Katiline 6 ay bakmış

HAKAN KILIÇ "27" (İNTİHAR ETTİ)
Acılar içinde dört yıl
Her şey, dört yıl önce Kayseri yakınlarında meydana gelen bir trafik kazasıyla başladı. İzmirli eczacı Hakan Kılıç'ın kullandığı otomobil şarampole yuvarlandı. Kazada annesi Muazzez Kılıç hayatını kaybetti, Hakan Kılıç ise ağır yaralandı. Aylarca yoğun bakımda kalan Hakan Kılıç, gözlerini yaşama açtığında başucunda Şirinyer'deki eczanesinde kalfa olarak çalışan, aynı zamanda kendisiyle aynı yaştaki yakın arkadaşı Hüseyin Tiryaki'nin annesi Aysel Aslan vardı.
Yani, Aysel teyzesi. Aysel Aslan, Hakan Kılıç'a aylarca evladı gibi baktı, onun yaşama tutunmasını sağladı.
Bu süreçte Hakan Kılıç'ın babası emekli öğretmen Murtaza Kılıç ile Aysel Aslan ve ailesi birbirlerini tanıdı, evlerine gelip gitmeye başladı. Hakan Kılıç büyük bir hızla sağlığına kavuşurken, bir öğretmen ile evlendi ve çocukları oldu.
Her şey yoluna girmiş gibiydi... Hakan Kılıç'ın annesiyle ilgili gördüğü halüsinasyonlar dışında... Kılıç, kaza nedeniyle içten içe kendisini suçluyor, annesinin ölümüne neden olduğunu düşündüğü için vicdan azabından kurtulamıyordu.
Ama yakınları, "Buna da şükür" diyordu.
Hayatta olduğu için şükrediyorlardı, evlendiği için şükrediyorlardı, en çok da bir kız bebeği olduğu için şükrediyorlardı. Çok sevdikleri Hakan'ı hayata, o bebeğin bağlayacağına inanıyorlardı.
HÜSEYİN TİRYAKİ "27" (ÖLDÜRÜLDÜ)
Şanssızlık peşini bırakmadı
Hakan Kılıç'ın kalfası, yakın arkadaşı, "Aysel teyzesi"nin oğlu Hüseyin Tiryaki, Buca'da bir telefoncu dükkanı açmak istediğini dile getirir olmuştu.
Yalnız bir sorun vardı: Hüseyin Tiryaki'nin parası yoktu. İşleri gayet iyi olan eczacı Hakan Kılıç, "Ben gereken yardımı yaparım, sen dükkanı aç. Kazanır borcunu ödersin" dedi.
Ve Hüseyin Tiryaki, Buca'da o çok istediği dükkanı borç-harç içinde açtı.
İşleri bir iyi, bir kötü gidiyor, çok sıkıştığında sırdaşı Hakan Kılıç'dan, üvey babası Mehmet Aslan'dan destek alıyor, işlerini yürütüyordu. Ama bir yıl önce üvey babası Mehmet Aslan, bir akşam eve gelmedi. Gece boyu ulaşmaya çalıştıkları Mehmet Aslan'ın cesedi, sabah gün ağarınca Konak İskelesi yakınlarında denizden çıktı. Polis, suya atılıp öldürüldü mü, intihar mı etti, yoksa dengesini kaybedip denize mi düştü hiçbir zaman belirleyemedi. Mehmet Tiryaki'nin ilk eşinden boşanan annesi, eczacı Hakan Kılıç'ın "Aysel" teyzesi, "Behiye" ve "Emre Can" adındaki çocuklarının babası Mehmet Aslan'ın ölümünün acısıyla baş başa kaldı.
AYSEL ASLAN "47" (ÖLDÜRÜLDÜ)
Çemberin merkezindeki kadın
Henüz çok gençken Cuma Tiryaki ile tanışan Aysel Aslan'ın, bu evliliğinden Hüseyin Tiryaki adından bir oğlu oldu. Ancak evlilik yürümedi, çift boşandı.
