'Kimsenin İznini Almayacağız'

Türkiye’nin terörle mücadelesinin kararlılıkla süreceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse çevremizde olup bitenler karşısında tepkisiz kalmamızı beklemesin. Ülke güvenliği konusunda, sınır içinde ve dışında ne yapmamız gerekiyorsa, kimseden izin almadan yapmakta kararlıyız” dedi

İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 22. Dünya Petrol Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son 1-1,5 asırdır güçlü ülke olmanın yolunun, enerji kaynaklarına sahip bulunmaktan veya bunlar üzerinde söz sahibi olmaktan geçtiğini söyledi. Başbakan Binali Yıldırım ile Azerbaycan, Sırbistan, Arnavutluk, Bulgaristan devlet başkanları ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın da aralarında bulunduğu 30'u aşkın bakan ile ABD Dışışleri Bakanı Rex Tillerson'ın da katıldığı zirvede konuşan Erdoğan, şunları söyledi:


ENERJİ HUZUR VE REFAHA KATKI SAĞLAMALI: Küresel çatışmaların merkezinde yer alan enerji kaynakları ve yolları üzerinde hakimiyet kurma çabalarının çoğu zaman iç çatışmalar, darbeler ve işgallerle sonuçlandığını görüyoruz. Var olduğu coğrafyalarda zenginliğin ve refahın kaynağı olması gereken petrol ve doğalgazı ne yazık ki daha çok savaş, kan ve gözyaşı ile birlikte anmak zorunda kaldık. Biz Türkiye olarak en başından beri, bu kaynakların insanlığın huzur ve refahına katkı sağlayacak şekilde kullanılması gerektiğini savunuyoruz.

ENERJİNİN İPEK YOLU TÜRKİYE: Medeniyetlerin buluşma noktası olan Türkiye, artık enerji uzmanları tarafından da 'enerjinin İpek Yolu' olarak isimlendiriliyor. Ülkemiz sahip olduğu imkanlarla, enerjinin yıkım, gerginlik ve ihtilaf değil, barış ve refah kaynağı haline dönüşmesi için gayret gösteriyor. Türkiye'deki büyümenin sürdürülebilir olması için enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların en üst düzeyde kullanılması gerekiyor. Bugün enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada ise Çin'in ardından ikinci sırada yer alıyoruz. Buna karşılık sınırlı hidrokarbon kaynaklarımız nedeniyle petrol ve doğalgazda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Son 10 yılda enerji ve maden ithalatına yıllık ortalama 55 milyar dolar ödemiş olmamız, bağımlılığımızın düzeyini göstermeye yetecektir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde iki kat artacak olan enerji talebini karşılayabilmemizin yolu 2023'e kadar ilave 50 bin megavat kurulu ek gücü sisteme dahil etmemizden geçiyor.

SİNOP'TA İNŞAATA BAŞLAMAK İSTİYORUZ: Nükleer enerji konusunda da yatırımlarımızı hızlandırmaya başladık. Akkuyu ve Sinop Nükleer Güç Santralleri'nin devreye girmesiyle enerji ihtiyacımızın en az yüzde 10'luk kısmını karşılayacağız. Rusya ile yürüttüğümüz Akkuyu Projesi'ni milli sermayemizi de katarak güçlendirdik. Sinop Projesi'nde de inşaata en kısa sürede başlamak istiyoruz. Arz güvenliğine kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla yıllık doğalgaz tüketiminin en az yüzde 20'sini depolayacak bir sistem kuruyoruz. En göz alıcı yeniliklerden birisi de enerji teknolojilerinin üretiminde yerlileştirme oranını artırmak olacak. Türkiye'yi bu alanda yüksek katma değerli teknolojilerin üretildiği bir enerji üssü haline getirmekte kararlıyız.

