BARZANİ İÇİN YOLUN SONU

IRAK'IN KUZEYİNDE NELER OLUYOR? - EMİRHAN ERGEN

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiye kararlarının ardından toplanarak hükümete Irak'ın kuzeyindeki Peşmerge bölgesine yönelik sınır ötesi harekat yetkisi verdi. Yetkinin ardından sınırda bir haftadır devam eden askeri tatbikatın seviyesi yükseltilirken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, referandumun bağımsızlığa denk gelecek tekliflerin gelmesi halinde yapılmayabileceğini ancak henüz böyle bir teklifin gelmediğini söylemişti. Ancak dün referandumdan vazgeçmediklerini açıkladı. Barzani'ye referandum konusunda tek destek Ortadoğu'da Arap hakimiyetini istemeyen İsrail'den gelirken, stratejist ve uzmanlar, sözde referandumla ilgili olasılıkları değerlendirdi.
IRAKLILARIN ELEŞTİRİSİ
Süleymaniye'deki Amerikan Üniversitesi'nden Dr. Choman Hardi, Rudaw gazetesine yaptığı açıklamada, konuyla ilgili olarak eleştirileri şöyle özetledi: "Bu karar, Kürt hükümetindeki yaygın yolsuzluktan, zorlu ekonomik durumdan, demokratik ilkelerin altının oyulmasından ve Barzani ailesinin diktatörlük yolunda attığı adımlardan endişe duyanlar için rahatsız edici. İnsanlar nihayet bu çok önemli konuda oy verme şansına sahip olacaklarını düşünse de, mevcut şartlarda referandumun yapacağı tek şey, dikkatleri hükümetin yolsuzlukları ele almaktaki, halkına ekonomik güvenlik sağlamaktaki ve demokratik bir sistem inşa etmekteki başarısızlığından başka yöne çevirmek. Çıkabilecek bir 'evet' sonucu, Barzani'nin gücünü pekiştirmesine ve başarısız hükümetini meşrulaştırmasına yarayacaktır."
'AYRILIK FELAKETİ GETİRİR'
AK Parti Siirt Milletvekili ve Yazar Yasin Aktay, Barzani'nin referandumuyla ilgili Yeni Şafak'taki köşe yazısında şu yorumu yaptı:
"Bugün zararın neresinden dönülürse kârdır diye düşünmeliyiz. IKBY'ye ve Irak'taki Sünni unsurlara da beraber, adilce ve huzur içinde yaşayacakları eşit vatandaşlık esasına dayalı sağlam bir alternatif sunarak ayrılık fikrinden vazgeçirmeye çalışmak lazım. Ayrılığın herkes için bir felaket olduğunu herkesin bilmesi gerekiyor."
'BEDELİ ÇOK AĞIR OLUR'
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan, bağımsızlığın doğurabileceği bedelleri şöyle anlattı:
"Öngörülebilir olanlar; tanınmama, komşularla ilişkisizlik, Türkiye'nin Habur kapısını ve petrol hattı vanalarını kapatmasıyla yaşanacak ekonomik darlık ve çıkışsızlık, bölgeyi saran etnik-mezhebi ayrışma ve çatışmanın daha da yayılması, terörün çeşitlenmesi- artması, peşmergenin yetersizliği ve Kandil'den sonra Sincar'a da konuşlanan PKK'nın Erbil'e ortakçı çıkması... Şu an Erbil'in tek destekçisi İsrail. Barzani'ye yakınlığıyla bilinen Rudaw'da "İsrail-Kürdistan işbirliğinin faydalarını ve gerekliliğini" anlatan makaleler yayınlanıyor olsa da, İsrail son derece kötü bir örnek Erbil için de. Irak Kürtlerini kendi topraklarının hırsızı olmaya motive ediyor çünkü işgalci İsrail.
Neticede Kerkük başta olmak üzere, nüfusu Türklerden ve Araplardan oluşan şehirlere Kürt nüfus taşıyarak, nüfus dairelerini içindeki tapu belgeleriyle birlikte ateşe vererek oluşturulan fiili durum, etnik-dini-mezhebi çoğulculuğu Kürt milliyetçiliğine kurban ederek yapılan yanlışı doğrulamayacaktır."
REFERANDUM İNTİHARDIR
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik ise verdiği bir demeçte referandumun Barzani için intihar olduğu belirtti ve şöyle konuştu: "Irak'ın kuzeyinin petrolünü satamayız. Satmayız değil, satamayız çünkü uluslararası bir olaydır bu. Kürt petrolü dediğimiz şey esasında Irak petrolüdür. Bölge bağımsızlığını ilan ettiğinde o petrol hemen Kürt petrolü diye tescil edilmiyor. Birleşmiş Milletler'in onaylamadığı bir bağımsızlık, bağımsızlık değildir. Dolayısıyla dünyada o bölge Irak'ın parçası olarak telakki edilmektedir. Uluslararası antlaşmalara göre oranın yeraltı zenginlikleri merkezi hükümetin tasarrufundadır. Biz Kürtlerin petrolünü merkezi hükümetin onayı ile satıyoruz. Öyle bir durumda, Kürt petrolü olmaktan çıkıp Irak petrolü olarak tescil edilir. Biz satmaya kalksak dünya da buna haciz koyar. Kısacası bu Barzani için gerçekten bir intihardır."
DESTİCİ: KURULMAYA ÇALIŞILAN İKİNCİ İSRAİL
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Kuzey Irak'taki referandum konusunu değerlendirdi. Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiye kararları ile Bakanlar Kurulu sonrası açıklanan kararların çok doğru ve yerinde olduğunu vurgulayan Destici, "Türkiye'nin, yapılacağı açıklanan referandumu asla tanımayacağı, gayri meşru gördüğü ve dolayısıyla da, özellikle uluslararası anlaşmalardan ve ikili anlaşmalardan doğan bütün haklarını da kullanacağını ifade etmesi çok önemliydi. Hem Lozan, hem 1926 Ankara Anlaşması, 1946 Bağdat Anlaşması; bütün bunlar Türkiye'ye, Kuzey Irak'a müdahale etme ve orada bir oldu bittiyi kabul etmeme hakkı vermektedir" dedi.
Referanduma tek destek veren ülkenin İsrail olduğunu da hatırlatan Destici, "Bu durum, olayın bir siyonist projesi olduğunu net bir şekilde göstermektedir. Irak'ın kuzeyinde şu anda kurulmaya çalışılan bir Kürt devleti değildir. İkinci bir İsrail'dir. Asla ikinci bir İsrail'in İslam dünyasının kalbine bir hançer gibi saplanmasına müsaade edilmemelidir. İsrail'in de bunu bilmesi lazım" diye konuştu.