Aysel Aslan yanına aldığı oğluyla İzmir'de yaşamaya devam ederken, Cuma Tiryaki İstanbul'a taşındı, hayatını orada sürdürmeye başladı. Aysel Aslan daha sonra Mehmet Aslan'la tanıştı.
Çift, kısa süre sonra evlenerek bir yuva kurdu ve "Behiye" ile "Emre Can" adını verdikleri iki çocukları oldu.
Aile bir arada mutlu bir hayat sürerken, bir yıl önce Mehmet Aslan'ın cesedi denizde bulundu. Aysel Aslan'ın yardımına koşan ilk kişiler, aile dostları ve Şirinyer'deki komşuları Kılıç ailesi oldu. Eczacı Hakan Kılıç ile babası Murtaza Kılıç, hem maddi hem manevi olarak Aslan ailesine kol-kanat gerdi.
İşte bu süreçte, ikisi de eşlerini feci şekilde kaybeden Aysel Aslan ile Murtaza Kılıç arasında duygusal bir yakınlık başladı. Birbirlerini sürekli arayıp soran, sık sık buluşan Aysel ve Murtaza, aşk yaşamaya başladı. Ama bu durum ayyuka çıkıp bir de ikili evlenmeye karar verdiklerini açıklayınca, annesinin hatıralarını aklından bir türlü çıkaramayan eczacı Hakan Kılıç, ilişkiye sert tepki gösterdi. Bu yüzden babasıyla sık sık tartışmaya başlayan Hakan Kılıç, Aysel teyzesiyle ilişkisini bitirmesini istiyordu. Üstelik bugüne kadar Hüseyin Tiryaki'ye binlerce lira borç vermiş, ancak geriye tek kuruş alamamıştı.
Evlilik kararının ardından babasının bir bankadan 40 bin lira daha kredi çekip Hüseyin Tiryaki'ye verdiğini öğrenince, tüm bunlara bir son vermesi gerektiğini düşündü. Aklına başka bir çıkar yol gelmiyordu. Bu ilişkiye karşı çıkan biri daha vardı: Behiye Aslan...
BEHİYE ASLAN "20" (ÖLDÜRÜLDÜ)
Suçu evde olmaktı
Mehmet Aslan-Aysel Aslan çiftinin ilk çocuğu Behiye Aslan, mutlu bir çocuk, başarılı bir öğrenciydi. Geride bıraktığı fotoğraflarda hep güleryüzüyle dikkat çeken Behiye Aslan, babasının şüpheli ölümünün ardından annesiyle Murteza amcası arasında başlayan ilişkiyi onaylamadığını dile getirirken, annesinden "Sen karışma" yanıtını alınca, içine kapandı. Aynı evde yaşadığı üvey ağabeyi Hüseyin Tiryaki ile evin en genç üyesi üç aylık hamile yengesi Fadime Tiryaki de ona "Sen okulunu bitir, iş bul, kendi hayatını kur" diyordu. O da öyle yapmak istiyordu zaten. Manisa Celal Bayar Üniversitesi öğrencisi Behiye Aslan, okulunu bitirip kendi ayakları üzerinde durabileceği güzel bir hayatın hayalini kuruyordu.
FADİME TİRYAKİ "23" (ÖLDÜRÜLDÜ)
Bir değil, iki cinayet
Telefoncu Hüseyin Tiryaki ile tanıştıktan sonra aşık olan ve ailesinin karşı çıkmasına rağmen sevdiğine kaçan Fadime Tiryaki, altı ay sonra doğacak bebeğinin hayallerini kurarken, hiç anlamadığı bir cinayette hem hayatını hem de karnındaki bebeğini kaybetti. Dört ay önce Hüseyin Tiryaki'ye kaçan, aileler ikna edilince üç ay önce telli-duvaklı gelin olan Fadime Tiryaki, hayatının baharında, belki de hiç anlam veremediği bir konu yüzünden ortaya çıkan vahşete kurban gitti.
