‘AHMET’İ YOK ETTİM’

İzmir’de liseli Ahmet’in üvey babası Müştak Mozzak tarafından öldürülmesi olayında kan donduran detaylar ortaya çıktı. Cani üvey babanın cinayet planını anne Elif Mozzak ile birlikte yaptığı ortaya çıkarken, ayrıca bir sapık olduğu iddia edildi. Müştak-Elif Mozzak çifti tutuklanırken, olayda cinsel istismar olup olmadığı ise araştırılıyor

Henüz 15 yaşında bir genç. Derslerinde çok başarılı. Arkadaşları ve öğretmenleri tarafından çok seviliyor. Annesinin gözbebeği.
O kadar çok seviyor ki anne oğlunu, evlilik fikri aklında yokken, kendisiyle evlenmek isteyen 10 yaş genç birinin teklifini, sırf oğlu çok istiyor diye kabul ediyor. Bir genç düşünün ki, çok sevdiği annesini yine çok sevdiği öğretmeninin evlilik teklifini kabul etsin diye ikna ediyor. Ve bir genç düşünün ki, çok sevdiği öğretmenini "babası" olarak görüyor, "baba" hasretini onunla gidermeye çalışıyor. Ve bir adam düşünün, kendisini bu kadar seven bir genci kahpece arkasından yaklaşarak sopayla başına vurup bayıltan, ardından içini taşlarla doldurduğu çuvala koyup diri diri bir kuyunun içine atan.

DEDESİNE GİTMİŞTİ

12 Şubat Pazar günü Karşıyaka Atakent Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi Ahmet Coşkun, Bolu'dan gelen teyzesi Esma Koç'u görmek için dedesi Ahmet Koç'un Esatpaşa Mahallesi'ndeki evine gitti. Bir süre sonra dedesine, evde unuttuğu USB belleği almaya gideceğini söyleyerek yanlarından ayrıldı. Bu, Ahmet'i son görüşleri oldu. Dedesi, teyzesi, annesi ve "üvey babası", gidebileceği her yere baktı, çevrede Ahmet'i aradı, ama bulamadılar. Ertesi gün de polise "kayıp" başvurusunda bulundular. Polis, gencin cep telefonundan sinyal aldı. Sinyal, pazar günü, yani Ahmet'in kaybolmasından tam bir hafta sonra Manisa'nın Yunusemre ilçesine bağlı artık mahalle olan Recepli Köyü yakınlarından geldi. Ahmet'in cansız bedeni, köyün yakınlarındaki su kuyusunda bulundu. İkinci çocuğuna "yeni kocası"ndan 4.5 aylık hamile Elif Mozzak, oğlunun öldürülmüş olabileceğine inanamıyordu. Kocası Müştak Mozzak, bir haftadır olduğu gibi kendisine sarılıyor, teselli etmeye çalışıyor, o da gözyaşlarını tutamıyordu.

ÖNCEDEN PLANLADI

Polis, bir noktada Müştak'ın tavırlarından şüphelendi. Bir odaya alınan Müştak, iki polis tarafından sıkıştırılınca, çözülmeye başladı. Kuran kursundan öğrencisi olan Ahmet'in annesini tanıyordu ve ona aşık olmuştu. Ancak kadın, evlilik teklifini kabul etmiyordu. Bunun üzerine o da Ahmet'e yöneldi ve annesini ikna etmesini sağladı. Anne de çok sevdiği oğlunu kırmadı, kendisinden 10 yaş küçük olan 26 yaşındaki Müştak'a "evet" dedi. Evlendikten kısa süre sonra Müştak, "baba" olacağını öğrendi. Ama küçük bir sorun vardı; Müştak, karısı Elif'i oğlundan kıskanmaya başlamıştı. Ahmet'i, mutluluğunu çalan bir hırsız olarak görüyordu Çalıştığı yurttaki aşçı arkadaşının da yardımıyla sinsi planını yaptı. Ahmet'ten kurtulacaktı. Nalburdan keten çuval ve bir sopa satın aldı. Doğayı, kırları çok seven Ahmet'e kaybolduğu o pazar günü, "Haydi birlikte piknik yapalım. Recepli'de baş başa bir gün geçirelim" dedi. Ahmet, dedesini, teyzesini unutmuştu bile. Babasıyla yapacağı pikniğin ardından akşam bir ara uğrardı nasıl olsa. Birlikte otomobile atladıkları gibi ver elini Recepli...

ARKADAN SALDIRDI

Recepli, Yunt dağlarının zirvesinde, kışları soğuk, tam İzmir-Manisa sınırında fakir insanların yaşadığı bir yörük köyü. "Dualı" olduğuna inananı çok. Bir de "alim"i, "eren"i var. Bu köyün yakınında bir de kuyu var. Müştak'ın çocukluğundan bildiği içi yarıya kadar su dolu; derin bir kuyu. Müştak ile Ahmet, işte bu kuyunun kıyısında birlikte piknik yaptı. Ama sinsi Müştak, Ahmet'in arkasını kolluyordu. fırsatı buldu, elindeki sopayla bayıltıncaya kadar vurdu... Sonra çuvalı açtı, içine bir kaç büyük taş koydu ki dibe batsın. Sonra da diri diri Ahmet'i attı kuyunun içine. Sonra geldiği yoldan döndü Menemen'deki evine.

