Solucanların patronu
İlknur Pazarcık, evinin banyosunda bir metrekarelik kutuda başladığı solucan gübresi üretimini 4 yılda 6 bin metrekarelik bir tesise dönüştürdü. Yıllık 600 tonluk üretim yapan Pazarcık, ürettiği gübreyi çay üreticileri ve seralara gönderiyor
- Sürmanşet
- 1.6.2017 23:13:31
Balıkesir Bandırma'da yaşayan İlknur Pazarcık, solucan gübresini ilk olarak gemi kaptanı olan eşinin ABD'de okuduğu bir dergiden öğrendi. Eşinin anlattıklarından sonra solucan gübresi üreten birkaç tesisi gezdi ve bu işi Türkiye'de yapmaya karar verdi.
BİNDEN MİLYARLARA
İlk üretime bin solucanla evinin banyosuna koyduğu kutuda başlayan Pazarcık, deneme amaçlı bu girişiminde giderek solucan sayısının arttırdı ve kutunun küçük gelmeye başlamasıyla küçük çaplı deneme üretimini evlerinin garajına taşıdı. Deneme aşamasının yaklaşık bir yıl sürdüğünü, 2014'te 318 metrekare kapalı alana sahip bir tesis kurduğunu anlatan Pazarcık, "Tesisi kurmak için KOSGEB'in makine, ekipman ve hibe desteğinden faydalandık.
İlk etapta KOSGEB'den 100 bin liralık destek alarak başladık. Şu anda geldiğimiz noktada, 2 bini kapalı 6 bin metrekarelik, yaklaşık 1,5 milyon liralık bir tesise sahibiz. Deneme amaçlı bin solucanla başlamıştık, şimdilerde ise milyarlarca solucanımız var. 2014'te tesis düzeyine geçtiğimizde aylık 15 ile 20 ton arasında solucan gübresi üretebiliyorduk. Şu an aylık 50 ton civarında gübre üretmeye başladık. Türkiye'nin birçok ilçesine gübre satışı için danışmanlık büroları kurduk" dedi.
YILLIK 600 TON ÜRETİM
Solucan gübresini özelikle Karadeniz'deki çay üreticilerine ve Antalya'daki seracılara verdiklerini bildiren Pazarcık, gübrenin tamamen doğal olduğunu söyledi. Yıllık 600 tonu bulan üretimleriyle Türkiye'de iddialı bir firma haline geldiklerini söyleyen Pazarcık, üretim süreçlerini ise şöyle anlattı:
"Fermente edilmiş büyükbaş hayvan gübresini sererek kurutuyoruz. Daha sonra kırıcı dediğimiz makineden geçirip ince parçalara ayırıyoruz.
İçine bitkisel atıklar, yumurta kabuğu, çay posası karıştırıyoruz. Yüzde 70 fermente olmuş büyükbaş hayvan gübresi ve yüzde 30'u bitkisel atıklardan oluşuyor karışımımızın. Bunları suyla nemlendirip solucanlarımıza sunuyoruz. Yemi bir taraftan veriyoruz, solucanlar yemin konulduğu alana geçiyor ve ardlarında bıraktıkları gübreleri alıyoruz. Bu gübreleri bir süre yine dinlendiriyoruz. Dinlenen gübremizi silonun içine koyuyoruz ve burada bir saat boyunca 70 derecede hijyen aşamasından geçiriyoruz. Ardından kırma, eleme işlemi yapılıyor ve çuvallara dökülerek ambalajlanıyor. Ürünümüz satışa hazır oluyor."