17 OCAK 2017: KARA SALI
Sabah gelen bir ihbar üzerine Buca Kaynaklar'a giden polis, dövülüp başından tabancayla vurulan bir erkeğe ait ceset buldu. İlk değerlendirme, maktulün bir başka yerde öldürüldüğü, daha sonra Kaynaklar'da yol kenarına atıldığı şeklindeydi. Cesedin kimliğini belirlemek için araştırma başlatıldı. Bu sırada polise ikinci ihbar geldi. Buca'dan bir esnaf, işyeri komşuları telefoncu Hüseyin Tiryaki'nin işyerini açmadığını, kendisine telefonla da ulaşamadıklarını bildirdi.
Polis, Kaynaklar'daki cesedin bu esnafa ait olabileceğini düşünüp teşhis için esnafı Kaynaklar'a götürdü. Ceset, Hüseyin Tiryaki'ye aitti.
Bir ekip, Tiryaki'nin öldürüldüğünü haber vermek için Menderes Caddesi 371 Numara'daki adrese gittiğinde, kapıyı kimse açmadı. Hüseyin Tiryaki'nin yakınlarına telefonla da ulaşılamadı. Bunun üzerine çağrılan çilingirin açtığı eve giren ekipler, trajediyle karşılaştı. Hüseyin Tiryaki'nin annesi Aysel Aslan, üvey kızkardeşi Behiye Aslan ve 3 aylık hamile eşi Fadime Tiryaki, bıçaklanarak katledilmişti.
Katliam akıllara, ya bir kan davasını ya namus cinayetini ya da mafya hesaplaşmasını getiriyordu.
Beyaz arabanın sırrı
Savcının incelemesinin ardından cesetler morga kaldırılırken, ekipler, çevredeki güvenlik kamerası kayıtlarına yöneldi. Ailenin komşuları, yakınları, bilgi sahibi olabilecek kişiler sorguya alınırken, ilk etapta işe yarar bir bilgiye ulaşılamadı.
Bu sırada dedektifler, kamera kayıtlarında dikkat çeken bir ayrıntı yakaladı.
Aslında bu, katile dair ellerindeki tek bilgiydi.
Erkek olduğu belli olan bir kişi, ailenin yaşadığı apartmana giriyor, bir süre sonra da apartmandan çıkıp sokakta kayboluyordu.
İşin kötü tarafı, şüphelinin girdiği sokakta kamera yoktu ve hava yağmurlu olduğu için elinde şemsiye bulunan kişinin yüzü görülmüyordu. Dedektifler, şüphelinin girdiği sokaktan beyaz renkli bir Fiorino'nun çıktığını belirledi ve plakasını tespit edip aracın sahibine ulaştı.
Buradan da aracı o gün kullananın Hakan Kılıç olduğuna ulaşıldı.
Aynı tabancayla intihar etti
Dedektifler, cinayetin işlendiği dakikalarda apartmana giren kişiye ulaştıklarını düşünerek eczacının adresini tespit edip Karabağlar'daki eve gitti. Kapı çalındı, ancak kimse açmadı. Bir kez daha çilingirle eve giren dedektifler, içeride Hakan Kılıç'ın cesediyle karşılaştı.
Hüseyin Tiryaki'yi öldürdüğü tabancayı başına dayamış ve tetiği çekmişti. Hakan Kılıç'ın otomobilinde yapılan aramada, koltuğun altında üzerinde hala kanlar bulunan ekmek bıçağı çıktı.
Cinayetlerin planlı işlendiğini düşünen polis, gerekçe olarak katilin Buca'daki eve otomobiliyle değil, arkadaşından aldığı Fiorino ile gitmesini gösterirken, asıl amacının Hüseyin Tiryaki ile annesi Aysel Aslan ve babası Murtaza Kılıç'ı öldürmek olduğunu düşünüyor. Behiye Aslan ve Fadime Tiryaki'yi ise arkasında herhangi bir tanık bırakmak istemediği için öldürdüğüne inanıyorlar.
MEHMET AKYAR - HABER ÖTESİ