İŞTE GERÇEKLER

Buraya kadar yazılanlar, gazetelerde, internet sitelerinde iki gündür okuduğumuz olaylar. Bir de şu ana kadar yazılmayan gerçekler var. Buyrun...
Müştak, hava karardıktan sonra evine döndü. Karısı Elif'e, "Oğlanı kaybettim. Sen kimseye sakın bir şey söyleme" dedi. Bir gün sonra polise kayıp başvurusunda bulundular. Müştak, ailenin diğer bireyleriyle birlikte Ahmet'i arama çalışmalarına katıldı. Ceset bulununcaya kadar geçen sürede Elif'i hiç yalnız bırakmadı. O kadar sıkı markaja aldı ki, kadının cep telefonuna bile el koydu. Kendi telefonundaki tüm mesajları sildi. Geçen cuma günü ise "kayıp" olan Ahmet'in telefonuna "Canım oğlum bu cuma bana mesaj atmadın, seni çok özledim nasılsın" diye yalandan bir mesaj gönderdi.

SORGUDA ÇÖZÜLDÜ

Oysa polis, Müştak'ın cep telefonunu çoktan izlemeye almıştı bile. Çalıştığı Menemen'deki Çınar Öğrenci Yurdu'nun aşçısı 44 yaşındaki Yunus Kızılırmak ile çok sık konuştuğunu ve mesajlaştığını belirleyen Menemen Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Kızılırmak'ı da yakın takibe aldı. Ekipler, bir yandan da Ahmet'in cesedine ulaşmaya çalışıyordu. Müştak ile Yunus'un arasındaki konuşmalardan cesedin yerini belirlediler ve Manisa jandarmasına bilgi verildi. Pazar günü akşam saatlerinde de ekipler Ahmet'in cenazesini kuyudan çıkardı. Akşam saatlerinde önce Müştak, ardından Yunus, gözaltına alındı. Sorguda Müştak Ahmet'i öldürdüğünü itiraf etti. Yunus'tan çocuğu nasıl ortadan kaldıracağı konusunda akıl sorduğunu söyledi. Yunus da öldürüp kör bir kuyuya atması halinde cesede kimsenin ulaşamayacağını söylemişti.

TACİZCİ BİR SAPIK MI?

Müştak ile Yunus, gece boyu süren sorgunun ardından savcılığa sevk edildi. Savcı, Müştak'a bir kez daha sorunca, bir başka dehşet verici gerçek daha ortaya çıktı. Müştak, Ahmet'i öldürme planını anne Elif ile birlikte yaptıklarını söyledi. Ahmet'i evliliklerinde bir sorun olarak görüyorlardı.
İzmir'de yatılı okuyan Ahmet, nasıl yapıyorsa, huzurlarını kaçırıyordu. Hem ikilinin bir bebeği dünyaya gelecekti. O bebek, gerçek mutluluk kaynakları olacaktı. Bu ailenin Ahmet'in varlığına katlanmasına gerek yoktu. Tüm bunların yanında, Müştak'ın sapık fantazileri olduğu, özellikle ortaokul çağındaki çocuklara elle tacizde bulunduğu, onların yanaklarını okşadığı bulunduğu iddialarını da bir kenara koyun...

ANNE DE TUTUKLANDI

Pazartesi sabahı Müştak, adliyeye sevk edildi. Bu sırada olayları duyan bir grup Müştak'a linç girişiminde bulundu. Müştak ve Yunus tutuklanıp cezaevine gönderilirken, Elif de çoktan gözaltına alınmıştı. Elif, Müştak'ın iddialarını reddetti, cinayetle bir ilgisi bulunmadığını söyledi.
Ancak o da pazartesi günü akşam saatlerinde tutuklanarak Şakran Cezaevi'nin yolunu tuttu. Ahmet'in otopsi raporu, nasıl öldürüldüğüne dair ayrıntıları ortaya çıkaracak. Cinsel istismar olup olmadığı anlaşılacak. Dava sürecinde ise 15 yaşındaki bir gencin üvey babası ve annesi tarafından planlanarak neden öldürüldüğü sorusunun cevabını verecek.

Öz babası konuştu

Menemen'de yaşayan ve bir demir çelik fabrikasında çalışan Ahmet'in öz babası 43 yaşındaki Mustafa Ali Coşkun, boşandıktan sonra oğlunun velayetinin annesine verildiğini ve sonrasında kendisine gösterilmediğini öne sürdü. Ahmet'in kaybolduğunu kaybolduktan sonraki pazartesi sabahı öğrendiğini ifade eden baba Coşkun, "Ahmet çok iyi bir çocuktu ve başarılı bir öğrenciydi. Annesi bir türlü benimle paylaşamadı, göstermemek için sürekli önüme engel koydu. Benim kaçıracağımı öne sürüp çocuğu korkutuyordu. Baskı oluşturuyorlardı.
Çocuğu ortadan kaldırıp benim mi üzerime atmak istediler bilmiyorum" diye konuştu.

MEHMET AKYAR

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.