KİMSEDEN İZİN ALMAYIZ: Enerji hinterlandındaki terör örgütlerinin yol açtığı kaos ve karmaşa, ülkelerimiz arasındaki işbirliğini zorunlu kılıyor. Enerji kaynaklarının güvenliği, terör örgütlerinin tasfiyesine bağlıdır. Türkiye olarak biz terörle mücadelede çok büyük bedeller ödedik. Verdiğimiz mücadele, kendi milli güvenliğimiz yanında dünyanın enerji güvenliğini de yakından ilgilendiriyor. Hiç kimse Türkiye'nin, çevresinde olup bitenler karşısında tepkisiz kalmasını, kendisine yönelik saldırıları karşılıksız bırakmasını beklemesin. Ülkemiz ve milletimizin güvenliği konusunda, sınırlarımız içinde ve dışında ne yapmamız gerekiyorsa, kimseden izin almadan yapmakta kararlıyız. Bunun da bilinmesini istiyorum.

BÜYÜK BİR FIRSAT KAÇIRILDI: Doğu Akdeniz'de geçtiğimiz hafta maalesef büyük bir fırsat kaçırıldı. Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen, Rumların olumsuz tavrı sebebiyle adadaki anlaşmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz.
Adaletin, hakkaniyetin ve uluslararası hukukun gereği, hidrokarbon kaynaklarının adadaki tüm taraflara ait olmasını gerektiriyor. Kıbrıs'taki gelişmelere taraf olan herkesten beklentimiz, bölgedeki yeni gerginliklere yol açabilecek adımlardan kaçınmalarıdır.

GELECEĞİN ENERJİ KÖPRÜSÜ TÜRKİYE

Başbakan Binali Yıldırım da, zirvede yaptığı konuşmada enerji güvenliğinin ancak birlikte ve tutarlı bir mücadele yöntemiyle sağlanabileceğini belirtti.
Yıldırım, "Türkiye olarak enerji alanında aldığımız kararlarda her zaman komşularımızla işbirliği içerisinde 'kazan kazan' yaklaşımını ön plana aldık. Bölgesel işbirliklerine her zaman açığız. Türkiye, enerji geleceğimize bir köprü oluşturmaktadır" dedi.

Türkiye'nin, Doğu Akdeniz kaynaklarının Avrupa'ya ulaştırılmasında yapıcı bir rol oynamaya kararlı olduğunu dile getiren Yıldırım, bu bağlamda bölgedeki siyasi sorunların çözümlenmesi için ülkenin elinden gelen katkıyı koyduğunu vurguladı. Kıbrıs adası etrafındaki hidrokarbon kaynaklarının her iki tarafa da ait olduğunu belirten Yıldırım, "Türkiye Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar koruyacaktır. Kıbrıs Rum liderliğinin barışın önünü tıkamak yerine, yapıcı bir tutuma yönelmesinde fayda var" dedi. 2023'te yenilenebilir enerji payını yüzde 30'a ulaştırmayı amaçladıklarını da dile getiren Yıldırım, nükleer enerjiyi sepete dahil edeceklerini kaydetti.

'ANAHTAR ROLÜMÜZ SÜRECEK'

Zirvede konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin konumuyla, üretici ve tüketici ülkeleri birbirine bağladığını belirterek, "Karşılıklı kazan-kazan ilkesine dayalı tüm projelerin doğal müttefiki olmaya devam edeceğiz" dedi. Türkiye'nin son 15 yılda enerjide devrim niteliğinde adımlar attığını belirten Albayrak, kişi başı elektrik talebi OECD ülkeleri arasında en hızlı artan ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, bu talebi karşılamak için elektrikteki kurulu gücün üç kata çıkarıldığını anımsattı. Türkiye'nin depolamada bölgenin en büyüklerinden olacağını söyleyen Albayrak, "Doğalgaz iletim şebekemizin günlük taşıma kapasitesini 190 milyon metreküpten 300 milyon metreküpe, takip eden iki yıl içinde de 400 milyon metreküpe çıkaracağız. Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Tesisi'nin de kapasitesinin yükseltilmesiyle 2023 itibarıyla 11 milyar metreküplük doğalgaz kapasitesine ulaşarak bölgedeki en büyük doğalgaz depolama kapasitesine sahip ülkelerden biri olacağız" şeklinde konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.