silahlandığını soruyorduk. Kendi aramızda alınan bu silahların PKK'ya karşı niçin kullanılmadığını sorguluyorduk" dedi. E.E ise FETÖ'cülerin 2007'den itibaren MAK Timi'ne yoğunlaşmaya başladığını söyleyerek, "Arama kurtarma camiası içerisindeki FETÖ militanları 2007'den sonra organize olmaya başladı. 2014-2016 yılları arasında bu yapı zirve yapmış, güvenerek istedikleri her türlü teşkilatlanmayı futürsuzca gerçekleştirmiştir" dedi. E.E, ifadesinde, "MAK'ın başına Hasan Güngör getirildi. Tüm arama kurtarmalar kapatılarak İzmir ve Konya'da birleştirildi. Bu projeyi imzalayacak tek adam olan Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün görev süresi bitmeden projeyi yetiştirdiler. Militanları ve tüm teçhizatları aynı çatıda toplayarak organize bir şekilde ordu içinde kendi ordularını kurdular. Bu süreçteki ihaleler ve alım yapılan firmalar araştırılmalı" dedi.

TEHDİT VE BASKI KURDULAR

Birleşme sonrası FETÖ'cülerin sahte raporlar hazırladıklarını ve projeye karşı olanların tehdit edildiğini belirten E.E, "Sahte raporlarla üst kademeyi kandırdılar, doğruları söyleyenleri işlerini aksatmakla ve yavaşlatmakla suçlayıp TSK'dan ihraçla tehdit ettiler. Buna örnek olarak Çiğli 2'nci Ana Jet Üs KOmutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk 'İşini yavaşlatanı bildirin. Nizamiyenin önüne koyayım' derken Binbaşı Nihat Kafes de kıdemli Başçavuş Ahmet Berktaş'a 'Birleşmeyi bozamayacaksın. Engel olamayacaksın' demişti" dedi.

FETÖ'NÜN 5 AŞAMALI KİRLİ ALGI OPERASYONU

Jandarma Genel Komutanlığı'nın Meclis FETÖ Komisyonu'na gönderdiği rapor, örgütün algı operasyonlarını nasıl yürüttüğünü de gözler önüne serdi. FETÖ'nün 5 aşamadan oluşan algı operasyonunda hedefteki kişi veya kurum önce itibarsızlaştırılıyor ardından o kişi veya kurum hakkında sosyal medya aracılığıyla düzmece bilgi ve 'belge' yayınlayarak kafa karışıklığı yaratılıyor. Meclis 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimini Araştıran Komisyon'a Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gönderilen rapor, örgütün devlet kurumlarını ele geçirmek için yürüttüğü algı operasyonu ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Algı operasyonlarının atama, sicil ve terfi dönemlerinde arttığı belirtildi. 5 aşamalı yürütülen algı operasyonlarında birinci aşamada itibarsızlaştırılması hedeflenen kişiler ve karar makamını etkileyecek kişilerin belirlendiği ifade edildi. İkinci aşamada itibarsızlaştırılması istenen kişi ve kurum hakkında bilgi toplandığı üçüncü aşamada ise kişi ve kurumların uygulanacak algı operasyonuna hazır hale getirildiği ifade edildi.

OPERASYONUN MUHİMMAT YALANI
Dördüncü aşama iknaya hazır hale kişi ve kurumların sosyal medya aracılığıyla yalan bilgi bombardımanına tutulduğu kaydedilen raporda, "Örgütün algı operasyonunun temeli 'Bir şeyin gerçek olması önemli değildir. Gerçek olarak algılanması önemlidir' ifadesine dayanmaktadır. Yani algı operasyonlarını mühimmatı yalandır. Özelikle uygulanan teknik, gerçek birçok bilgi ve belgenin yanında sosyal ortamda hazırlanan düzmece bilgi ve belgeler ile ikna faaliyetleri bulunmaktadır" ifadelerine yer verildi. Raporda son aşamada ise iç ve dış araçlarla gündeme hakim olunduğu, kafa karışıklığı yaratıldığı, kurumu sürekli bölen, ayrıştıran mesajlar yayınlandığı, yöneticilerin ve kurumun iradesini sakatlayarak onu işlevsiz bırakan bir korku yaratıldığı, onları korkunun mağduru veya esiri yaptıkları belirtildi.

EMİRHAN ERGEN